Rudyard Kipling

Bir Edebiyat Dehası: Rudyard Kipling

Dünya edebiyatının en önemli isimlerinden Rudyard Kipling, 30 Aralık 1865’te, Mumbai’de İngiliz bir ailenin oğlu olarak doğdu. Altı yaşında ailesi tarafından İngiltere’ye gönderildiğinde mutsuz ve korku dolu günler yaşadı. Yatılı okula verildiğinde de benzer sorunlarla karşılaşan Kipling, 17 yaşında Hindistan’a geri döndü. İlk şiir ve öykülerini burada çalıştığı gazetede yayımladı ve Hintlilerin yaşamını yakından gözlemleme imkânı buldu. Kısa bir süre ABD’de yaşadıktan sonra İngiltere’ye yerleşti. 1907 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık görüldü. Ardında, beyazperdeye taşınarak Oscar’a aday gösterilen Orman Kitabı da dâhil olmak üzere çok sayıda önemli eser bıraktı. Poul Anderson, Kipling hakkında şunları söylemişti:

“Kipling canlılığa, kelimenin büyüsüne ve tertemiz bir hikâye anlatıcılığına değer verenlere göredir. Pek çok okur ondaki inceliği ve derinliği okudukça keşfeder.”

Yazar Gordon R. Dickson, ondan “sanatımızın ustası” diye söz eder. Bu yazarların övdükleri adam 19. yüzyılda doğdu, 20. yüzyılda öldü. Yeni icatlar ve gelecekte geçen savaşlar üzerine yazdı, teknolojik gelişmelerin sebep olacağı sosyal sonuçlara karşı insanlığı uyararak çağımızın bilimkurgusunu derinden etkiledi.

Bilimkurgu dendiğinde akla hemen Jules Verne (1828-1905) ya da H. G. Wells (1866-1946) gelir. Hugo Gernsback, 1926’da çıkardığı ilk bilimkurgu dergisi Amazing Stories’in erken sayılarını onların öyküleriyle doldurmuştu. Robert Heinlein, Isaac Asimov, L. Sprague de Camp gibi çağdaş bilimkurgu yazarları, Verne ve Wells’i çocukken okumuştu. Ancak bugün bu iki büyük yazarın eserleri, değer verilen ama az okunan klasikler arasında anılıyor daha çok. Çağdaşları Rudyard Kipling (1865-1936) ise günümüzde bilimkurguyu etkilemeyi sürdürüyor. Poul Anderson’ın “Etkisi çağdaş bilimkurgu ve fantazya edebiyatına dek yayılmıştır,” dediği kişi de yine Kipling’tir.

Verne ve Wells gibi Kipling de konusunu doğrudan bilimkurgudan alan öyküler yazmıştır. Türkçeye “Gece Postasıyla” olarak çevrilen “With the Night Mail: A Story of 2000 A.D.” de Kipling, Anglo-Hint gazetelerinde genç bir editör olarak çalıştığı yılları hatırlatan bir gazetecilik yaklaşımıyla havacılığın gelecekte nasıl olacağını tasvir eder. Yine “Allah’ın Gözü”, ileri teknolojinin buna hazır olmayan bir ortaçağ toplumuna girişini ele alır. Ancak Kipling’in çağdaş bilimkurgu için bu kadar önemli olmasının nedeni sadece bazı öykülerinde bilim ve teknolojiye yer vermesi değildir. Çağdaşı yazarlardan Nathaniel Hawthorne, Herman Melville, Mark Twain ve Conan Doyle da böyle öyküler yazmıştır ama bu öyküler bugünün bilimkurgu dünyasında ender olarak anılır. Kipling’in çağdaş okura cazip gelen yanı yaklaşımı ve tekniğidir.

Kipling, pek çok modern bilimkurgu yazarının başına gelen benzer teknik sorunlarla karşı karşıya kalır; okura yabancısı olduğu zamanları ve mekânları anlatması gerekiyordur. Sahne ister İngiliz Raj’ı yönetimindeki Hindistan, ister Güneş Federasyonu altındaki Mars olsun, okuyucunun öyküdeki karakterlerle arasındaki biyolojik, teknolojik ve sosyolojik temel farklılıkları bilmesi ve bu bilgilerin anlatıya müdahale edilmeden verilmesi gerekir. Okurun istediği hikâyedir, ders değil.

