hugo nebula odullu romanlar

Hugo ve Nebula Ödüllerini Kazanmış 15 Bilimkurgu Romanı

Bilimkurgu dünyasının en önemli ödülü kabul edilen Hugo Ödülü, adını öncü bilimkurgu dergisi Amazing Stories’in kurucusu Hugo Gernsback’tan alır. 1953’ten beri her yıl, World Science Fiction Society tarafından seçilen önceki yılın en iyi bilimkurgu eserine verilir.

Nebula Ödülü ise, Science Fiction and Fantasy Writers of America tarafından 1966’dan beri her yıl bilimkurgu ve fantastik edebiyatın en iyilerini seçerek ödüllendirir.

Bu iki büyük ödülün ikisini de kazanmış önemli bilimkurgu yapıtlarına kısaca bir göz gezdirelim.

Kurma Kız – Paolo Bacigalupi (2009)

Biyopunk alt türündeki roman, 23. yüzyılda, biyoteknolojinin hakim olduğu bir zamanda geçer. Dev şirketlerin gıda endüstrisini kontrol altına almak için yürüttüğü biyoterörizm eylemleri sonucunda kıtlıklar, hastalıklar ve doğal afetlerle boğuşan ülkeler, genetiği değiştirilmiş tohumlara mahkum kalmıştır.

Bunun istisnası ise sınırlarını ve doğal tohum rezervini dış tehditlerden koruyan, salgınlarla ve biyoterörizmle savaşan Tayland’dır. Kitap, Time dergisi tarafından da 2009’un en iyi 9. kurgu kitabı seçildi.

Halka Dünya – Larry Niven (1970)

Locus Ödülü’nün de sahibi olan Halka Dünya serisinin bu ilk kitabında, Güneş benzeri bir yıldızı devasa bir kurdele gibi çevreleyen halka şeklinde bir dünya tasvir edilir.

Roman sert bilimkurgu tanımına uysa da, mühendislik hataları ve kendini fantastiğe yaklaştıran bazı öğeler barındır. Ve özellikle kadın karakterlerin işlenişi ile cinsiyetçi çizgidedir. Ancak resmettiği muazzam evren için okunmaya değer bir eserdir.

Cennetin Çeşmeleri – Arthur C. Clarke (1979)

22. yüzyılda geçen romanda, yörüngedeki uyduyla birleşecek olan 36.000 km yükseklikte bir uzay asansörünün yapımı anlatılır. Uzaya insan ve malzeme gönderimini daha az maliyetli hâle getirmek için tasarlanan bu asansör; “Yörünge Kulesi”, geçmiş ve gelecek zamanda geçen iki hikâyeyi birbirine bağlar. Bir yandan binlerce yıl önce yaşayan bir kralın, o dönemin teknolojik imkanlarıyla, çeşmelerle donattığı bir zevk bahçesi inşa etmesi anlatılırken; öte yandan ana kahramanın ölümünden sonraki bir gelecekte geçen diğer hikâye, uzaylıların Dünya ile temas kurmasıyla ilgilidir.

Romandaki ilginç noktalardan biri, Clarke’ın tasvir ettiği konum ve özellikler, gerçek dünyada Sri Lanka ile benzeşmektedir. Kitapta anlatılan tarihi kalıntılar Sri Lanka’da bulunanlarla eşleşir ve uzay asansörünün üzerine inşa edildiği, “Sri Kanda” adıyla geçen dağ, Sri Lanka’daki Sri Pada yani Adem Tepesi’ne çok benzer.

Kıyamet Kitabı – Connie Willis (1992)

Locus Ödülünü de almış kitap, adını 1086’da Kral William’ın emriyle İngiltere’deki her bölgeyi araştırıp mal varlıklarını ve vergi borçlarını tespit etmek için hazırlanan Doomsday Book’tan alıyor. Zaman yolculuğunun yapılabildiği “2054” yılında geçmesi, kitabı yakın gelecek için yapılmış iyimser tahminlerden bir diğeri hâline getiriyor.

Oxford Üniversite’sindeki kürsü, Orta Çağ İngiltere’sindeki Kara Veba salgınını araştırmak için 1348’e bir akademisyen yollar. Zaman yolculuğu gerçekleştiği anda 2054’te de garip bir salgın başlamıştır. Geçmiş dünyasında hastalık ve cehaletle yüz yüze gelen zaman yolcusu, kendi dünyasının da ani bir salgınla boğuştuğundan habersizdir. Kitap geçmiş ve geleceğin, aynı kaderi nasıl yaşadığını tasvir ediyor.

