Grotesk Bilimkurgunun Unutulmaz Yazarı: Iain M. Banks

59 yaşında hayatını kaybeden Iain M. Banks, iki farklı alanda popülerlik kazanan sayılı yazarlardan biriydi. Martin Amis, Salman Rushdie ve A. N. Wilson gibi yazarlarla birlikte ilk Granta genç yazarlar listesine girmeyi başarırken, yıldızlararası evrende geçen anarko-komünist ütopyası Kültür Serisi‘yle de bilimkurgu alanında da unutulmaz bir yer edindi. Banks, romanlarının bu şekilde ‘sınıflandırılmasına’ karşı çıkıyordu. Doğrusu bu, kitaplarında daima belirli olan bir çizgi de değildi. Kitaplarında genellikle grotesk ve tuhaf öğeler o kadar fazla olurdu ki, romanın hangi kategoriye gireceği dahi tartışma konusu haline gelirdi. Örneğin 2009 tarihli romanı Transition, İngiltere’de Iain Banks romanı olarak yayımlanırken, Amerika’da bilimkurgu kitaplarında kullandığı Iain M. Banks adıyla piyasaya sürülmüştü..

Banks ilk yazdığı ve belki de en çok tanınan kitabı olan Eşekarısı Fabrikası ile bir anda popülerliğe ulaştı. Henüz yayımlanmadan önce bir yayıncı, kitabın kusmasına neden olduğunu iddia etmesiyle sansasyon yaratmıştı. Yayımlandıktan sonra da birçok eleştirmen kitabı benzer şekillerde tanımlayacaktı: ”Tiksindirici bir eser”; “aptalca, şeytani derecede sadistçe”; “eşi benzeri olmayan bir ahlaksızlık”… Yine de birçoğu, yazarın hayal gücünün sanrılar konusundaki dehasını takdir etmiş, Banks’in dil ve anlatım üzerindeki kontrolünün rüşdünü ispatlamış birçok yazardan daha iyi olduğunu belirtmişti.

16 Şubat 1954’te Dunfermline’da doğan Iain Banks, ilk gençliğini North Queensferry’de geçirdi. Babası Tom, Deniz Kuvvetleri’nde “suya çakılmış jetleri sudan çıkarıyor”, profesyonel bir buz patencisi olan annesi Effie ise kocasını beklerken Dunfermline’ın buz pateni pistinde buz pateni öğretiyordu. Banks ailenin tek çocuğu olsa da geniş bir aile ortamında büyüdü. Aslında soyadları Banks Menzies idi, ancak bir madenci ve sendika temsilcisi olan Iain’in dedesi, 1926 Genel Grevleri’nde polisin dikkatini çektiği için soyadlarını Banks’e çevirdi. Gerçekte adı Iain Banks olsa da, çocukluğundan itibaren Menzies’i göbek adı olarak kullandı. İlk bilimkurgu romanı (ve dördüncü romanı) olan Phlebas’ı Hatırla’da adının yanına “M” harfi ekletme kararı amcaları ve kuzenlerinin itirazlarıyla karşılanmıştı.

Iain dokuz yaşına geldiğinde babası İskoçya’nın batı kıyılarında görevlendirildi ve aile Forth Bridge yakınlarındaki yeni evlerine taşındı. Küçük Iain zamanını televizyon izleyerek, bilimkurgu okuyarak ve şeker ve böcek ilacından ev yapımı patlayıcılar hazırlayarak geçiriyordu. Greenock lisesinin ardından Iain Stirling Üniversitesi’ne gitti ve orada İngiliz Dili ve Edebiyatı, Psikoloji ve Felsefe eğitimi aldı.

Banks’in hatırladığı kadarıyla babası bir yazar olma kararını destekliyordu; annesi ise onun bir öğretmen olmasını, böylece hayatta “bir dayanağa kavuşmasını” istiyordu. Üniversiteden mezun olduktan sonra ise Avrupa’da otostopçuluk yaparak dolaşmaya başladı. Neredeyse on yıl boyunca başta çöpçülük, hastanede kapıcılık, tezgâhtarlık, IBM ve British Steel’de çeşitli görevler olmak üzere birçok işte çalıştı ve bu süre boyunca yazmaktan hiç vazgeçmedi. İlk kitabı yayımlanana kadar odasının duvarlarına aldığı ret mektuplarını yapıştırıyordu. Banks ebeveynlerine kendi evinin yanındaki evi satın aldığında, ‘gördüğü kadarıyla’ kariyerinin geleceği konusunda içleri oldukça rahatlamıştı.

