Siberpunk türünün peygamberi olarak da bilinen William Gibson, Kanada kökenli Amerikalı bir bilimkurgu yazarıdır. 1982 yılında yayımlanan kısa öyküsü Burning Chrome’da Gibson, ilk kez siber alan kavramını icat etti ve daha sonra bu konseptin ilk romanı olarak kabul gören 1984 tarihli Neuromancer‘da bir temel olarak kullandı. Gibson, 1990’larda internet yaygınlaşmadan önce bilgi çağının simgesi olarak kabul edildi. Televizyon gerçekliğini, video oyunlarını, internetin yükselişini ve yaklaşan popülerliğini çok doğru bir şekilde tahmin etmesiyle de bilinir.
1999 yılında The Guardian, William Gibson’ı son yirmi yılın en önemli yazarı olarak tanıttı. Çeşitli yayınlara katkıda bulunmasının yanı sıra, yirmiden fazla kısa öykü ve beğeni toplayan on roman da kaleme aldı. Gibson diğer bilimkurgu yazarları, akademisyenler, teknoloji ve siberkültür üzerinde güçlü bir etki bırakmayı başardı. Ayrıca çeşitli projelere ek olarak, sahne sanatlarından müziğe ve film endüstrisine kadar geniş çapta işbirliklerinde bulundu.
William Ford Gibson, 17 Mart 1948’de Conway, Güney Carolina’da dünyaya geldi. Fakat çocukluğunun çoğunu, babasının ölümünden sonra annesiyle birlikte taşındığı Wytheville, Virginia’da geçirdi. Yalnız bir çocukluk yaşayan Gibson, on iki yaşından itibaren bilimkurgu yazarı olmaktan başka bir şey istemedi. Beat’ten 13 yaşındayken aldığı bir antoloji, Gibson’u Allen Ginsberg, Jack Kerouac ve William S. Burroughs‘un eserleri ile tanıştırdı ve bu türe ilgi duymasına yol açtı.
Okul hayatındaki başarısızlıklarından ötürü üzgün olan annesi, Gibson’ı Arizona Tucson’daki Güney Arizona Erkek Okulu’na gönderdi. Fakat Gibson, annesinin ölümünden sonra 18 yaşındayken okuldan ayrıldı. 1967’de Kanada’ya taşındı. Burada Toronto’daki hippi kültürüne ilişkin bir CBC gösterisine katılmadan önce bir süre işsiz ve evsiz şekilde etrafta dolandı. Ayrıca Toronto’da Deborah Jean Thompson ile tanıştı. İkili 1972 yılında Vancouver’da evlendi.
Bir yardım kuruluşundan burs kazanan Gibson, British Columbia Üniversitesi’nde İngilizce Lisans derecesi kazandı. Çeşitli kurgu ve edebiyat türlerinin etkisinde kalan Gibson, ilk kısa öyküsü Fragments of a Hologram Rose’u yazdı. Gibson, bilimkurgu alanında yüksek lisans yaparak yazma becerilerini daha da güçlendirdi. 1980’de Vancouver’da düzenlenen bir bilimkurgu toplantısında punk müzisyeni ve yazar John Shirley ile bir araya geldi. Shirley, Gibson’u sadece tam zamanlı bir kariyer yapmaya teşvik etmekle kalmadı aynı zamanda hayat boyu arkadaşı da oldu.
Gibson’un ilk yazılarının çoğu sibernetik temalı ve yakın gelecekte geçen bilimkurgu eserleridir. Bunların en ünlüleri kısa öyküsü olan Burning Chrome ve ilk romanı Neuromancer’dir. Neuromancer’ın başarısını takiben Gibson, Count Zero (1986), Mona Lisa Overdrive (1988), The Difference Engine (1990), Virtual Light (1993), All Tomorrow’s Parties (1999), Pattern Recognition (2003), Spook Country (2007) ve Zero History (2010) eserlerini yazdı. Günümüzde Vancouver, Kanada’da yaşayan yazar, bilimkurgu öyküleri ve romanları yazmaya devam ediyor.