Keyifle Okuyacağınız 11 Mizahi Bilimkurgu Kitabı

Kuşkusuz bilimkurgu hikâyeleri, karanlığa ve ciddiye sapma konusunda talihsiz bir üne sahip. Ve evet, uzay operası ve kıyamet sonrası kabuslar hakkında okumak istiyorsanız birçok seçenek bulunmakta. Ancak bilimkurgu kitaplarının patlayan gezegenler ve galaksiler arası politikadan ibaret olması gerekmiyor (ya da en azından patlayan gezegenlerin tamamen mizahsız olması gerekmiyor).

Uzayın enginliği varoluşun tam bir yansıması, yani saçma; hâliyle yazarlar bunu görüp onca savaşın ve gürültünün kenarında kıyısında bir nebze dinlenme imkanı sunuyor. Dolayısıyla gülmeye ihtiyaç duyduğunuz zamanlar için hâlihazırda cevher kıymetinde birçok bilimkurgu kitabı mevcut. Bu yüzden, yıldız gemisi motorlarının kapsamlı açıklamalarına bir mola vermek istiyorsanız, spekülatif kurgunun sunduğu daha komik şeylerden bazılarına göz atabilirsiniz.

The Hitchhiker’s Guide to the Galaxy – Douglas Adams

“PANİK YOK!”

Dünya, bir hiperuzay baypasına yol açmak için yıkıldığından zavallı Arthur Dent’i rehber kitabı, havlusu ve birkaç tuhaf uzaylı yoldaşıyla galakside otostop yapmaya çıkardı.

Otostopçunun Galaksi Rehberi serisi, şüphesiz mizahi bilimkurgunun en büyük eserlerinden (ve muhtemelen mizahın da). Douglas Adams belki de şimdiye kadar dünyayı ziyaret etmiş en komik yazarlardan biri değil, ancak kesinlikle en zeki ve yaratıcı olanlardan. Bu seriye başladıktan sonra, bir daha asla evden havlu olmadan çıkmayacağınıza eminiz.

How to Live Safely in a Science Fictional Universe – Charles Yu

Romandaki Charles Yu, varlığı Schrödinger’in Kedisi’ni anımsatan köpeğiyle babasını bulmak için uzay-zamanda arayışa çıkan bir zaman yolculuğu teknisyenidir. Yazar Charles Yu ise kurgunun eteklerinde gezinen, başarısız bilimkurgu kahramanlarının onu seks robotlarıyla mahvettiği ve herkesin zaman çizelgesini karıştırdığı Ayna Evren 31 adlı göz kamaştırıcı dünyanın yaratıcısı.

Neticede hepsi birleşince ortaya zekice, kötü bir mizah anlayışına sahip ve gerçekten dokunaklı bir okuma serüveni çıkıyor.

From These Ashes – Fredric Brown

Fredric Brown‘ın kısa öyküleri genellikle yalnızca bir veya iki sayfa uzunluğundadır, ancak bir cümleye çoğu yazarın bütün bir romanda yapabileceğinden daha fazla tuhaflığı sığdırabilmektedir. Örneğin en kısa öyküsü şu şekildedir:

“Dünyadaki son insan bir odada tek başına oturuyordu. Derken kapı çalındı…”

Şüphesiz tuhaf ve korkutucu derecede şok edici kurgu yazmakta ondan iyisi yok. From These Ashes, mizahın doruklarından korkunun dehlizlerine değin uzanan tüm kısa öykülerini bir araya getirmekte ve Fredric Brown’ı neden daha fazla insanın duymadığı konusunda merak uyandırmakta.

The Eyre Affair – Jasper Fforde

Thursday Next, evcil bir dodo ve zamanda yolculuk yapan babaya sahip bir edebiyat dedektifidir ve Jane Eyre’ı kitaptan kaçıranı bulma görevi de ona kalmıştır. Tabii ki anlayacağınız üzere kitabın içine atlaması ve bu davayı içeriden çözmesi gerekecektir.

Eyre Affair bilimkurgu, fantezi ve klasik edebiyat arasındaki çizgiyi aşan parlak bir serinin ilk eseri; kitap kurtları için yazıldığı da su götürmez bir gerçek. Ayrıca kalitesiyle de gösteriyor ki, türler arası absürt macera komedisini hiç kimse Jasper Fforde kadar iyi yapamaz.

Slaughterhouse Five – Kurt Vonnegut

Billy Pilgrim, Tralfamadore gezegeninden uzaylılar tarafından kaçırılmıştı; şimdi de zamanla bağlarını kopardı. Ve olaylar gelişti…

Mezbaha No.5, neredeyse tüm okunması önerilen klasik eserler listesinde bir şekilde kendine yer bulabilmiştir: Kurt Vonnegut, trajedi hakkında mizah (ve uzaylılar) merceğinden yazmak söz konusu olduğunda en basit tabirle bir virtüöz; zira roman edebi değeri kadar güçlü bir mizah anlayışına da sahip.