Eşekarısı Fabrikası’nın 1984’te yakaladığı başarının ardından bir dizi kitap yazmaya ara vermeden devam etti. Kitapları büyük bir okuyucu kitlesine ulaşmış ve birçok eleştirmenden de olumlu yorumlar almıştı. İlk kitabındaki yoğun cinayet, hayvanların sakat bırakılması, delilik ve cinsel şiddet öğeleri sonraki kitaplarında kendilerine daha az yer bulsa da, yoğun kara mizah, gotik ve tuhaf öğeler ana akıma yönelik olsun olmasın Banks’in tüm romanlarının alamet-i farikası olageldi.

1985 tarihli Camda Yürümek, üç hikâyenin birleşiminden oluşuyordu; bunlardan biri bir bilimkurgu öyküsü, bir diğeri ise paranoyak bir işçinin galaktik fantezilerini konu alan bir öyküydü. Banks’in en tatmin edici ve entelektüel kitaplarından biri olduğunu söylediği, 1986’da çıkan The Bridge de üç öyküden oluşuyordu, ancak bu kitap şizofreni ve sanrılara daha fazla odaklanıyordu. Öykülerin birçoğunun arka planını Forth Rail Bridge oluşturuyordu; burası Banks’in favori sahnesi ve 1988’de İskoçya’ya döndükten sonra yaşadığı yerdi. 1987’de Kültür serisinin ilk kitabı olan Phlebas’ı Hatırla’yı yayımladı. Bunu takip eden yıllarda (en azından bir süreliğine) bilimkurgu kitaplarıyla arada sırada yayımlamaya devam ettiği diğer romanları arasında bariz bir ayrım olacaktı. Politik fikirler, bilimsel spekülasyonlar, iğneleyici şakalar (yapay zekâya sahip uzay gemilerinin isimleri uzun süredir devam eden bir şakadır) ve vahşi, çoğunlukla dehşetengiz aksiyon sekanslarıyla dolu uzay operası kitapları Banks’e büyük ve fanatik bir hayran kitlesi kazandıracaktı.

1987 tarihli Rock Laneti, başarılı fakat münzevi bir rock yıldızını anlatıyordu. Dolambaçlı anlatım yapısı ve korkunç öğelerden uzak oluşuyla Banks’in rahat okunan kitaplarından biri olmuştu; yaklaşık on yıl sonra kitap radyoya uyarlanacaktı. Ardından gelen The Player of Games ise Kültür serisinin en kolay anlaşılır kitaplarından biriydi. Kitap karmaşık (politik anlamda baskıcı) bir oyuna dayanan ve sıkı bir hiyerarşiyle yönetilen galaksiler arası bir imparatorluğu çökertmesi görevi verilen profesyonel bir kumarbazı konu alıyordu. 1989’da yayımlanan bir diğer ana akıma yönelik kitabı Kanal Düşleri, teröristler tarafından saldırıya uğrayınca yük gemisinde kapana kısılan bir kadın Japon müzisyeni anlatıyordu. 1990’da ise üçüncü Kültür romanı Use of Weapons yayımlandı.

Banks düzenli olarak yılda bir roman yazıyordu. Altı ay dinleniyor, üç ay dağ yürüyüşleri sırasında kafasında bir sonraki romanının taslağını oluşturuyor, kalan üç ayda ise sıkı bir yazma sürecine girerek kitabı tamamlıyordu. 2000li yılların başında artık tüm romanlarının baskı adedi toplamı 200,000’i geçen ve yılda 250,000 pound kazanan bir yazardı. Bir araştırmada İngiltere’nin gelmiş geçmiş en iyi beşinci yazarı seçilmişti. Üçü Kültür evreninde geçen birçok kısa hikâyesinin toplandığı The State of the Art, 1991 yılında yayımlandı. Sonraki yıl yayımladığı gizemli komedi aile destanı The Crow Road, 1996 yılında BBC tarafından diziye dönüştürüldü; Peter Capaldi ve Dougray Scott’ın rol aldığı dizi, Bafta adaylığı kazanmıştı. Ardından Kültür serisine dahil olmayan bilimkurgu romanı Against a Dark Background geldi.

