Günümüzde Pierre Boulle adını duyan çok az kişi vardır. 1963 tarihli La Planète des Singes (Maymunlar Gezegeni) isimli romanında zamanda yolculuk yaparak maymunlar tarafından kurulan ve idare edilen bir medeniyet fikrini ilk ortaya atan kişidir. Fakat eserleri bundan ibaret değildir. Kwai Köprüsü (The Bridge on the River Kwai) olarak bilinen ünlü sinema yapımı da esasında Pierre Boulle’un aynı adı taşıyan romanına dayanmaktadır. Film, bir İngiliz Albayın görev ve onur gibi kavramlar ile nasıl baş ettiğini gözler önüne seren bir savaş eseri özelliklerini taşımaktadır.
1912’de doğan ve macera dolu bir yaşamın ardından 1994 yılında Paris’te vefat eden Pierre Boulle, 40 yılı aşkın yazarlık kariyerine 30 roman ve çok sayıda öykü sığdırmıştır.
Boulle, Kwai Köprüsü’nü yazmadan yıllar önce, Malezya’da bir İngiliz şirketinde ve daha sonra 2. Dünya Savaşı sırasında çeşitli gizli misyonlarda ajanlık görevini üstlenmişti. Uzakdoğuda uzun yıllar İngilizlerle birlikte yaşamış ve İngiliz kültürüne hayranlık duymuştu. Çok iyi bildiği bu çevreyi yazılarına döktüğünde ise kahramanları da gerçek hayatta olduğu gibi İngilizdi. Burma ve Çin gibi ülkelerde İngilizler için “Peter John Rule” kod adıyla gizli görevlerde yer almış ve daha sonrasında bu kimlikle Hanoi nehrine kadar ilerlemişti. Burada yerel otoritelerce yakalanan Boulle, kaçak olduğu gerekçesiyle yakalanmış ve 2 yılını hapiste geçirmek zorunda kalmıştı. Kwai Köprüsü romanı, yazarın Uzakdoğu’da yaşadığı acı tecrübelerin etkisi altında yazılmış bir eserdir.
Hollywood yapımcıları Kwai Köprüsü filminde yaptıkları gibi Maymunlar Gezegeni‘nde de ciddi değişikliklere gitmişlerdir. Boulle’a ait orijinal eserde, uzayda balayına çıkan çift şişenin içinde bir metin bulur. Bu metin, bir Fransız gazeteci tarafından yazılan, insanları aptal hayvan rolünde gösteren ve maymunlar tarafından yönetilen bir dünya modelini içermektedir. Hikâyenin sonunda gazeteci, Paris’te bulunan Orly Havalimanı’na geri döner ve burada görev yapan tüm personelin de maymun olduğunu fark eder. Boulle, son vuruşu kitabın sonuna saklar. Okuyucular balayına çıkan çiftin de aslında şempanze olduğunu öğrenir.
Charlton Heston’un oynadığı 1968 yapımı filmin en akılda kalan sahnesi olan kuma gömülen Özgürlük Anıtı kitapta asla yer bulmamıştır. Filmde kahramanlarımız, zamanda ileri giderek nükleer savaştan yeni çıkmış bir Dünya’ya geri döner ve bu savaşın maymun türünün tüm gezegene hakim olmasıyla sonuçlandığını görürler. Boulle’un orijinal eserinde hikâye dünyadan çok uzak bir gezegende geçmektedir.
Pierre Boulle’un eserlerini kabaca iki türe ayırmak mümkün: Savaş dönemi eserleri ve bilimkurgu eserleri. Her iki tür arasında kurduğu ortak nokta ise karakterlerini çetrefilli durumlara sokarak, onların sınırlarını uç noktalara kadar zorlaması olmuştur. İnanılmaz düzeyde yaratıcı bir yazar olarak kabul edilen Pierre Boule, zaman zaman sinemadan anlamamakla da eleştirilmiştir. Ölüm döşeğinde kurduğu son cümle ise: “Umarım beni unutmazlar” olmuştur. Tüm zamanların en iyi iki filminin yaratıcısı unutulmamayı kesinlikle hak ediyor…
Hazırlayan: Cenk Tan | Kaynak: BBC, Vikipedi