Son yıllarda basılan nitelikli eserlerle birlikte Türkiye’de bilimkurgunun yeniden yükselişe geçtiğïni söylemek mümkün. Türk bilimkurgu edebiyatı zaman zaman bir çıkmaza girse de, bu alandaki üretim devam ediyor. Geçmişten günümüze, bilimkurgu alanında öyküler yazmış olan yazarlardan 10 öykülük bir seçki hazırlama fikri ortaya bu yazıyı çıkardı.
Farklı yazarlardan, okunması gereken başarılı öyküleri bir arada bulmak ve Türk yazarların kaleminden bilimkurgu öyküleri okumanın keyfine varmak isteyen okurlar için rehberlik edeceğini düşündüğümüz bu liste, yeni kitaplar keşfetmenize de olanak sağlayabilir. Öykülerin yer aldığı kitaplardan birçoğunun baskısı bulunmadığından, sahaflarda kitap peşinde koşmak kaçınılmaz bir duruma geliyor. Gelin şimdi listeye birlikte göz atalım.
Yoksullar Geliyor – Orhan Duru (Yoksullar Geliyor)
Orhan Duru’nun Türk bilimkurgu edebiyatında yeri bir hayli büyük. Hugo Gernsback’in dünya literatürüne armağan ettiği “Science Fiction” sözcüğünü Türkçe’ye “Bilimkurgu” olarak çeviren yazar, eskiden beri kullanılagelen “Kurgu-Bilim” sözcüğünü de ortadan kaldırdı. 1982 yılında Ada Yayınları tarafından basılan bu öykü kitabında ise yazarın 4 bilimkurgu öyküsü bir araya getirilmiş.
Kitaba da adını veren Yoksullar Geliyor isimli öykü, doğal kaynakların tükenme aşamasına geldiği bir dünyayı gözler önüne seriyor. Dünyanın sanayileşmiş ve geri kalmış ülkeler olarak ikiye ayrıldığı, insanların ise “Şirket” denilen güçlü bir mekanizme ile “Yoksullar” denilen fakir kesim olmak üzere kesin bir çizgiyle ayrıştığı bir gelecek portresi çıkıyor karşımıza bu öyküde.
Şirket tarafından görevlendirilen iki paralı asker Almo ve Talon yolculuğa çıkarlar. İki dost, Yoksullar’ın Şirket’e karşı olan ayaklanmasında etkin rol oynayacaklardır. İnsanların gelecekte içinde bulunabileceği durum hakkında tahmin yapan Orhan Duru, öyküsünde insanlığı eleştiriyor.
On Üç Bin Yıl Sonra – Orhan Seyfi Şirin (Gelecek Yüzyıllardan Anılar)
Televizyon programcılığı ve senaryo yazarlığı gibi alanlarda üretken olan Orhan Seyfi Şirin’in en iyi olduğu alan ise şüphesiz şairlik. Bilimkurgu türünde de eserler vermiş olan yazarın Gelecek Yüzyıllardan Anılar isimli kitabı 1996’da Sanat İhtisas Yayınları aracılığıyla yayımlandı. Toplamda 5 öykü bulunan kitapta On Üç Bin Yıl Sonra isimli bu öykü daha çok akılda kalıyor.
2093 yılında geçen öykü, insanlığın başka bir uygarlıkla buluşmasını temel alıyor. Uzay araçları ile Dünya’ya gelen canlılar tüm gezegende şaşkınlık yaratmaya yetiyor. Gününümüzde uygulanmakta olan kapitalist sistemin çok daha ileri bir versiyonuna şahit olduğumuz bu gelecekte yönetici sınıf halkı birçok yönden sömürmektedir. İnsanlarla iletişim kurmak için Dünya’yı ziyaret eden canlıların amacı ise biraz farklıdır.
Karasevda – Müfit Özdeş – (Son Tiryaki)
33 kitaptan oluşan “Metis Bilimkurgu” dizisindeki tek Türk yazar olan Müfit Özdeş, öyküleriyle Türk Bilimkurgu Edebiyatına önemli katkılarda bulunmuş bir isim. Yıllar sonra 2018 yılında yeni baskısıyla aramıza dönen Son Tiryaki isimli kitabına yeni öykülerle eklemeler de yapan Özdeş, tür içindeki en başarılı kalemlerimizden biri olarak öne çıkıyor.