Karanlığın Sol Eli – Ursula K. Le Guin (1969)

Karanlığın Sol Eli

Hainli Döngüsü’nün 4. sırasındaki roman, bilimkurgu öğelerinin ötesinde felsefe, sosyoloji, siyaset gibi birçok konuda vurucu ve ufuk açıcı niteliktedir. Gethen: “Kış” adlı gezegende belli bir cinsiyeti olmayan androjin insanlar, toplumsal ve cinsel kalıplardan uzak, savaştan habersiz, her türlü eşitsizlikten azade, barış içinde yaşar. Hikâye ise, Ekumen adı verilen gezegenler birliğinden bir elçinin bu ütopya dünyasına gelmesiyle başlar.

Tüm zamanların en iyi bilimkurgu romanlarından kabul edilen kitap, 1975’te Locus dergisinin yaptığı ankette Dune ve Childhood’s End’ten sonra en iyi üçüncü roman seçilmiştir. 1987’de ise Dune’un ardından 2. sıraya yükselmiştir.

Rama’yla Buluşma  – Arthur C. Clarke (1973)

Hugo, Nebula, Locus ve Jupiter ödüllerini almış roman, 2131 yılında Jüpiter’in yörüngesinin dışında tespit edilen ve başlangıçta bir asteroid olduğu düşünülen cismin, yıldızlararası bir uzay gemisi olduğunun anlaşılmasıyla başlayan olayları ele alır.

Uzayda farklı bir amaçla bulunan, ama o anda yabancı nesneye en yakın konumda olduğu için inceleme için görevlendirilen Endavour adlı geminin, bu yabancı nesneye, “Rama”ya yolculuğunu ve onunla buluşmasını okuruz.

İşte Tanrılar – Isaac Asimov (1972)

iste tanrilar kapak

Asimov’un “yazıp yazabileceğim en iyi kitap” dediği, Hugo, Nebula ve Locus ödüllü romanın, Robot ve Vakıf serilerinden bağımsız ayrı bir hikâyesi vardır. Olaylar, geleceğin dünyasında bir kimyagerin, bir numunenin mevcut evrenimizde var olamayacak bir madde ile değiştirildiğini fark etmesiyle başlar.

Paralel evrenler, sonsuz enerji, madde transferi gibi konularda mihenk taşı olan bir eserdir.

Yıldızları Hesaplamak – Mary Robinette Kowal (2018)

Hugo ve Nebula’dan başka, Locus En İyi Roman Ödülü’nü de kazanan eser, Astronot Kadın serisinin ilk kitabıdır. Eski bir hava kuvvetleri pilotu olan ana kahraman, 1952’de ABD’ye düşen bir göktaşının sebep olduğu iklim değişikliğinin, 50 yıl içinde gezegeni yaşanmaz hâle getireceğini hesaplar.

Bu durum dünyanın uzaya açılma planlarını hızlandırır ve kahramanımız önce Ay’a sonra Mars’a ulaşma projesi için Uluslararası Havacılık ve Uzay Koalisyonu’na katılır.

Neuromancer – William Gibson (1984)

neuromancer

Bilimkurgunun üçlü tacı olarak adlandırılan Hugo, Nebula ve Philip K. Dick ödüllerinin üçünü de kazanan ve siberpunk alt türünün öncüsü olan roman, bugün bile bilgisayarları ve interneti tanımlamak için kullandığımız birçok terim ve imgeyi bize sunmuş ve Matrix, Ghost in the Shell gibi birçok film için de ilham kaynağı olmuştur.

Zihin yoluyla bağlandığı siberuzay sistemleri arasında korsanlık yapan ana kahraman, bu yolla gerçekleştirdiği hırsızlık ortaya çıkınca yakalanır ve ceza olarak sinir sistemi sakatlanarak yeteneklerinden mahrum bırakılır. Güçlü bir yapay zekayı yok etmesi koşuluyla sinir sisteminin onarılması teklif edilir ve hikâye, kahramanın bu teklifi kabul etmesiyle başlar.

Adalet – Ann Leckie (2014)

adalet-kapak

Hugo, Nebula, Arthur C. Clarke ve Locus ödüllerini kazanan bu uzay operası, yazarın yayımlanmış ilk kitabıdır. Uzak gelecekte, yayılmacı bir imparatorluk, binlerce askeri birbirine bağlayan yapay zekaya sahip devasa yıldız gemileri kullanır.

İnsan yerine bir gemiyi ana karakter olarak seçmesiyle özgün bir yer edinen romanda ayrı cinsiyet zamirleri kullanılmaz; bütün karakterler dişil zamirle ifade edilir. Ana kahraman karşılaştığı karakterlerin cinsiyetini anlayamadığı gibi, okur da bunu anlayamaz.