1993 yılında yayımlanan bir diğer kitabı Complicity, hovarda bir İskoç gazeteci ile bir seri katilin öyküsünü anlatıyordu. Suç ve vahşet gibi konuları keşfeden, katilin anlatıldığı (ikinci kişi bakış açısından anlatılan) bölümlerindeki ‘güvenilmez anlatıcı’ tarzı ile kitap, İskoç günah ve kefaret ikilemi kavramlarına odaklanan bir diğer kitap olan James Hogg’un Confessions of a Justified Sinner kitabından esintiler taşıyordu. Banks kitaplarında çoğunlukla ahlakî sorunlara eğiliyor, özellikle (Look to Windward ve Surface Detail kitaplarında görülebileceği gibi) ölümün incelenmesiyle ilgileniyordu. Annesi dindar biri olsa da kendisinin “enfeksiyondan Kalvinizm sayesinde kurtulduğunu” söyleyen Banks, sıkı bir National Secular Society ve Humanist Society of Scotland destekçisiydi.

Hem gerçek hem de kurgusal uyuşturucular (Kültür evrenindeki insanlar “salgılarıyla” anında zihinleri etkileyebilen maddeler üretebilirlerdi) kitaplarında sıkça yer alıyordu. Banks birkaç yıl boyunca yoğun bir şekilde esrar, LSD ve kokain tüketti, daha sonra ise yalnızca malt viski tüketmeye başlayacaktı. Bu son tutkusu hakkında 2003 yılında Raw Spirit adında kurmaca olmayan bir kitap yazmış, İskoç damıtım tesislerine turlar düzenlemiş, hatta uzmanlaşma konusu olan viski ile Celebrity Mastermind’ın bir bölümünü bile kazanmıştı. Aynı yıl içerisinde diğer mesleklerden yazarların rakibi olarak bir yazar ekibine liderlik etmiş ve Üniversite Mücadelesi’ni kazanmıştı.

Complicity’nin ardından, Russell Hoban’ın kitabı Riddley Walker’dan esintiler taşıyan ve uzak gelecekte, tamamen bilgisayar ağlarının kontrolüne girmiş bir Dünya’da geçen en garip kitabı Feersum Endjinn’i yayımladı. Kitabın çoğu fonetik İskoçça ve SMS dilinde yazılmıştı. 1995 tarihli Whit, İskoçya’nın kırsal kesiminde yer alan Luddite inanışına sahip bir kültü konu alıyordu. 1996 ve 2000 yılları arasında Excession, Inversions ve Look to Windward adında üç Kültür romanı daha yayımlandı. Üstelik bunların arasına Banks, iki kitap daha sığdırmayı başarmıştı: 1997 tarihli A Song of Stone ve 1999 tarihli The Business. İlki tarihi ve konumu belirsiz bir iç savaşı konu alırken, ikincisi Roma İmparatorluğu zamanından varlığını sürdüren, ülkeleri kontrol etmeye ve küresel politikalara yön vermeye çalışan bir şirketi anlatıyordu.

2002 tarihli Dead Air’de yine ahlâksız bir gazeteciyi konu alıyor ve 9 Eylül saldırılarının sonrasında olanları anlatıyordu. Birçok eleştirmen, Irak Savaşı’nı protesto etmek için pasaportunu yırtıp dönemin İngiltere Başbakanı Tony Blair’e postalayan Banks’in politik duruşunun kitabın anlatımını kötü yönde etkilediğini belirtmiş ve başkarakter olan Ken Nott’ın (İskoç diyalektinde bu isim “bir şey bilmiyor” anlamında da okunabilmektedir) monologlarını sıkıcı bulmuştu. Banks bunun ardından kendi standartları göz önüne alındığında yavaş bir döneme girdi. Bir sonraki Kültür evreninde geçmeyen bilimkurgu kitabı Cebirci, 2004 yılında yayımlanmış ve parlayan kısımları olsa da gereksiz uzatılmış ve arada sırada odağından uzaklaşmış bulunmuştu. Bir sonraki kitabı The Steep Approach to Garbadale, bir Amerikan devi tarafından satın alınmaktan kurtulmak için popüler bir oyun üretmeye çalışan İskoç bir aile şirketini konu alıyordu ve ancak 2007’de yayımlanabilmişti.

Bu süreç boyunca Banks’in Eşekarısı Fabrikası’nı yayımlamadan önce Londra’da tanıştığı ve 1992’de evlendiği eşi Annie ile olan ilişkisi ciddi sarsıntı geçirdi. Daha sonra itiraf edeceği gibi, ilişkilerinin ilk zamanlarında yayıncılık dünyasının “genç, zeki ve çekici kadınlarla” ve bir dizi gönül ilişkisiyle dolu olduğunu keşfetmişti. 2006 yılında Banks, korku filmleri festivali düzenleyen ve sonraki yıl karısından ayrıldıktan sonra birlikte yaşamaya başladığı Adele Hartley ile daha ciddi bir ilişkiye başladı. Annie Banks 2009 yılında, boşanmanın tamamlanmasından kısa bir süre sonra öldü.

Sıradaki iki Kültür romanı, 2008 tarihli Matter ve 2010 tarihli Surface Detail, Banks’in eski formuna döndüğü şeklinde yorumlandı. Ancak birçok okur, boyutlar arası seyahat edebilen gizli ajanları konu almasına rağmen bilimkurgu romanı olarak sunulmayan 2009 tarihli Transition’dan tam olarak ne bekleyeceklerini bilememişlerdi. Kişisel olarak Banks iyi bir arkadaş ve müthiş derecede eğlenceli ve hoşsohbet biriydi. Yaşamının çoğunda sakalı, deri ceketi, gözlükleri ve sosyalist görüşleriyle tam bir sanat-fen okulu hocasını anımsatan Banks, kız arkadaşının da etkisiyle sonraki yıllarda şık birine dönüştü. Tony Blair’in dış politikalarına beslediği nefret onu İskoç Sosyalist Partisi’ne oy vermeye itmişti, bununla birlikte radikal sol isimlere olan desteğini de zaman zaman seslendirmekten çekinmedi. Gordon Brown’a yaklaşık 100 metre mesafede yaşamasına rağmen onunla hiç tanışmadığını ve “onun hakkında hiç sanrı görmediğini, onun asla gözünü boyayamadığını” gururla söylüyordu. Ne var ki Brown, Blair’in yerine seçildiğinde zamanında yırtmış olduğu pasaportun yenisini almak için de başvurmuştu.

Uzun yıllar boyunca Banks’in hatırı sayılır bir güçlü araba koleksiyonu olageldi, ancak iklim değişikliği aktivistlerinin argümanlarından etkilenerek hepsini sattı, hibrit bir araba satın aldı ve mümkün olduğunca uçakla seyahat etmekten de kaçındı. Bu da, topluluk önünde konuşmayı gayet iyi başarsa da hiç sevmediği kitap tanıtım turlarından kaçabilmesini sağladı. 2013 yılının Nisan ayında Banks ileri derece safra kesesi kanseri olduğunu ve yalnızca birkaç ay ömrü kaldığını açıkladı. Websitesine girenleri “Resmi olarak çok hastayım” mesajı karşılıyordu. Adele Hartley’e evlenme teklifi ederek ondan “dulu olma onurunu bahşetmesini” istedi ve son günlerini dostlarını ve tanıdıklarını ziyaret ederek geçirmeyi planladığını açıkladı. Son romanı The Quarry, Banks’in ölümünden sonra, Haziran 2013’te yayımlandı. Iain Banks, 9 Haziran 2013’te hayatını kaybetti.

Kaynak

Yazar: Erkam Ali Dönmez

Oyun sever, oyun oynar, oyun çevirir, oyun yapar.

İlginizi Çekebilir

Omelas ve Um-Helat

Edebi Bir Karşılaştırma: Omelas vs Um-Helat

Ursula K. Le Guin‘in kısa hikâyesi Omelas’ı Bırakıp Gidenler (The Ones Who Walk Away from …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin