4 BUÇUK G

‘4 buçuk G’ Hızında…

Çılgınlık bu…

Ne Amerikan filmlerinde gördüğümüz çılgınlıklara benziyor, ne bilimkurgu romanlarındakilere… Post-modern deseniz değil, fantastik deseniz hiç değil. Arabesk bile değil yani; bambaşka, adını koyamadığımız / koyamayacağımız bir durum bu. Belki de henüz tanımlayamadığımız bir çağa girmiş bulunuyoruz toplumca, “4 buçuk G” hızında.

Tablo öyle.

4 BUÇUK G

Gerçek “4 buçuk G”den söz etmiyorum, kuşkusuz o da var kendi küçük, etki alanı büyük bir ayrıntı olarak bu tablonun bir köşesinde. Daha hızlı, “en hızlı” internete uyumlu akıllı telefon satan mağazaların içi daha bir aydınlık, daha bir kalabalık ve daha bir heyecanla dolu nicedir. Giren çıkan, giren çıkan… hadsiz hesapsız bir koşturmaca. Günlerden beri uyumlu telefon markalarının listeleri dolduruyor haber bültenlerini. Reklâm kuşakları, bize en iyisinin olanaklarını sayıp döküyor durmadan. Beri yanda bize kendi paramızı satmak için diller döken bankalar; istediğimiz kredi anında değil “4 buçuk G” hızında elimizde!

Üç milyar Euro –hatta öyle görünüyor ki daha da fazlasının sözü- alınır alınmaz şıp diye kesilen Suriyeli sığınmacı ölümleri de bu duruma dahil. Yani nüfusumuzun resmi olarak da 3 ilâ 5 milyon arasında artması, seçmen sayısında da orantılı bir artış demek ki, bu oyların kimin hanesine yazılacağı da “4 buçuk G” hızında şimdiden belli ve tablodaki yerini çoktan almış durumda.

“4 buçuk G”, tabloyu en iyi ortaya koyan metafor durumunda.

ÖLENLERLE NUTUK SÖYLEYENLER

Dünyanın başka hangi ülkesinde başta yüzde 50 ile iktidar olmuş bir hükümet varken böyle ard arda onlarca kişinin hayatını kaybettiği patlamalar olmuştur. Korkudan istifade, tüm ülkede “olağanüstü hal” uygulaması da işin bir başka yönü elbet. Medya organları onlarca kişinin ölümüne neden olan patlamaların sorumluluğunun üstünü on yaşındaki Beratcan’ın katilini “yoğun” araştırmayla bulan polisimizin gösterdiği “olağanüstü” çabayla örtmeye çalışıyor.

Adını nasıl koyarsak koyalım içte ve dışta, sınırlarımızda süren savaş da tabloya dahil. Bunca ölümden, hendekleri kazan ve kazdıranlar kadar, hatta daha da fazla, aslen kazılmasına göz yumanlar sorumlu değil mi? O halde neden hâlâ “4 buçuk G” hızında?…

Ya son beş yılda öldürülen 1134 kadın, yani 1134 cinayet, tacize, tecavüze uğrayan onlarca çocuk? Şehit cenazeleri mi? Kimimiz ölür, kimimiz nutuk söyleriz; onlar, 75 milyonumuzun gurur kaynağı, “4 buçuk G” hızında!

SANRI MI, KURUNTU MU, GERÇEK Mİ?

Yüksek komisyonlar karşılığında işbirlikçi yandaş şirketler aracılığıyla emperyalist şirketlere peşkeş çekilerek katlettirilen eşsiz doğamızın da bu tabloda çok önemli bir yeri var, “4 buçuk G” hızında! Geceleri silah seslerine karışan motorlu testere sesleriyle uyanmıyorsak bu bizim sağırlığımızdan. Salt kulaklarımız değil, “yüreğimizin kulakları” da sağır!

Oluk oluk akan, birbirine karışarak pıt pıt damlayan ne, kan mı, özsuyu mu, “4 buçuk G” hızında? Üstümüze gelen kim, biz miyiz, kendimiz mi, bilmediğimiz bir düşman mı, yoksa Saylonlular mı? Bilimkurgu mu bu, bir sanrı mı, kuruntu mu, geçirdiğimiz bir nöbet mi, gerçek mi?

Peki, yine de nasıl yaşayabiliyoruz ve acele acele nereye gidiyoruz böyle, “4 buçuk G” hızında?

Yazan: Mecit Ünal

Yazar: Konuk Yazar

Bu içerik bir konuk yazar tarafından üretilmiştir. Siz de sitemizin konuk yazarlarından biri olabilirsiniz. Yapmanız gereken tek şey, kaleme aldığınız bilimkurgu temalı makale ve öykülerinizi bilimkurgukulubu@gmail.com adresine göndermek. Editör onayından geçen yazılarınız burada yayımlanıp binlerce okurun beğenisine sunulacaktır. Gelin bu arşivi birlikte büyütelim...

İlginizi Çekebilir

sok dalgasi suvarisi kapak

Geleceği Yazmak: Şok Dalgası Süvarisi

“Dünya bir tek iletişim ağına bağlı ve her şey bu ağ üzerinde… İstisnasız her şey, …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin