Yapay Zekâ Konusunda Yenilikçi 10 Bilimkurgu Romanı

Robot ve yapay zekâyı seviyor musunuz? O zaman bu kitapları okuma listenize eklemeniz gerekecek. Çünkü listedeki kitapların her biri yapay zekâ ve robotlar hakkında değişik bakış açılarını ele alıyor.

Her ne kadar kitaplar birbirinden farklı dünyaları içerse de, hepsinin ortak noktası robotiğin ve yapay zekânın çok geliştiği ve hayatımızın bir parçası hâline geldiği fütüristik geleceklerden bahsetmesi.

Konuş – Louisa Hall

Artemis Yayınları tarafından dilimizi de kazandırılan Konuş, yüzlerce yıllık geniş bir zaman dilimindeki farklı karakterlerin hikayelerini anlatıyor. Peki bu hikayeleri birbirine bağlayan ortak nokta ne? Doğru bildiniz, yapay zekâ. Roman, yapay zekânın yaratılışını ve hayatımıza derinlemesine işleyişini betimliyor. İşler öylesine ilerlemiş ki, yapay zekâ artık insan ilişkilerinin bile yerine geçmiş durumda.

Louisa Hall’un romanı en temel insani ihtiyaçlardan doğan bağlantı, iletişim ve anlayış olgularını detaylı bir şekilde inceliyor.

Benim Gibi Makineler – Ian McEwan

Ian McEwan’ın kaleme aldığı Benim Gibi Makineler romanı, Alan Turing‘in yapay zekâ konusunda devrim yarattığı alternatif bir 1980 Londra’sında geçiyor. Sentetik insanlar yapılabilmektedir. Charlie, eline biraz para geçtiğinde ilk iş olarak bu üretilen insanlardan alır, ismini de Adam koyar.

Charlie, arkadaşı ve aynı zamanda platonik aşkı olan Miranda ile birlikte Adam’ın kişiliğini programlar. Çok geçmeden Charlie, Miranda ve artık çoğu insandan daha insan olan Adam arasında garip bir aşk üçgeni doğar.

Klara and the Sun – Kazuo Ishiguro

Klara and the Sun, Kazuo Ishiguro’nun Nobel Edebiyat Ödülü’nü aldıktan sonra yazdığı ilk roman. Kitap, mağazadaki yerinden içeriye göz atmaya gelenlerin ve sokaktan geçenlerin davranışlarını dikkatle izleyen, olağanüstü gözlem yeteneğine sahip Yapay Arkadaş Klara’nın hikayesini anlatıyor.

Bir müşterinin yakında onu seçeceğini umut eden Klara, bu durumun koşullarını sonsuza dek değiştirebilme ihtimali ortaya çıktığında insanların vaatlerine aldanmaması konusunda uyarılacaktır.

Romanın, YKY tarafından kısa süre içinde yerli okurla buluşturulacağını da belirtelim.

The Mother Code – Carole Stivers

Eğer bir robot sahip olduğunuz tek anneniz olsaydı? Carole Stiver’ın romanı The Mother Code‘da, genetik mühendisliği ile dizayn edilen ve kuluçkada bekletilip doğurtulan birçok çocuk için durum tam da bu. Her robota birbirinden farklı annelik kodu yüklenir ve hepsinin farklı bir kişiliğinin olması sağlanır.

Kai’nin tek arkadaşı, onun robot annesi olan Rho-Z’dir. Kai büyüdükçe yasama adapte olmaya başlar, fakat ilginç bir şekilde hayatı annesi Rho-Z gibi algılayıp öğrenir. Bu otoritelerin hiç beklemediği bir şeydir. Sonuç olarak devlet, robot annelerin yok edilmesi gerektiğine karar verir. Peki Kai insanlığın tarafında mı, yoksa tek bildiği anne olan Rho-Z’nin tarafında mı yer alacaktır?