Bilimkurgunun Altın Çağı’nı şekillendiren usta editör John W. Campbell, Rudyard Kipling’i ilk çağdaş bilimkurgu yazarı olarak kabul eder. Ona göre Kipling, okuyucuya hikâyesini okuması için gereken temel arka plan bilgilerini sağlamanın ötesine geçen ilk yazardır. Campbell’in burada kastettiği  “With the Night Mail”dir. Transatlantik zeplin trafiğini konu eden bu sözde gazetecilik öyküsü, 1905’te ilk kez yayımlandığında metinde hava durumu tavsiyeleri, seri ilanlar, nakliye bildirimleri ve öykünün aslında 2000 yılında yayımlanan bir dergide yer aldığını düşündürmeyi amaçlayan alıntılar bulunuyordur. Bunlar, öykünün gidişatından bağımsız olmakla birlikte okuyucunun ortamı zihninde canlandırmasına yardımcı olmuştur.

Modern bilimkurgu yazarları ve okurları ise buna çok alışkındır, hatta neredeyse buna bağımlıdır. Bu yüzden bu tür bilgilendirme protokollerine alışık olmayanlar için bazen bilimkurgu okunamaz bir hâle bile gelebilir. Samuel R Delany, mimetik kurguda anlamsız olan bir ifadenin (“Kırmızı güneş yüksekte, mavi alçakta” gibi) bilimkurguda basit bir betimleme meselesi sayılabileceğini ve yalnızca metaforik olabilecek bir ifadenin (“Dünyası patladı”) bir bilimkurgu anlatısında gerçek bir olguyu tasvir edebileceğini belirtir. Modern bilimkurguyu edebi ana akımdan ayıran, konunun egzotizminden ya da deneysel anlatı stratejilerinden ziyade kelimelerin kullanımındaki bu farklılıktır. Ve tüm bunlar Kipling ile başlamıştır.

Kipling’in eserlerinin bilimkurgu yazarları arasında son derece popüler olduğu bir gerçektir. Öykü başlıklarında Kipling’e yapılan göndermeler ve onun şiirlerinden yapılan alıntılar türün her yerinde bulunabilir. Otobiyografik denemeler ve öykü tanıtımları, Kipling’i favori bir yazar ve önemli bir ilham kaynağı olarak kabul eder. Ancak Kipling’in çağdaş bilimkurgu üzerindeki etkisini anlamanın en iyi yolu eserlerini okumaktır.

Onu hatmetmeye, yabancı bir dünyanın en başarılı anlatımlarından olan Kim ile başlanabilir. Grand Trunk Road, Kuzeybatı Sınırına doğru takip edilebilir ve genç Kimball O’Hara’nın karşılaştığı kültürler geçidi izlenebilir. Kendinizi onun yerine, yabancı bir ülkede yarı asimile olmuş bir yabancının yerine koyun ve eski bir toplumun teknolojik olarak gelişmiş bir kültürle karşılaşmasındaki etkileşimi dikkatle gözlemleyin. Bilimkurgu yazarlarından Kim’in cazibesine kapılıp hikâyenin kendi versiyonlarını anlatanlar bile olmuştur. Robert Heinlein’ın Citizen of the Galaxy‘si ve Poul Anderson’ın The Game of Empire‘ı buna verilebilecek en iyi örneklerdendir.

Bilimkurgu üreticilerine göre Rudyard Kipling çok yönlü bir yazar, mükemmel bir edebi zanaatkâr ve bir esin kaynağıdır. Heads to the Storm ve A Separate Star bu ilhamı açıkça ortaya koyar, ancak herhangi bir önemli bilimkurgu ve fantezi koleksiyonu kaçınılmaz olarak onun etkisi altında yazılmış birçok öykü içerecektir. Her bilimkurgu yazarının seve seve kabul edeceği gibi, Rudyard Kipling gerçekten de “sanatımızın ustasıdır”.

Kaynaklar:

Yazar: Jülide Kayaş

Kendini bildi bileli okumayı ve hayal kurmayı çok seviyor, kütüphanelere bayılıyor. Aradığımız bütün cevapların bilimkurguda olduğuna inanıyor, “iyi bilimkurgu iyi edebiyattır” sözünü dağlara taşlara yazmak istiyor.

İlginizi Çekebilir

din ve bilimkurgu

Duygular, İnançlar ve Teknolojinin Kesişimindeki Hikâyeler

Bilimkurgu ve din, ilk bakışta birbirine zıt kavramlar gibi görünse de türün doğuşundan itibaren aralarındaki …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin