Edward Page Mitchell

Bilimkurgunun Kayıp Devi: Edward Page Mitchell

Nice bilimkurgu yazarı gelip geçti… Kalemi ve hayal dünyası güçlü olan kimileri türün en sevilenleri arasına adını yazdırırken, kimileri de fazla tutunamayıp başka alanlara kayarak yazma serüvenine devam etti. Robotların gelecekte insanların yerini aldığı, zaman makinesiyle geçmişe ve geleceğe gidildiği, görünmezliğin bir hayal olmaktan çıktığı, uzaylıların insanlarla ilk temas kurduğu bu bilimkurgu aleminde, yazarlar da okurlarını romanlar ve öykülerle etkilemeyi başardı ve bunu sürdürmekte de oldukça iyilerdi. Fakat okurları etkilemek kadar başka yazarları etkilemek de oldukça önemlidir. Ve dahası yeni yeni emeklemeye başlayan bilimkurguda ilk örnekleri gün yüzüne çıkarmak çok nadir bir durumdur. İşte bu bağlamda Edward Page Mitchell da yukarıda sıraladığımız yönleriyle adından çokça söz edilmesi gereken yazarların başında gelmektedir. O halde gelin hep beraber yazarın hayatına kısa bir göz atalım.

“Bilimkurgunun kayıp devi” olarak bilinen Edward Page Mitchell, 1852 yılında Maine’de dünyaya geldi. Mitchell doğduğunda ailesi oldukça zengindi. 8 yaşına kadar anne tarafından büyükanne ve büyükbabasının yanında yaşayan Mitchell, daha sonra ailesiyle beraber New York’a taşındı. Eğitim hayatının ilk yıllarında ailesinin aldığı bu karar, Mitchell’ın yazarlığında önemli bir rol oynadı. Çünkü yeni taşındıkları yer, New York Halk Kütüphanesi’nin hemen yakınındaydı. Ancak buradaki hayatları fazla sürmedi. 1863 yılında çıkan isyanlar yüzünden, ailecek Kuzey California’daki Tar River’a taşımak zorunda kaldılar. İlk yazısını ise 14 yaşında bir yerel gazeteye gönderdi.

Her önemli yazarın hayatında belirli dönüm noktaları vardır. Edward Page Mitchell’ın hayatındaki en önemli olaylardan birisi de 20 yaşındayken başına gelen bir kazaydı. 1872 yılında Maine’ye giden Mitchell, motorun bacasından çıkan siyah cürufun açık pencereden içeri girip sol gözüne çarpması sonucu bir gözünü kaybetti. Hemen hastanede tedavisine başlanan yazarın hayatındaki tuhaflık bununla da sınırlı kalmadı. Kör gözü iyileştirmeye çalışan doktorlar, diğer gözün de kör olmasına neden oldu. Bir müddet sonra sol gözü iyileşse de, cürufun etki etmediği sağ gözü kalıcı olarak işlevini yitirdi. Fotoğraflarından da fark edilebileceği üzere, Mitchell’ın sağ gözü diğer gözüne oranla farklı görünmektedir. Gözündeki farklılığın bir nedeni de kör gözün cerrahi operasyonla çıkarılıp yerine cam bir göz konulmasıdır. Ameliyattan sonra iyileşme dönemine giren yazar, bu süreçte ”Tachypomp” öyküsünü yazdı.

Henüz yirmili yaşlarındayken yazın hayatını belirli bir noktaya getirmeyi başardı ve Boston merkezli Daily Advertiser gazetesinde işe başlayarak zamanla profesyonel bir gazeteci oldu. Bu dönemde Mitchell’ın akıl hocalığını ise bilimkurgunun ilk yazarlarından biri olarak görülen Edward Everett Hale yaptı. Hayatı boyunca doğaüstü ve paranormal olaylara ilgi duyan Mitchell, bu alanlarda pek çok yazı kaleme aldı ve araştırmada bulundu. Bu süreçte ünlü medyum ve Rus yazar Helena Petrovna Balavatsky ile arkadaş oldu ve onunla bir röportaj yaptı. Ancak arkadaşlıklarının devam etmesine rağmen onu bir sahtekar olarak görmeye başladı. Kim bilir, belki de onu bilime yaklaştıran biraz da bu düşüncesiydi.

