Edgar Allan Poe (19 Ocak 1809, 7 Ocak 1849), dünya genelinde okuyucuların hayal gücünü ve ilgisini çeken, kısa öyküler ve şiirleri ile bilinen Amerikalı bir yazar, şair, eleştirmen ve editördü. Poe’nun çalışmaları, modern dedektif hikayelerinin de doğmasını sağladı. “Gammaz Yürek” ve “Usher Evi’nin Çöküşü” gibi eserlerinin çoğu edebi klasikler haline geldi. Edebiyatı gibi, yaşamının bazı yönleri de hep muammada kaldı ve gerçek ile kurgu arasındaki çizgi, ölümünden bu yana büyük ölçüde bulanıklaştı.
Edgar Allan Poe, 19 Ocak 1809’da Boston, Massachusetts’te doğdu. 1831’den 1835’e kadar halası Maria Poe Clemm ve onun kızı Virginia‘yla beraber babasının doğduğu Baltimore’da yaşadı. Dikkatini, aşkının yanı sıra edebiyatının da esin kaynağı olan Virginia’ya vermeye başladı. Çift, 1836 yılında Virginia sadece 14 yaşındayken evlendi. Virginia, 1847’de Poe’nun annesinin ve kardeşinin öldüğü yaşta, 24 yaşında tüberkülozdan öldü. Poe eşinin ölümünün ardından kederle doldu. Çalışmaya devam etmesine rağmen, kötü sağlıktan mustaripti ve 1849’daki ölümüne kadar maddi sorunlarla mücadele etti.
Poe asla ailesini gerçekten tanımadı. Baltimore’da doğan aktör babası David Poe Jr, Poe çocukken aileyi terk etti. Annesi İngiliz aktris Elizabeth Arnold Poe ise Edgar Allan henüz üç yaşındayken tüberkülozdan öldü. Erkek kardeşi William ve kız kardeşi Rosalie’den ayrılan Poe, Richmond, Virginia’da başarılı bir tütün tüccarı olan John Allan ve onun eşi Frances Valentine Allan ile birlikte yaşamaya başladı. Edgar’ın Frances ile arası iyiydi ama John Allan ile daha zor bir ilişkisi vardı. Poe, 13 yaşından itibaren üretken bir şairdi, fakat sonraları okul müdürü ve John Allan yüzünden hevesi kırıldı. Para da Poe ve John Allan arasında hep sorun oldu. Poe, 1826’da Virginia Üniversitesi’ne kaydoldu. Ancak masraflarını karşılamak için Allan’dan yeterli parayı alamadı. Poe farkı kapatmak için kumar oynamaya yöneldi, ancak o da borçlanmasıyla sonuçlandı. Evine döndüğünde bir şahsi yenilgiye daha göğüs germek zorunda kaldı. Çünkü komşusu ve nişanlısı Sarah Elmira Royster başkasıyla nişanlanmıştı. Poe, kalbi kırılmış ve sinirli bir şekilde Boston’a taşındı.
1827’de ilk kitabını yayımladığı dönemde Poe, ABD Ordusu’na katıldı. İki yıl sonra, Frances Allan’ın tüberküloza yakalandığını öğrendi. Richmond’a döndüğünde Frances Allan çoktan vefat etmişti. Virginia’dayken, Poe ile John Allan barıştı ve Allan, Poe’nun West Point’teki ABD Askeri Akademisi’ne atanmasına yardımcı oldu. Poe, West Point’teki çalışmalarında başarılıydı, ancak görevlerini yapmada yetersiz kaldığı gerekçesiyle bir yıl sonra atıldı. West Point’te geçirdiği süre boyunca Poe, kendine söylemeden tekrar evlenen koruyucu babası John Allan’la kavga etti. Kimileri Poe’nun konuşmayı yeni kestiği Allan’dan hıncını almak için bilinçli olarak kendini okuldan artırdığını söyledi.