(Eğer biraz daha sönük ve kasvetli bir Vonnegut kitabına ihtiyacınız varsa Kedi Beşiği’ne bakabilirsiniz.)

Dirk Gently’s Holistic Dedective Agency – Douglas Adams

Evet, tamam, Douglas Adams’ın zaten bu listede olduğunun farkındayız – ama ne bekiyorsunuz ki? Yoksa siz pizza yiyen holistik dedektif Dirk Gently‘i komik bilimkurgu kitapları listesine dahil etmiyor musunuz?

Otostopçunun Galaksi Rehberi’ni zaten okuduysanız ama yine de ölü kediler, pizza ve kuantum mekaniği hakkında komik bir hikâyeye ihtiyacınız varsa, o vakit bu kitap tam size göre.

Redshirts – John Scalzi

Bilirsiniz Star Trek’te bir gezegene indiklerinde kırmızı üniformalılar hep ölür. Sırf asıl kahramanlarımızın gerçek bir tehlike altında olduğunu kanıtlamak için mi?

İşte, John Scalzi bu bilimkurgu kinayesini alıp geliştiriyor, Star Trek ve benzeri her şeyin histerik bir parodisini yaratıyor. Çünkü kırmızı üniformalılar bu işin farkına varmaya başlarsa ne olur? Ya artık mayın eşeği olmayı istemeyeceklerini fark ederlerse?

The Draco Tavern – Larry Niven

Sıradan bir insan olan barmen Rick Shumann, Sibera’da, her türden yaratığın çeşitli tuhaf sebeplerle bir araya geldiği bir uzay limanının hemen yakınlarında taverna işletmektedir. Yani, şayet Star Wars’un en sevdiğiniz bölümü Han Solo’yu ilk kez gördüğümüz taverna sahnesiyse, bu kitabı bir an önce okumalısınız. Çünkü The Draco Tavern‘i okumak, herhangi bir kitapta olabileceği gibi uzaylılarla dolu bir tavernada takılmaktan farksız.

Larry Niven‘ın birbirleriyle bağlantılı kısa öykülerinden oluşan bu seçkisi hem komik hem de hepsi orijinal bilimkurgu kavramları ve tuhaf yeni yaşam biçimleriyle dolup taşan rengârenk bir evrene kapı aralıyor.

Not: Etkiyi tam olarak hissedebilmek için Star Wars’un meşhur taverna şarkısını arka planda döngüye almanız tavsiye edilir.

The Automatic Detective – A. Lee Martinez

Devasa ve tehlikeli bir robot olmak zor. Mack Megaton, dünya hakimiyeti için tasarlanmış bir ölüm makinesi ama insanlığı fethetmekle hiçbir ilgisi yok. Yalnız Empire City’deki hayatını sürdürmeye çalışıyor, fakat komşuları kaçırıldığında çaresizce mutantların ve mafya patronlarının köhne, fütüristik yeraltı dünyasına sürükleniyor.

Jetgiller’in film noir geleneğiyle buluştuğu bu gizemli romanı mutlaka okumalısınız.

Red Dwarf: Infinity Welcomes Careful Drivers – Grant Naylor

Evet, bu kitabın esini bir televizyon dizisi. Ama burun kıvırmadan önce bu çılgın ekibe bir şans vermenizi tavsiye ederiz: Eski hizmetli ve aynı zamanda evrendeki son insan olan Dave Lister, gergin ve merhum hologram Arnold Rimmer ve son derece gelişmiş bir kedi olan The Cat.

Hızlı ve kolay bir okuma süreci sunmasına rağmen, insan (ve elbette kedi) ırkının geleceği hakkında sahiden ilginç fikirlere sahip oldukça eğlenceli bir uzay saçmalığı olmayı da başarıyor.

To Say Nothing of the Dog – Connie Willis

Ned Henry, 1940’lar ile 21. yüzyıl arasında sıçrayıp yıkılmış bir katedrali restore etmek için “piskoposun kuş kütüğü” denen bir şeyi aramaktan bıkmış durumdadır. Ama bu da yetmezmiş gibi başka bir zaman yolcusu geçmişten bir şeyi geri getirerek her şeyi karmaşıklaştırır. Hâliyle bu ikilinin görevi, tarih tamamen bozulmadan önce olayları düzeltmek için Viktorya Dönemi’ne geri dönmek olur.

Viktorya dönemi motiflerine zekice yedirilmiş ve romantik bir gizemle sarılmış, oldukça komik bir zamanda yolculuk macerasına var mısınız?

Kaynak