Nazi Bilimkurgu

Nazi Almanya’sında Bilimkurgu

Naziler 1933’te iktidara geldiklerinde ilk işleri yaşamın her alanına müdahil olmak oldu. Gleischschaltun, yani siyasal düzenleme yöntemi ile herkesi ve her şeyi ideolojilerine göre manipüle ettiler. Bunun maalesef yazınsal alanda da çok ciddi etkileri oldu. Örneğin tıpkı sosyalist veya pasifist görüştekiler gibi, Yahudi profesörler de akademiden uzaklaştırıldı. Prusya Sanat Akademisi’ndeki profesörlerin sayısı yarıya düşmüştü. Boşalan kadrolara partiye sadık insanlar getiriliyordu. Ayrıca akademilerin sorumlulukları değişmeye başlamıştı.

Öte yandan propaganda bakanı Goebbels,  3. Reich’ın Alman edebiyatına asil bir dokunuşu olmasını istediği için, Thomas Mann ve Stefan George gibi popüler yazarları partiye kazanmaya çalışıyordu. Edebiyatı bir propaganda aracına çevirecekti. Önce halka açık kitap yakımları başladı, bunu kütüphane ve kitapçıların temizlenmesi takip etti. Yayınevleri stoklarının büyük bölümünü kaybettiler. İngiliz bir bilimkurgu yazarı da kara listelerine girmişti: H.G. Wells! Onun da tüm eserlerini yasakladılar.

nazi 2

Naziler edebiyatı dört yolla kontrol ediyordu:

  1. Yazarların manipülasyonu
  2. Yayınevlerinin yönetimi
  3. Kitap ticaretinin kontrolü
  4. Kütüphanelerin düzenlenmesi

Sonuç olarak edebiyat, Nazi ideolojisi doğrultusunda ilerlemeye başladı. 1936’da çıkarılan Kritikverbot (kritik olanı engelleme) kanunuyla pek çok kitap yasaklandı. Bir kitabın yayınlanmasına yalnızca faydalı fikirler içeriyorsa izin veriliyordu. Ayrıca propaganda bakanlığı sık sık yayınlanmasına izin verilen kitap listesi yayınlıyor ve edebiyat ödülleri veriyordu. Bu sistemde tek bir sıkıntı vardı, kontrol işi iki farklı kurumdaydı: Goebbels’in propaganda bakanlığı ve Nazi ideoloğu Alfred Rosenberg’in teşkilatı. Rosenberg Teşkilatı, manipülasyon ve eğitim işleriyle ilgilenip, 3. Reich’ın ideolojisini ve dünya görüşünü anlatmayı amaçlayan, Führer’in desteğiyle kurulmuş bir hükümet teşkilatıydı. Rossenberg, edebiyatı bir eğitim ve doktrinini anlatma aracı olarak görürken Goebbels, bu aracın sinema ve radyo olduğunu düşünüyordu. Rossenberg’e göre edebiyat basit ama etkili bir eğlence aracıydı. Kitaplar propaganda için kullanılamasa da yazarlar kullanılabilirdi. Başlıca yazarları parti saflarına çekti.

Hitler

Bu sırada yazarlar o günü anlatan kitaplar yazmaya korktukları için genellikle milliyetçiliği körükleyecek tarihi romanlar yazıyorlardı. Savaştan önce Amerikan ve İngiliz kahramanları anlatan ucuz  macera ve western romanları çok yaygınken, 2. Dünya Savaşı’nın yaklaşmasıyla bu kitapların çoğu yasaklanmıştı. Gerekçe ise bu romanların İngiliz veya Amerikan kahramanları anlatmakla kalmayıp liberal, demokratik veya pasifist fikirlere, hatta yaşam tarzlarına övgü içermeleriydi. Ancak doğru veya yanlış, teknolojik, fütürist romanların böyle bir problemi hiç olmadı. Goebbels insanların böyle kitaplarla gerçeklerden kaçmasını istiyordu. 3. Reich’da yaratılan popüler kültür, propaganda mesajlarıyla doluydu. Goebbels, mesajlarını halka ulaştırmanın yolunu bulmuştu. Film yahut kitapları propagandayla doldurabilirdiniz ancak insanlar bu eserlerle ilgilenmezse mesajınız halka ulaşmazdı. Örneğin hardcore propaganda filmleri asla müzikal komedi filmleri kadar başarılı olamazdı.

Peki Nazi Almanyası’nda bilimkurgu edebiyatı neye benziyordu? Şu ana kadar bu konu hakkında çok fazla yazılmadığı için bu soruyu cevaplamak zor. Alman bilimkurgusu hakkındaki metinler genellikle 1933’te bitip 1945’ten devam eder. Böyle bir tabu yaratılmasına sitem edebilirsiniz, ancak asıl sitem etmeniz gereken o yıllarda basılan kitapların şu anda bulunamadığı gerçeğidir.