Post apokaliptik bir dünyaya açılan öykü için ucundan distopyaya da girdiğini söylemek mümkün. 4. Boğaz Köprüsü, ardı ardına patlayan atom ve hidrojen bombaları, havaya uçan tankerler, alev alev yanan İstanbul ve tüm bunların ortasında Süheyla ve Zeki’nin aşkları. Ve tabii bombaların etkisiyle başkalaşmış insanlarla dolu bir şehir karşılıyor bizi.
Eromofobia – Zühtü Bayar (Geyşa Android Şirketi)
Gerek öyküleri, gerek eleştiri ve makaleleleriyle Zühtü Bayar, bilimkurgu alanında Türkiye’de önde gelen yazarlardan biri olmayı başardı. İnkılap Yayınevi tarafından 1999’da yayımlanan bu öykü kitabında ise 13 öykü yer alıyor.
Tam teçhizatlı ve geniş mürettebatlı Sefus Sekundus gemisi Yıldız Sistemi’ne gitmek için yola çıkmıştır. Ömürlerinden tasarruf yapmak adına uykuya dalan mürettebattan Yıldız Analizcisi Cem Arkan, yolculuklarının bitmesine 10 yıl gibi bir süre varken uzun uykusundan uyanır. Gemideki herkesin bir virüs dolayısıyla öldüğünü fark eden analistçi bilgisayarlarla yalnız kalır. Fakat çok geçmeden gemide şüpheli bir şeyler fark etmeye başlayan Cem Arkan, Magic Mamma isimli bilgisayarı sorgular. Yarattığı gerilim açısından okuması bir hayli keyifli bir öykü.
Dijital Mezarlıkta Güller Biter mi? – Gurur Asi (Cam Dünya)
Öykülerinde insanın doğası, çevreyle, diğer insanlarla olan ilişkileri, yalnızlığı ve çaresizliği gibi konuları işleyen Gurur Asi, Türkiye’de bilimkurgu dendiğinde en başarılı isimlerden biri olarak öne çıkıyor. Atılgan Yayınevi etiketiyle, 1998’de raflardaki yerini alan Cam Dünya isimli kitabında 15 öyküsünü bir araya getiren yazar, son derece özgün öyküleriyle dikkat çekiyor.
Sonu ile hem hüzünlendiren hem de dünyanın geleceğine dair endişelendiren Ballardvari bir öykü… Gittikçe mekanikleşen bir dünyada, ED10 Başkanet-Diğeröte otobanında, Porshe marka bir otomobilin içine konuk oluyoruz. Bu otoban, Porshe sahiplerinin sıra dışı hareketler sergilemesi ve birbirleriyle yarışmalarıyla ünlüdür. En iyi olan kişiye ise “Altın Buji” ödülü verilmektedir. Birçok şeyin elektronik aygıtlarla yapıldığı dünya aynı zamanda dijital mezarlıklarla kaplanmıştır. Porshe sürücüsü adam, yanında oturan kadının isteği üzerine onu otobanda araçtan indirir. Kadın bir “dönüşmüş”tür aynı zamanda.
Başkan Oyunu – Haldun Aydıngün (2000’li Yılların Öyküleri)
Dağcılık, gezi, fotoğrafçılık ve yazarlık gibi alanlarda kendini geliştiren Haldun Aydıngün’ün bilimkurgu alanında da birçok romanı ve öyküsü bulunuyor. 1991’de Mavi Bulut Yayınları’ndan çıkan bu kitabının içinde yazar 7 öyküsüyle çıkıyor karşımıza.
Bir Black Mirror senaryosu gibi hissettiren öyküde, geleceğin devlet yöneticileri bir bilgisayar oyunu ile yetiştirilmektedir. Bir simülasyonun içine girerek orada devlet yönetimine dair arttırılmış gerçeklik ile deneyim kazanan çocuklar, belli bir süre sonra derecelendirilerek uygunluklarına göre ayrılmaktadırlar. “Başkan Oyunu” adı verilen bu oyunu dünyada en iyi oynayan çocuk ise birçok özel kuruluşun da dikkatini çekmeyi başaran Murat olur.