Daily Advertiser’dan sonra uzun bir iş hayatına atılan Mitchell, Back from that Bourne adlı hayalet öyküsü sayesinde The Sun’da çalışmaya devam etti. Kaleme aldığı öyküleri, gazetede gerçek bir olaymış gibi yayımlandı. Gelecekten gelen bir hayaleti anlatan “An Uncommon Sort of Spectre” öyküsü de türün ilk örneklerindendi. Mithcell’ın bu dönemde kaleme aldığı kurgu eserleri genellikle doğaüstü ve hayaletlerle ilgiliydi. Bu nedenle öyküleri bilimkurgudan çok fantezi eserler olarak kabul edildi. Yazarın bilimkurgusal sayılabilecek öyküleri ise içerdiği birden fazla yenilikçi ve teknolojik fikirlerle göze çarpıyordu. Örneğin Senatörün Kızı adlı öyküsünde tüple seyahat, elektrikle ısınma ve insan vücudunu koruyan dondurma işlemi gibi öngörülere rastlamak mümkündü.

1874’te Annie Sewall Welch ile evlendi. Çiftin bu evlilikten dört çocuğu oldu. Mutlu bir aile hayatı yaşayan yazar, çocukluğunda olduğu gibi başka yerlere taşınma ihtiyacı duydu ve 1874’ten 1927 yılına kadar hayatını ev, iş ve yazarlık üçgeninde sürdürdü. 20 Temmuz 1903’te ABD’nin önde gelen gazetelerinden New York Sun’ın genel yayın yönetmenliğini üstlendi. İlk eşinin 1912’de ölmesinin ardından ikinci evliliğini Ada M. Burroughs ile yaptı.

geri giden saat kapak

30 kadar kısa öykü yazan Edward Page Mitchell hakkında daha fazla bilgi edinmek epeyce zor. Bilginin her türlüsüne çok rahat ulaşılan günümüzde dahi yazarın sadece birkaç fotoğrafına ulaşılabiliyor. Bunda ünlü olmaya isteksizliğinin de payı bulunduğu düşünülüyor. Çünkü hayatı boyunca gazetecilikle uğraştı ve popüler olmak gibi bir kaygı gütmedi. 1874 ve 1886 yılları arasına denk gelen öykülerine devam etmemesi de bunun en büyük kanıtıydı. 1927’de New London’da bir beyin kanaması sonucu hayata veda eden yazar, çok sevdiği Glen Ridge’a gömüldü. Ancak her ne olursa olsun, ardında bilimkurgunun o sonsuz boşluğunda daima parlayacak onlarca yıldız bırakmayı başardı.

Öyküleri, ölümünden yıllar sonra Amerikalı yazar, eleştirmen ve bilimkurgu tarihçisi Sam Moskowitz tarafından The Crystal Man: Landmark Science Fiction (1973) adlı bir derlemeyle okura sunuldu ve büyük ilgi gördü. Özellikle Geri Giden Saat öyküsü, zamanda yolculuk temasını H.G. Wells’in Zaman Makinesi romanından yedi yıl önce işlemesiyle bilimkurgunun klasikleri arasına girdi.

Dilimize Kazandırılmış Eserleri

Yazar: Ahmet Boyraz

1993'de Adana'da doğdu. Futbol ve Bilimkurgu hastası. Bilimkurgu konusunda üretmekten çok tüketme eyleminde olsa da bunu tersine çevirmek için elinden geleni yapıyor.

İlginizi Çekebilir

korku bilimkurgu muzik

Derin Uzaydan Derin Korkulara Müzikal Yankılar

Sinema salonunda gerilimli bir sahne izlerken ansızın yükselen tiz keman sesleri sizi yerinizden sıçratıyorsa bunun …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin