Metis Yayınları’ndan çıkan, Bülent Somay’ın derlediği ve yine Bülent Somay, Nesrin Kasap ve Şencan Topaloğlu‘nun çevirmen kadrosunda bulunduğu bir kitap “Asker Kaçağı”. Kitap, bilimkurgu yazarlarının, savaş karşıtı bilimkurgu öykülerinden oluşuyor. Aralarında Müfit Özdeş’in de bulunduğu, toplam 7 yazar ve 8 öykülü bu derleme ilk olarak 1991 yılında basılıyor. Aradan geçen 20 yılda ilk baskısı tükenince, 2011 yılında ise 2. bir baskı yapılıyor.
Yazarlar öykülerinde farklı gezegenler ve farklı uygarlıkları kullanarak savaş karşıtı bir tutum sergiliyorlar. Bilimkurgunun iyi kullanıldığında gayet iyi sonuçlar verebildiğine aslında en büyük kanıt bu kitapta bulunan öykülerdir. Ve Bülent Somay‘ın da dediği gibi: “İyi bilimkurgu, iyi edebiyattır.“
Kısaca öykülere değinmek gerekirse.
1.Aldatmaca Oyunu (Philip K. Dick): Paranoyak bir kişiliğe sahip olduğunu bildiğimiz Philip Dick’in, paranoyak karakterlerle dolu bir öyküsü.
Bu hastalıktan muzdarip bir grup insan, bir uzay gemisi ile hastaneye sevk edilecektir. Yaşanan elim bir kaza sonucu farklı bir gezegene düşen 9 kişilik ekip, sürekli bir savaş hali içinde yaşamaktadır. “Maymun Adam” olarak adlandırdıkları Arzlılar en büyük düşmanlarıdır lakin aradan geçen bunca zamana rağmen, ellerinde onlardan herhangi bir kanıt bulunmamaktadır. Tüm bunların sonucunda kendilerine bir test uygulamaya karar veren koloni, yaşadıkları hayatın bir sanrı mı olduğu anlamaya çalışacaktır…
2.Kaybolma Numarası (Alfred Bester): Bilimkurgunun usta kalemlerinden Bester’den, savaş ve zaman yolculuğu temalarının iç içe geçtiği bir öykü.
Generel Carpenter önderliğinde ABD büyük bir savaşın içindedir. Bu ne son savaştır ne de savaşı sonlandıracak bir savaş. “Amarikan Düşü İçin Savaş” adı verilen bu sıra dışı devamlılık hali, M.S. 2112 yılında ilginç olaylar silsilesinin bir birini izlemesinin ardından sonlanma aşamasına gelir. New York’ta bulunan Birleşik Devletler Askeri Hastanesi’nin T Koğuşu’nda bulunan ve bu savaştan etkilenmiş olan 24 hasta, zaman zaman belli bir süre koğuştan kaybolmakta ve kısa bir süre sonra tekrar geri dönmektedir. Carpenter bu olayın araştırılmasını ister. Savaşı kazanmanın yolunun, belki de bu odadaki sır dolu insanların sırlarını çözmekten geçtiğine inanır. Bu sayede umuda kapılan Carpenter, Amerikan Düşü İçin Savaş’ı kazanmanın hayalini kurmaya başlar.
“Zamanımızda, hepimiz, belli bir işi yapmak üzere bilenmiş ve sertleştirilmiş araçlarız.” -Generel Carpenter.
3.Asker Kaçağı (William Tenn): Gerçek adı Philip Klas olan yazar, William Tenn mahlasıyla çoğunlukla bilimkurgu öyküleri yazmaktadır. Bu tür derlemelerin gediklisi olmayı başaran Tenn’in, ülkemizde de çevrilmiş olan başka öyküleri mevcuttur.
Sonlanan bir savaşın ardından Arz Komutanlığı’nın yaptığı bir açıklamaya göre, dört Jüpiterli öldürülmüş, beşincisi ise teslim olmuş ve esir olarak alınmıştır. Bu gezegenler arası savaşta ele geçirilen önemli esir sorgulanmalıdır. Sorumluluk alanlardan biri ise Binbaşı Mardin’dir. Askeri bir düzen içinde işleyen Dünya’da, zorunlu bir askerlik hayatı geçiren Mardin, tutsak olarak anılan Jupiterli’yle olan diyaloglarının ardından bazı şeyleri sorgulamaya başlayacaktır. Askeri birliklerden insanlarla bu ilginç uzaylı arasında da bir karşılaştırma yapan Mardin, kendi içinde ilginç sonuçlara varacaktır.
4.Alacakaranlıkta Kahvaltı (Philip K. Dick): Philip K. Dick’in kitapta yer alan ikinci öyküsü bilimkurgu ile gerçeküstücülüğü harmanlıyor ve ortaya eğlenceli bir okumalık çıkıyor.
Bir sabah uyandıklarında kendilerini tamamen farklı bir zaman diliminde bulan aile üyeleri şaşırır. Her yer askerlerin kontrolü altındadır. Aile bireyleri askerler tarafından sorguya çekilir fakat neler olup bittiğinin henüz farkında değildirler. Bir anlık karmaşanın ardından taşlar bir bir yerine oturur ve bir tesadüf sonucu ailenin zamanda yolculuk yaparak geleceğe gitmiş oldukları anlaşılır. Tim, Mary, Judy ve Earl bu ne idüğü belirsiz geleceği arkalarında bırakıp tekrar kendi zamanlarına dönebilecekler midir? Dönmeyi başarırlarsa eğer, günün birinde tekrar bu zaman dilimini ulaştıklarında etraf yine askerlerle mi dolu olacaktır peki? Bu gibi soruların yanıtları öyküde gizli.