Ölümsüzlüğün Gıcık Sırrı – Doğu Yücel – (Düşler, Kabuslar ve Gelecek Masalları)
Öyküleri ve romanlarıyla başarısından sıkça söz ettiren Doğu Yücel’in en iyi olduğu alanlardan biri şüphesiz bilimkurgu. Her öykü kitabında mutlaka birkaç bilimkurgu öyküsüne yer veren yazar, zaman zaman mizahi bir dille çıkıyor okurun karşısına, zaman zaman da oldukça ürkütücü bir distopya ile. Öykü kitaplarından ilki olan ve Can Yayınları’nın yeniden bastığı bu kitabında da yine okuması keyifli bilimkurgu öyküleri mevcut. Kitaptaki bilimkurgu öykülerden ilki, merak duygumuzu kamçılayan ve aynı zamanda gülümsetmeyi de başaran bir öykü.
Yorb adındaki bir uzaylı günün birinde dünyayı ziyaret eder. Neyorik gezegeninden gelen Yorb, bir televizyon programında kanser ve AIDS gibi hastalıkların çözümlerini söyleyerek insanları iki büyük dertten kurtarır. Bu olayın ardından Yorb dünyada şöhret olur, tüm insanlar ona inanmaya başlarlar ve sözlerini can kulağıyla dinlerler. Bunlar haricinde çok önemli bir şeyi daha açıklayacağını söyler Yorb, bu da ölümsüzlüğün sırrıdır. Herkes ekranlarının başında Yorb’un ağzından çıkacak olan kelimeleri bekler.
P.V. – Giovanni Scognamillo (Gelecek Öyküler)
Birçok yazara ev sahipliği yapan ve kitapta Türk bilimkurgu edebiyatına gönül vermiş isimlerin yanı sıra, ismini ilk defa duyuran yazarla da mevcut. 2003 yılında Okuyan Us Yayınları’ndan çıkan kitaptaki isimlerden biri ise bilimkurgu ve korku gibi alanlara büyük hizmetler vermiş ve aynı zamanda sinema alanında da çok değerli çalışmalara imza atmış olan Giovanni Scognamillo. Yazar, başarılı bilimkurgu öyküsüyle okura göz kırpıyor.
“PV Enerji Kullanımı Yasası” ile birlikte dünyada ortalama yaşam süresi artmış, yaşlılara daha fazla yaşama imkanı sunulmuştur. Kanlı bir devrimi geride bırakan dünyada birçok olgu da değişmiştir. “Psişik Vampir” isimli kitap büyük kitlelerin kutsal kitabı haline gelmiştir.
Yüz Elli – Tevfik Uyar (Tek Kişilik Firar)
2016 yılında Kırmızı Kedi Yayınları’ndan çıkan bu kitapta Tevfik Uyar, 12 bilimkurgu öyküsünü bir araya getiriyor. Özgün fikirlerin iyi bir anlatımla buluşması sonucu ortaya çıkan öyküler, Türk bilimkurgusuna önemli bir katkı olarak beliriyor.
1977’de uzaya fırlatılan Voyager 1, 2020’ye gelindiğinde misyonunu tamamlamak üzeredir ve bu sebeple Dünya’da geri sayıma geçilir. Yolculukta sona gelinmişken NASA tarafından bir şeylerin yolunda gitmediği fark edilir. Voyager 1, güneşten milyonlarca kilometre uzaktayken bu olaya neyin sebebiyet verdiği araştırılmaya başlanır ve evrenin bir simülasyon olma ihtimali üzerinde durulur.
Rahim – Orkun Uçar (Yörüngeden Çıkanlar)
Türkiye Bilişim Derneği‘nin (TBD) 1998’den beri aralıksız olarak düzenlediği bilimkurgu kısa öykü yarışmasında dereceye giren öykülerin derlendiği 2. kitap olan Yörüngeden Çıkanlar, 2011 yılında yayımlandı. Studio Rodeo aracılığıyla yayımlanan kitaptaki öyküler 2006-2010 yılları arasında yarışmadan başarıyla ayrılan öykülerden oluşuyor. Toplamda 18 farklı ismin 19 öyküsü bulunan kitapta okunması gereken iyi öykülerden biri olarak öne çıkan öykü ise fantastik ve bilimkurgu gibi alanlarda ülke içinde hatırı sayılır okunma oranlarına ulaşmış Orkun Uçar‘a ait.
Gezegen patenti işinde çalışan Asa Sin’e, çift güneşli bir gezegende olduğu sırada yeni bir görev talimatı gelir. Görevi dolayısıyla Rahim adını verdiği yapay zekaya sahip uzay giysisini giyerek yeni gördüğü bu gezegeni keşfe çıkan Asa, hiç hesapta olmayan bir sorunla karşılaşacaktır.