Apollo astronotlarınca bırakılan Ay‘daki ayak izleri, uygarlığımızdan bile daha uzun süre var olabilir. Çünkü Ay’da onları silebilecek herhangi bir rüzgar ya da yağmur yok. Ama bu sonsuza dek bozulmadan kalacakları anlamına da gelmiyor. Evet, belki Ay’da rüzgar ya da yağmur yok; fakat Ay’ın yüzeyi sürekli olarak mikro meteoritler tarafından borbardımana uğramaktadır.
Milyarlarca yıl boyunca mikro meteorit yağmuruna maruz kalan Ay’ın yüzey kayaları parçalanıp “regolit” denen kalın bir toz tabakasına dönüşmüştür. Eskiden Ay’da bazı yerlerin derin toz tabakasıyla kaplı olduğundan ve uzay araçlarının buraya batıp tamamen kaybolacağından korkuluyordu. Hatta Arthur C. Clarke’ın “Ay Tozu Yağmuru” adlı 1961 tarihli romanında, Ay aracı Selene tüm yolcuları ile birlikte Ay tozu denizine batıyordu. Elbette bu, fazla abartı içeren bir kurgudan ibaretti.
Peki ama Ay’daki bu ayak izlerinin ömrü tam olarak ne kadardır? Bu soruya verilebilecek net ve kesin bir cevap bulunmuyor. Zira astronomide pek çok değişken ve beklenmeyen etken söz konusu. Örneğin Ay’a çarpacak olası bir göktaşı, ayak izlerinin de bulunduğu geniş bir alanda tahribata yol açabilir. Fakat normal şartlar altında, kesintisiz bir şekilde süren mikro meteorit yağmurunun, hemen her 10 milyon yılda bir Ay yüzeyini altüst ettiği sanılıyor. Bu da bize, Ay’daki ayak izlerinin ömrü konusunda bir fikir veriyor. İzler şimdilik uzun bir süre boyunca güvende. Bize düşense, tarihimizin en büyük başarısına ait bu izlerin varlığıyla gururlanmak…