Akıllı İnsan

“İnsan” kelimesini araştırdığımız zaman, ilk başta konuşma ve düşünme yeteneğine sahip canlı olarak tanımlandığını görürüz. Daha detaylı bir sorgulama sonucunda ise, “belli bir kültür temelinde toplum oluşturan, soyut düşünme yeteneğine sahip olmak” gibi daha kapsamlı bir tanımlamaya ulaşılır. Türümüzün bilimsel ismi olan “Homo Sapiens”, akıllı insan anlamına gelir. İnsan, tarih boyunca Dünya’nın tek hâkimi, doğanın efendisi, Tanrı’nın temsilcisi gibi abartılı tanımlamalarla, kendi biyolojik kimliğinden oldukça uzaklaşmıştır. 19. yüzyılda Darwin’in insanın ve bütün canlıların tek bir ortak atadan köken aldığını bilimsel olarak ortaya koyması, insanın eşsiz bir varlık olduğu iddialarını oldukça sarsmıştır. Dünya üzerindeki 8 milyon türden yalnızca biri olduğumuz gerçeği, halen insanların büyük bölümü tarafından kabullenilmemektedir. İnsan, sürekli olarak metafiziksel bir kimliğe büründürülmeye çalışılmaktadır.

20. yüzyıldan itibaren hayvan davranışını anlamaya yönelik geniş çapta çalışmalar yapılmış ve insana özgü olduğunu düşündüğümüz birçok davranışın basit biçimlerine primatlarda rastlanmıştır. Özellikle en yakın ortak atadan yalnızca 6 milyon yıl önce ayrıldığımız şempanze ve bonoboların gelişmiş davranışları, bizi “insan” tanımını tekrar düşünmeye zorlamıştır. Şempanze ve bonoboların gırtlak yapıları anatomik olarak anlamlı sesler çıkarmaya uygun değildir. Bu yüzden son 50 yıldır, şempanze ve gorillere işaret dilini öğretmeye yönelik birçok çalışma yapılmıştır. Ortalama 200 kadar kelimenin karşılığını öğrenebilen şempanzeler, öğrendikleri kelimelerin bir kısmını diğer şempanzelere de öğretmeyi başarmıştır. Sembolik iletişim konusunda çok başarılı olan Bonobo Kanzi, bilgisayar ekranından kelimelere karşılık gelen sembolleri girebildiği “lexigram” dili sayesinde 3000 kelimeyi anlayabilmekte, 500 kelimeyi ise oluşturabilmektedir.

Bonobo Kanzi

Uzun yıllar boyunca, insanın alet yapabilme yeteneğine sahip olan tek canlı olduğu düşünülüyordu. Ancak 1960’lı yıllarda ünlü primatolog Jane Goodall tarafından Tanzanya’da yapılan gözlemler sonucu, şempanzelerin hazırladıkları ince dalları termit yuvalarına sokarak karıncaları çıkarıp yediği gözlendi. Alet kullanımı, başka bölgelerde yaşayan şempanze ve bonobo gözlemleriyle de doğrulandı.

Şempanzelerin, araştırma istasyonlarında hazırlanan deney düzenekleri aracılığıyla ateş yakma, tabak kullanma, karmaşık düzenekleri çözme gibi yetenekleri gözlendi. Bunların ötesinde, Batı Afrika şempanze toplulukları farklı büyüklükteki iki taşı çekiç ve örs olarak kullanarak kabuklu yemişleri kırabilir. Bu özelliğin diğer şempanze topluluklarında görülmemesi, farklı şempanze topluluklarının farklı “kültürlere” sahip olabileceğini göstermektedir.

şempanze resim yapıyor

Araştırma istasyonlarında şempanzelere resim yapma imkanı tanınmaktadır. Şempanzeler parmak ve dudaklarının yanı sıra, fırça ve kalem de kullanarak çizimler yapmışlardır. Şempanzelerin resimleri 1957’de Londra Modern Sanat Müzesi’nde sergilendiği zaman, eleştirmenler tarafından diğer eserlerden ayırt edilememiştir. İnsanın soyut düşünme yeteneğine sahip olması kültürünü baştan aşağı şekillendirmiştir. Zihninde yarattığı metafizik değerler yaşamında büyük bir yer kaplamaktadır. İnsanın ısrarla kendine sakladığı soyut düşünme yeteneğinin özgünlüğü, gene tartışma konusudur.