West Point’ten ayrıldıktan sonra üçüncü kitabını yayımladı ve tam zamanlı yazmaya odaklandı. New York, Baltimore, Philadelphia ve Richmond’da yaşama fırsatı bulmak için gezdi. 1834 yılında John Allan, Poe’yu mirasından mahrum bırakarak vefat etti fakat Allan’ın hiç bilmediği gayrimeşru bir çocuğu ortaya çıktı. Yoksulluk içinde yaşamaya devam eden Poe, kısa hikayelerinden biri Baltimore Saturday Visitor’da bir yarışmada birincilik elde edince umutlandı. 1835 yılında Richmond’daki South Literary Messenger’da editörlüğe atandı. Poe, amansız bir eleştirmen olarak ün kazandı. Sert eleştirileri, ona “Tomahawk Man” lakabını kazandırdı. Poe’nun agresif inceleme stili ve bazen de savaşçı kişiliği, yayıncılıkla olan ilişkisini zorladı ve 1837’de dergiden ayrıldı. Bazılarına göre alkol sorunları da ayrılmasında rol oynadı.
Poe’nun kısa çalışmaları Burton’s Gentleman’s Magazine, Graham’s Magazine, The Broadway Journal’da yayımlandı ve öykülerini diğer gazete ve dergilerin yanı sıra Alexander’s Weekly Messenger’a da sattı. 1844’te Poe, New York’a taşındı. New York Sun’da Atlantik Okyanusu boyunca devam eden bir balon gezisinin haberini hikayeleştirerek yayımladı. Marifetleri dikkatleri üzerine çekti, ancak Poe’yu edebi bir kişilik haline getiren olay 1845’te “Kuzgun”un yayımlanmasıydı. Aynı yıl Poe, şair Henry Wadsworth Longfellow‘la ilgili iğneli eleştirileri sebebiyle kendisini saldırı altında buldu. Çünkü saygın bir edebi şahsiyet olarak anılan Longfellow’un bir intihalci olduğunu ileri sürmüştü. Bir yazar olarak başarısına ve ününe rağmen, Poe’un mali dar boğazı devam etti. Bunun da etkisiyle yazarlar ve uluslararası telif hakkı yasası için büyük mücadele verdi.
Edgar Allan Poe, 7 Ekim 1849’da öldü. Son günleri bir şekilde gizemini koruyor. Poe, 27 Eylül 1849’da Richmond’dan ayrıldı. Philadelphia’ya gideceği düşünülüyordu. 3 Ekim’de, Baltimore’da büyük sıkıntı içinde bulundu. Hemen dört gün sonra öldüğü Washington College Hastanesi’ne götürüldü. Son sözleri “Tanrım, zavallı ruhuma yardım et.” oldu. O dönemde, Poe’nin “beyin damarı tıkanıklığı” nedeniyle öldüğü söylendi. Ancak gerçek ölüm sebebi hiç bitmeyen bir spekülasyonun konusu oldu. Bazı uzmanlar ölümüne alkolizmin yol açtığını düşünürken, bazılarıysa alternatif teoriler sundu. Bunlar arasında kuduz, epilepsi ve karbonmonoksit zehirlenmesi sadece birkaçıydı. Ölümünden kısa süre sonra, Poe’nun ünü edebi rakibi Rufus Griswold sayesinde büyük zarar gördü. Poe tarafından sert bir şekilde eleştirilmiş olan Griswold, intikamını Poe’nun vefatında aldı ve onu yetenekli, fakat sarhoş ve kadın düşkünü bir akıl hastası olarak tasvir etti.
Hayatında hiç finansal başarı elde edememesine rağmen, zaman içinde Poe Amerika’nın en kalıcı yazarlarından biri haline geldi. Eserleri bugün bile ilgi uyandırmayı sürdürüyor. Yenilikçi ve yaratıcı bir yazar olan Poe, modern okurları sarsan, şaşırtan ve harekete geçiren hikaye ve şiirleriyle ölümsüzleşti. Karanlık eserleri Charles Baudelaire, Dostoyevski ve Stephane Mallarme gibi yazarları etkiledi.
Hazırlayan: Damla Gül | Kaynak