5.Anlaşmak Kolay Değil (Katherine MacLean – Tom Condit): Bilimkurgunun ilk kadın yazarlarından biri olma unvanını elinde bulunduran MacLean, aynı zamanda türle ilgili çok önemli makaleler imza atmış biridir. Tom Condit ile beraber kaleme aldıkları bu öykü, espritüel bir dile sahip.
Uzayda dolaşan ve karşılarına çıkan her uzay gemisine feth edilecek ve “düzene sokulacak” gözüyle bakan Kadir-i Mutlak Erdig isimli gemi, 5 ay önce Plüton’dan ayrılan Mustafa Kemal (evet, yazarların gemiye verdikleri isim bu) isimli gemi ile karşılaşır. Dünyalı mürettebata ait olan gemide akıllı telepatlar bulunmaktadır, işgalci gemisinde ise klasik asker kafasına sahip olan ilginç bir uygarlık. İki uygarlık arasında kurulan iletişim yer yer komik olmakla birlikte, son derece ciddi de. Peki her iki taraf da olayı tatlıya bağlayacak mı dersiniz?
6.Devle Dövüşen Bilgisayarın Öyküsü (Stanislaw Lem): Solaris, Aden, Gelecekbilim Kongresi, Yıldızlardan Dönüş, Küvette Bulunan Günce gibi kitaplarıyla tanıdığımız Polonyalı bilimkurgu yazarı Stanislaw Lem’in bu öyküsü, ülkemizde daha önce 1991 yılında Metis Çeviri dergisinin 6. sayısında yayımlanmış. Hatta derginin o sayısının bir bilimkurgu dosyası olduğunu belirtmekte yarar var.
Öykü, masalımsı atmosferiyle dikkat çekiyor. Bir bilimkurgu öyküsü için oldukça sıra dışı evet, ama Lem, kurgusu ile bizleri şaşırtmayı başarıyor. Siberistan Hükümdarı Kral Poleander Partobon, dövüş yanlısı bir liderdir. Günün birinde, bu tutkusu başına büyük bir bela açacaktır. Tahtını korumak için en büyük destekçisi ise, hiç kuşkusuz şahsına ait bilgisayardır. Diyaloglarıyla güldürmeyi başaran Lem’in verdiği mesajlar hiç de yabana atılacak cinsten değil.
7.Son Baskı (Eric Frank Russell): Eric Frank Russell’ın bu öyküsünün konusu daha sonra yine Metis’ten çıkan “…Ve Sonra Hiç Kalmadı” adlı eserle paralellik gösteriyor. Russell’ın bu öykü üzerinde biraz daha çalışıp, ortaya o novellayı çıkarmış olma ihtimali bir hayli yüksek.
Yeni bir gezegeni feth eden Huld halkının lideri Komutan Cruin, bu yabancı gezegene adım atan türünün ilk örneğidir. Gezegeni Huld halkı adına aldığını söyleyen Cruin, ordusu ve uzay gemileri ile birlikte gezegen yüzeyine iner. İnmelerinin ardından geçen sürede ise çeşitli problemlerle karşılaşırlar. Ordusundaki askerler bir bir disiplinlerini yitirirken, iradeli durmaya çalışan Cruin, bunu gayet kararlılıkla sürdürür.
8.Krrçiysk (Müfit Özdeş): Dünyaca ünlü bilimkurgu yazarlarının arasında bir Türk’e rastlamak ne de kadar şaşırtıcıysa, öykünün en az diğerleri kadar başarılı olması da işte o kadar normal. Müfit Özdeş, bu derlemenin ardından yayımlanacak olan Son Tiryaki isimli kitabıyla da Türk bilimkurgu edebiyatına güzel öyküler hediye etmiş bir isim.
Oldukça orijinal bir fikirden yola çıkan bu öyküde, Merendiz adlı gezegenin, bazı özellikleri insanları andıran böceğimsi zeki ırkı açlıkla mücadele etmek zorundadır. Trilyonlarca Merendizli’yi doyurmak için bilgisayar kumandalı robotlar ve gemiler ışık hızında hareket etmekte ve evrenin çeşitli yerlerinde “et” aramaktadırlar. Yolu Dünya’ya düşen cesur Merendizli Krrçiysk, bu et dolu gezegenin Türkiye adlı ülkesinde Ahmet adlı bir çocuğu gözüne kestirir ve uzun soluklu sürek avının düğmesine basar…
Günümüzde kolaylıkla bulunabilen bilimkurgu öykü derlemelerinin sayısı yalnızca 2 ve Asker Kaçağı da onlardan biri. Öteki ise yine Metis Yayınları‘ndan çıkan “Korkunun Bütün Sesleri” isimli derleme. Eğer bilimkurgu okumaktan hoşlanan biriyseniz, hazır baskısı da bulunuyorken bu güzel öyküleri kaçırmayın derim.