yamuk bakan oykuler

Usta Yazarların Kaleminden: Yamuk Bakan Öyküler

2011 yılında MonoKL Yayınları’ndan çıkan bu derleme, 4 önemli bilimkurgu yazarını bir araya getiriyor. Kitap, Fatoş Akkoyunlu‘nun çevirileri ile, 4 öyküden oluşuyor. Arka kapakta da yine tanıdık bir isme rastlıyoruz: Slovaj Zizek.

Robert Sheckley, Isaac Asimov, Arthur C. Clarke ve Arthur Conan Doyle‘un isimlerini gördüğümüz bu derlemenin içinde yer alan 4 öykünün 3’ü bilimkurgu. Doyle’un öyküsü klasik bir Sherlock Holmes polisiyesi olmasından mütevellit, o öyküden bahsetmeme kararı aldım. Konumuz bilimkurgu olduğundan, diğer öyküler hakkında minik tanıtım yazıları yazmak yeterli olacaktır.

Öykülerin belli bir teme çerçevesinde bir araya getirilmediğini söylemek gerek en başta. Sheckley’nin öyküsü cebimize bir paralel evren bileti koyarken, Asimov dev bilgisayarı Multivac’la ve fıkralarla ilgili bir öykü sunuyor bize. Clarke ise din ve bilimi çarpıştırarak bir sonuç elde etmeye çabalıyor. Nihayetinde 3 farklı temadan 3 değişik bilimkurgu öyküsüyle karşı karşıyayız.

Dünyalar Deposu (Robert Sheckley)

Amerikalı bilimkurgu yazarlarının içinden öykücü kimliğiyle sıyrılan ve bu alanda oldukça başarılı işlere imza atmış olan Robert Sheckley’e ülkemizde birçok bilimkurgu öykü derlemesinde rastlamak mümkün. Bunlardan en sonuncusu ise bu kitapta karşımıza çıkıyor.

Sheckley’nin bu kısa öyküsü, insanın gizli arzularını keşfetmesi üzerine kurulu. Bay Wayne de, diğer herkes gibi, gizli arzularının peşine düşer ve bunu gerçekleştirmek için de, Tompkins’in sahibi olduğu Dünyalar Deposu’na gitmek zorundadır. Eşini, işini ve hatta çocuklarını seven Bay Wayne, ağır şartlar karşılığında yeni bir paralel evreni mi tercih edecek yoksa arzularına karşı gelip, dünyada yaşamaya devam mı edecek? Yanıt, okurunu sorgulatmayı başaran Sheckley’nin öyküsünde gizli.

Şakacı (Isaac Asimov)

Bu öyküyü daha önce farklı öykü derlemelerinde okumuştum. Fakat yine de, tekrar okumaktan kendimi alamadım. 1984 yılında Cep Kitapları’ndan çıkan Dünya Hepimize Yeter isimli Asimov öykü derlemesinde “Fıkracı” ismiyle ilk kez Türk okurlarla buluşan öykü, sonrasında ise, 1995 yılında Altın Kitaplar’dan çıkan “Uzayın Bekçileri” ismindeki bir başka Asimov öykü derlemesinde “Fıkra Anlatıcısı” adıyla yeniden çevrilmişti. Bu derlemedeki ismi ise “Şakacı”.

Asimov’un sade dili ile akıp giden ve başta eğlenceli görünmesine rağmen finale doğru karamsarlaşan bir öykü.

Noel Mayerhof, Asimov öykülerinde sıkça karşılaştığımız Multivac adlı dev bir bilgisayara 2 soru sormayı amaçlamaktadır. Bunun için de, fıkralarla ilgili sorularını yöneltmeden önce bilgisayarı yavaş yavaş bu sorulara hazırlar. Multivac’a çeşitli fıkralar anlatarak makinenin bunları özümsemesini, mizahı çözümlemesini bekler. Bir gün Multiac’a fıkra anlattırken arkadaşı Trask onu duyar ve aralarına bu konuya dair sohbet başlar.

Mayerhof, dünya üzerindeki tüm bu fıkraların nereden çıktığını soracaktır ve amacı da, Multivac sayesinde çok merak ettiği bu sorusuna doğru cevap bulmaktır. İkinci sorusu ise biraz ilginçtir; zira Mayerhof, bu sorunun cevabını bilmenin insanların hayatında o andan sonra ne gibi değişiklere yol açacağını merak etmektedir.

Son olarak, Asimov’un, dünyanın mizahsız kalmaması gerektiğini vurgulayıp, hayatın mizahla birlikte çok daha iyi olduğu mesajını verdiğini söylemek mümkün.

Tanrı’nın Dokuz Milyar Adı (Arthur C. Clarke)

Clarke’ın bu meşhur öyküsünde, din ve bilimin kesiştiğini ve bunun sonucunda ufak bir çatışma gerçekleştiğini söylemek yanlış olmayacaktır. 1953 yılında kaleme alınan öykü, aynı zamanda en iyi kısa öykü dalında Hugo Ödülü’nü kucaklamayı başarmıştır.

Tibetli din adamları Tanrı’nın bütün isimlerini bulmak için Amerikalı bir bilgisayar şirketinden yardım ister. İki mühendis Tibet’e kadar gidip bu cihazı kuracak ve din adamlarına teslim edeceklerdir. Mühendislere göre son derece saçma olan bu istek, dünyanın muhtemel kaderi ile ilgilidir. Umduğunu bulamayan Tibetli din adamlarının vereceği tepkiden korkan George ve Chuck isimli mühendisler, bir plan üzerinde çalışmaya başlarlar.

İflah olmaz bir ateizm taraftarı olduğunu bildiğimiz Clarke’tan, yer yer dini sorgulatan, bilimin sınırlarının ne olması gerektiğinin altını çizen ve her şeyin bir sonu olması gerektiğini belirten ilginç bir öykü.

2011 yılında okurla buluşan bu kitaptan tam 13 yıl önce 2 farklı kitapta daha karşımıza çıkmıştı bu öykü. 1998 yılında Ve Yayınları’ndan çıkan 5 yazarlı öykü derlemesi “Son Soru” ve yine aynı yıl Sarmal Yayınevi’nin bastığı bir Arthur C. Clarke öykü derlemesi olan ve öykü ile aynı isme sahip “Tanrı’nın Dokuz Milyar Adı” isimli kitaplarda yer alan öykünün 3 çevirisi de farklı isimlerce yapıldı.

Kızıl Saçlılar Derneği (Arthur Conan Doyle)

Yazının başında da belirttiğim üzere, bir polisiye. Sherlock Holmes severlerin büyük ihtimalle daha önce okumuş olduğu bir öykü. Doyle’un en sevilenlerinden biri olan bu öyküyü henüz okumamış olanlar ve merak edenler ise kitabı edindikten sonra meraklarına son verebilirler.

Yakın bir tarihe kadar baskısı kolaylıkla bulunabilen kitaba artık ulaşmak ne yazık ki kolay değil. Bulduğunuz taktirde, keyifli okumalar dilerim.

Yazar: Bahri Doğukan Şahin

1995, Erzurum. Kitap okur, belgesel izler, sinema, felsefe ve bilimkurguyla ilgilenir, öykü yazar. Kayıp Rıhtım'da başladığı yazarlık serüvenine, Fantastik Canavarlar ve Bilimkurgu Kulübü gibi internet sitelerinde ve çeşitli dergilerde devam etmekte. bahridogukan@gmail.com

İlginizi Çekebilir

underworld

Fantastikten Sert Bilimkurguya: Underworld

Bir zamanlar büyü veya sihir denilen şeylerin sonradan bilimsel izahatlar ile ortaya konulmasında olduğu gibi, …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et