Bild2

O dönemde yazılan bilimkurgu eserlerinin karakteristik özelliklerini derlemeye çalıştığımızda, Zukunftsroman geleneğinin Weimar Cumhuriyeti’nde kaldığı yerden devam ettiğini görüyoruz. Hans Dominik’in bilimkurgu romanları, söz konusu dönemin çok satanları arasında. Uzaylılar veya evren hakkında kayda değer sayıda kitap bulunmasa da, ileri teknoloji pek çok kitapta anlatılıyor. Bu ileri teknoloji içinde hızlı savaş uçakları gibi geliştirilmekte olan teknolojiler olduğu kadar wunderwaffen, yani muhteşem silahlar denen dev roketler ve ısı ışınları gibi öngörüsel teknolojiler de var. Bunlar 1933’ten önceki popüler bilimkurgu anlayışının devamı niteliğinde.

Naziler’den birkaç yıl önce 1929 yılında yayınlanan Hans Heycks’in Almansız Almanya romanı, kötü Yahudilerin Almanya’yı ele geçirmesini anlatıyor. Kitabın sonunda iyi yürekli bir Alman mühendis anavatanı kurtarıyor. Nasyonal sosyalist ütopyaların sayısı ise fazla değil. Ancak nasyonal sosyalizm, ırkçı görüşleri ve cihan hakimiyeti politikasıyla zaten pek çok ütopik öğe içeriyordu. Örneğin SS lideri Heinrich Himmler, ki kendisi sıkı bir okültistti, Aryan ırkının Atlantis’in yöneticilerinin soyundan geldiğine inanıyordu. Daha kötüsü, o zamanlar pek çok bilim insanı Himmler’i bu konuda destekliyordu!

space-nazi-neil-armstrong

Franz Rottensteiner tarafından yazılmış bir antolojide gerçek bir Nazi Ütopyası bulmayı başarıyoruz:

3.Reich’da 2000 Yılı: Geleceğe Bir Bakış (1933)

Bu kitabın Nazi fanatiği olan ve pek tanınmayan yazarı E. Schmid, dünyanın Nazi hakimiyeti altında değişeceğine inanmış. Kitap Hitler’in halefi olan König’in 100. yaş günü öncesi kurduğu bir monologdan oluşuyor. König monoloğunda Avrupa’nın değişimini Sovyetler’in yok oluşunu ve İsviçre’nin fethini, kısacası o günlere nasıl gelindiğini anlatıyor. Kitapta Afrika kolonileri, İngiliz hakimiyetinde olmaktansa Almanlar tarafından yönetilmekten memnun, yani her şey güllük gülistanlık. König’in Hildegard isminde sarışın sevimli bir sekreteri var. Hildegard’ın annesi, bir Yahudi ile (Hildegard’ın babası) ilişkiye girdiği için, Hildegard da sterilize edilmek amacıyla kısırlaştırılmış. Abilerinden biri ise Yahudiliğin etkisine kalmış ve Yahudileşmiş. Hildegard küçükken ailesinden alınıp Aryan ırkından bir aileye verilmiş. König’e göre Yahudilik bu güzel Aryan kadınının peşinde. Yazar, Hildegard’ın bu 100 yaşındaki König’in kucağına nasıl düştüğünü de kitapta anlatıyor. König’in doğum günü çok şatafatlı geçiyor. Devlet sağlıklı ve ırk yasalarına göre gayet güzel işliyor. 3. Reich ideallerinin peşinden ilerliyor.

Kitap tamamen bir Nazi fanatiğinin fantazilerinden oluşuyor. Baskısı ise o günün standartlarına göre oldukça kötü. Buradan Nazilerin bilimkurguyla falan alakalarının olmadığını anlayabiliriz. O zaman basılmaya değer tek bir şey vardı: Hitlerciğimiz!

Yazan: Elmar Podlasly

Önceki Sonraki

Yazar: Sadık Efe Sarıtunalı

Bilgisayarla fazla ilgilenir. Boş zamanlarında ise çizgi roman okur. Bir gram çizim yeteneği olmadığı için çuvalladığı çizgi romanlarından sonra en büyük hayali kendine bir çizer bulup çizgi roman yazarı olmak. En büyük tutkusu ise bilimkurgu.

İlginizi Çekebilir

Mary Shelley

Jules Verne ve H.G. Wells’ten Önce Mary Shelley Vardı

Kadınlar, bilimkurgu ve fantezi türündeki romanların ortaya çıkmasından bu yana bilimkurgu türünde eserler üretmişlerdir. Fakat …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin