Philip K.Dick’in roman ve öykülerine göz attığımızda tarih, adalet, demokrasi, çevre gibi günümüz gündemini oluşturan konulara alternatif bakış açılarının sunulduğunu görebiliyoruz. Yazarın “Androidler Elektrik Koyun Düşler mi?” öyküsünden uyarlanan 1982 tarihli ünlü Blade Runner’da Harrison Ford’u organik yaşamın sona erdiği bir dünyada varlık mücadelesi verirken takip ederiz. Yazarın yine bir kısa hikayesinden uyarlanan Gerçeğe Çağrı (Total Recall) filmlerinin 1990 yılında uyarlanan versiyonunda Arnold Schwarzenneger’in, 2012 yılında uyarlanan versiyonunda ise Colin Farrel’ın peşinde, yönetim tarafından kandırılan ve sömürülen halkın tam anlamıyla nefes almak için verdiği mücadeleye tanıklık ederiz.
Yazarın başka bir kısa hikayesinden uyarlanan 2002 tarihli Azınlık Raporu (Minority Report) ise adalet duygusunu sorgular. Bir kişi tarafından oluşturulan veya bir kişinin eline bırakılan adalet acaba gerçek adalet midir? Günümüzde özellikle yargı sisteminin şekillendirilmesi ve Adalet Bakanlığı tekelinde yargı sisteminin yapılanması üzerine tartışmalar devam ediyor. Azınlık Raporu yargının tekelde toplanması ve muhtemel istenmeyen sonuçları üzerine kurgulanmış olması bakımından dikkat çekici.
1982 yılında kaybettiğimiz Philip K.Dick, yazdıklarıyla günümüzde cevap aradığımız sorulara hala yanıtlar vermeye, bizleri uyarmaya devam ediyor. İlk olarak Metis Yayınevi ve sonrasında da Altıkırkbeş Yayınları tarafından Türkçe’ye kazandırılan Yüksek Şatodaki Adam, yaşadığımız tarih çizgisine alternatif bir çizgi oluşturması açısından oldukça ilginç. 1961 yılında yazdığı romanında yazar, basitçe şu düşünce üzerinden hareket eder: “Ya İkinci Dünya Savaşı’nı Almanlar ve Japonlar kazansaydı.” Yazar 1963 yılında bilimkurgu alanında verilen en önemli ödül olarak kabul edilen Hugo ödülünü almayı başarır.
Kitabın sonunun gerçek bir son olmadığını kabul edip pek çok kez devamını yazmaya niyetlenen yazar, kitaplarından birkaçına bu niyetle başlayıp sonrada konuyu değiştirmiş. En sonunda ise kitaba bir son yazamayacağına karar vermiş ve bu misyonu başka bir yazarın tamamlaması için bıraktığını belirtmiş. Kendisine neden kitabın devamını yazmaktan vazgeçtiğini sorduklarında ise “Naziler hakkında okuma yapmaya ve düşünmeye daha fazla tahammül edememesini” gerekçe göstermiş.
Hazırlayan: Mehmet Yakın