En basitinden, şempanze ve bonobolar kendi benliklerinin farkındadır. Aynada kendilerini tanımakta, fotoğraf ve video üzerinden gerçek dünyaya yönelik çıkarımlarda bulunmaktadır. Doğal ortamlarında bile, su birikintisine bakarak yüzlerini temizledikleri görülmüştür. Goodall, şelalenin çevresine gelen şempanzelerin suyun çevresinde dans benzeri coşkulu hareketler yaptığını gözlemlemiştir. Arnheim Hayvanat Bahçesi’nde de, şempanzeler sağanak yağmur altında ıslanmak pahasına coşkulu hareketlerde bulunmuştur. Doğrudan cinsel ya da beslenme davranışıyla ilişkili olmayan bu hareketler, su ve sese yönelik sembolik bir tepki olarak yorumlanabilir. Ayrıca şempanzelerin ölüm kavramını anlayabildikleri bilinmektedir. Ölen bireyin arkasından sessizlik ve içe kapanmayla karakterize bir yas davranışı gözlenir. Cesedin başında toplanma ve uzun süre bekleme gibi davranışlar da gözlenmiştir.

İnsana olan anatomik benzerliklerinden dolayı, şempanze ve bonobolara yönelik davranışsal deneyleri tasarlamak görece kolaydır. Oransal olarak en büyük beyinlerden birine sahip olan yunuslar için deney düzenekleri oluşturma konusunda ise hala yetersiziz. 95 milyon yıldır farklı evrimsel çizgileri izlediğimiz yunuslar, bilişsel olarak oldukça gelişmiş yetenekler gösteriyor. Yaprak ve çöpleri kullanarak oyun oynuyor, yunus gösterilerinde öğretilenlerden farklı olarak yeni hareketler tasarlıyor, deniz dibinde yiyecek ararken burunlarını korumak için deniz süngeri takıyorlar. İletişim için yüksek frekanslı sesler kullanan yunuslar, çocukluklarından itibaren kendilerine özel bir ses, kimlik ıslığı belirliyorlar. Kimlik ıslığıyla farklı bireyleri tanıyan yunuslar, uzun yıllar boyunca diğer yunusları hatırlayabiliyor. Kendine isim verme olarak yorumlayabileceğimiz bu davranış, hiçbir primatın doğal ortamında gözlenmedi. Yunusların farklı durumlara yönelik farklı sesler kullanması, henüz çözemediğimiz bir yunus diline dair işaretler olabilir.

Altı kıtada 7 milyar insana ulaşan eşsiz kültürümüz, bizi 21. yüzyılda okyanus diplerinden Güneş Sistemi’ne kadar ulaştıran teknolojimiz, dünyada bıraktığımız binlerce kalıcı iz… Kendimize Akıllı insan (Homo sapiens) demek için yeteri kadar sebebimiz var. Ancak zekâmızın gökten düşmediğini, 3.5 milyar yıllık evrim sürecinin bir ürünü olduğunu biliyoruz. Bugün kültürel ve toplumsal katmanlar arasında kaybolmuş bütün davranışlarımızın kökenlerini en yalın haliyle şempanzelerde görmek, bizi şaşırtmasın. Bütün canlılar gibi biz de, değişen şartlara uyum sağlıyor ve hayatta kalmaya çalışıyoruz.

Üstünlük taslamaya ne gerek var ki? Aynı dünyayı paylaştığımız, hepsi eşsiz, hepsi farklı, 8 milyon türün arasında, hayat ağacının gencecik bir dalıyız sadece…

Hazırlayan: Emre Yorgancıgil

Kaynakça

  • Live Science
  • http://www.janegoodall.org/
  • National Geographic Türkiye-Mayıs 2015
  • Bonobo ve Ateist, Frans De Waal, Metis 2014
  • İçimizdeki Maymun, Frans De Waal, Metis 2014
  • Köken Ağacı, Frans De Waal, Alfa Bilim 2013
  • İlk Şempanze, Gribbin&Cherfas, Alfa Bilim 2012
  • Üçüncü Şempanze, Jared Diamond, Alfa Bilim 2013
  • Çıplak Maymun, Desmond Morris, İnkılap 2012

Yazar: Konuk Yazar

Bu içerik bir konuk yazar tarafından üretilmiştir. Siz de sitemizin konuk yazarlarından biri olabilirsiniz. Yapmanız gereken tek şey, kaleme aldığınız bilimkurgu temalı makale ve öykülerinizi bilimkurgukulubu@gmail.com adresine göndermek. Editör onayından geçen yazılarınız burada yayımlanıp binlerce okurun beğenisine sunulacaktır. Gelin bu arşivi birlikte büyütelim...

İlginizi Çekebilir

Asimov’un Robbie Öyküsü, Bize Yapay Zekâ ve Zihin Hakkında Neler Anlatıyor?

İnsanlar denizleri ve Güneş’i neyin hareket ettirdiğini bilmedikleri geçmiş zamanlarda, bu nesnelere zihinsel durumlar atfettiler. …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et