The Prey of Gods – Nicky Drayden

The Prey of Gods, kişisel robotların işçi sınıfı için hayatı kolaylaştırdığı bir gelecek Güney Afrika’sını anlatıyor. Ekonomi çok iyi durumdadır, fakat her şey mükemmel de değildir.

Yeni bir halüsinojenik uyuşturucu ülkeyi etkisi altına almıştır ve yapay zekâ ayaklanması da kapıdadır. En kötüsü ise, karşılaştığı her insanı öldürerek eski gücünü ve konumunu elde etmeye çalışan bir yarı-tanrı vardır.

Accelerando – Charles Stross

Accelerando‘da yapay zekâ insanları her konuda geçmiş ve biyoteknolojik tasarımlar insanlığı tamamen gereksiz kılmıştır. Eser, bir ailenin üç neslini ele alıyor. İlk neslin yaşadığı zaman dilimi günümüz dünyasına oldukça benzerken, yeni nesiller tamamen bir insan-sonrası çağda yaşıyor.

Charles Stross’un romanı, oldukça yaratıcı bir sert bilimkurgu çerçevesinden yapay zekâ ile şekillenmiş bir geleceğe odaklanıyor.

The Lifecycle of Software Objects – Ted Chiang

“Bir makineye satın alınabilecek en iyi duyu organlarını alın ve ona İngilizce öğretin. Normal bir çocuğu yetiştirmekten farklı olmayacaktır.” – Alan Turing

The Lifecycle of Software Objects, yapay zekânın nasıl “yetiştirilebileceği” hakkında bir roman. Romanın anakarakteri eski hayvanat bahçesi görevlisi Ana, Blue Gamma isimli bir yazılım firması tarafından işe alınır. Görevi ise, ‘digients’ denen ve öğrenme kapasitesi bir çocuğunkine yakın olan küçük dijital yaratıkları eğitmektir.

Gece Oturumları – Ken Macleod

Gece Oturumları, robotlar ve dinler hakkında muazzam bir kitap. 2037 yılında tanrıya inananların sayısı azalmıştır, fakat aralarında inanan robotlar da vardır.

Glasgow’da bir rahip öldürüldüğünde polis önce militan bir ateist gruptan şüphelenir. Sonrasında hedef olanların sayısı artar ve niteliği değişir. Küllerinden yeniden doğmakta olan daha tehlikeli bir grubun varlığı ortaya çıkar.

The A.I. Who Loved Me – Alyssa Cole

Alyssa Cole’un yapay zekâyla ilgili olan hikayesi klasik bilimkurgulardan değil. Trinity Jordan, Hive adlı devlet destekli bir araştırma merkezi için evden çalışmaktadır. Li Wei adlı bir gencin yan dairesine taşınmasıyla işin rengi değişir. Trinity bu gence tutulmuştur.

Ancak onda tam olarak kavrayamadığı bir gariplik vardır. Zaman geçtikçe Li Wei’nin çekici bir yapay zekâ olduğunu öğrenecek ve büyük bir şaşkınlık yaşayacaktır.

The Infinity Courts – Akemi Dawn Bowman

The Infinity Courts, Westworld ve Warcross dünyaları ile ortak noktalara sahip bir eser. 18 yaşındaki Nami Miyamoto, liseden yeni mezun olmuştur ve senelerdir hoşlandığı çocukla vakit geçirmek için bir partiye gitmektedir. Fakat partiye ulaşamadan bir cinayete kurban gider ve uyandığında ise kendisini Sonsuzluk denen bir yerde bulur.

Burası, beden öldükten sonra bilincin gittiği yerdir. İnsanların dünyada kullandığı Ophelia isimli bir sanal asistan, ölümden sonrasını ele geçirmiş ve insanları köleleştirmiştir. Daha da kötüsü, insanları yok etmeyi planlamaktadır.

Hazırlayan: Emre Karadeniz | Kaynak