Bitmeyen Savaş – Joe Haldeman (1975)

bitmeyen-savas

Hugo, Nebula ve Locus ödüllerinin sahibi olan roman, savaşların artık yaşanmadığı bir gelecekte, Tauranlar olarak bilinen ve tehdit olarak görünen yabancı bir uygarlığa karşı girişilen savaşı anlatır.

Yazar Vietnam’da savaştıktan sonra bu kitabı yazmaya karar vermiştir. Savaşın anlamsızlığı ve dünya ekonomisinin savaşa ihtiyaç duyduğu gerçeği gözler önüne serilir. Özellikle ana kahramanın vicdan muhasebeleri düşündürücüdür.

Çıkış Kapısı – Frederick Pohl (1977)

Yine Hugo ve Nebula dışında Locus ödülünü de elde etmiş olan, Hiçi Destanı’nın bu ilk kitabı, “Çıkış Kapısı” denilen ve Heechee/Hiçi adı verilen uzaylılar tarafından bir astreoide inşa edilmiş uzay istasyonlarının keşfiyle başlar. Hiçiler ve teknolojileri hakkında eldeki bilgi çok azdır. Çıkış Kapısı’nda nasıl çalıştığı bilinmeyen bine yakın terk edilmiş yıldız gemisi vardır. İnsanlar tehlikeyi göze alıp deneme yanılma yoluyla, onları nasıl çalıştıracaklarını kısmen de olsa öğrenir.

Ancak bu gemilerle çıkılacak yolculukların varış noktası, ne kadar süreceği, nasıl dönüleceği ve yakıtın ve yiyeceğin dönüşe yetip yetmeyeceği bilinmez. Çoğu girişimin felaketle sonuçlanmasına rağmen, yoksul ve aşırı kalabalık Dünya’daki birçok insan, risklerindense getirilerini düşünüp bu belirsiz maceraya atılmak ister.

Mülksüzler – Ursula K. Le Guin (1974)

Ursula K. Le Guin’in Hugo, Nebula, Locus, Jupiter ve Prometheus Şeref Kürsüsü ödüllü, kendi tabiriyle bu “ikircikli ütopya”sında Anarres ve Urras adında ikili bir dünya sistemi vardır. Anarres Odocuların yani anarşistlerin, Urras ise kapitalist devletçilerin dünyasıdır. Yazarın eserine ikircikli ütopya demesinin sebebi kitapta iki dünyanın da idealize edilmemesidir. Anarşist Anarres hayat şartlarının zor olduğu, verimsiz bir dünya iken, totaliter Urras verimli topraklara sahiptir ve yaşam standartları yüksektir.

Olaylar ana kahramanımız olan bir Anarresli’nin Urras’a gitmesiyle başlar. Kitabın adı Dostoyevski’nin The Possessed / Ecinniler adlı kitabına bir naziredir. Yazar “ele geçirilmiş” anlamındaki kelimeyi olumsuz forma evirerek, “mülksüz” anlamına ilaveten, ne doğaüstü bir kötülük, ne de sistem tarafından ele geçirilememiş olanları da tanımlamak için kullanmıştır. Yazar, bu ikircikli ütopyanın ana kahramanının ağzından şu mesajı verir: “Düşünen bir adamın işi, bir gerçekliği bir diğeri adına reddetmek değil, onu içermek ve birleştirmekti. Kolay bir iş değildi.” Ama sonuç olarak: “Devrim, düşünen bir akılda başlar.”

Ender’in Oyunu – Orson Scott Card (1985)

Uzak bir gelecekte insanlar ve Formikler adında bir tür arasında geçen savaşı tasvir eden roman, Ender Serisi’nin ilk kitabıdır. Formikler, aşağılayıcı bir ifadeyle “böcekler” diye adlandırılır. Romanın ana kahramanı Ender adındaki savaş okulu öğrencisi çocuktur.

Küçük çocukların nasıl savaşa hazır subaylar olarak yetiştirildiğini, savaşın sınırsızlığını, insanlığın acımasızlığını kahramanın iç hesaplaşmalarıyla aktaran roman, yazarın en iyi kitabı olarak kabul edilir. Zira sonraki kitapları fazla ses getirememiştir.

Dune – Frank Herbert (1965)

dune

Dune destanının ilk kitabı olan bu epik bilimkurgu romanı, 2003’te dünyanın en çok satan bilimkurgu kitabı unvanını almıştır. Uzak bir gelecekte geçen roman, soylu hanedanların yönettiği feodal bir yıldızlararası toplumu tasvir eder. Dune diye de bilinen çöl gezegeni Arrakis, elverişli yaşam şartlarına sahip olmasa da melanj adı verilen baharın elde edildiği tek yer olmasından ötürü muazzam öneme sahiptir. Melanj ömrü uzatır, öngörü ve uzay yolculuğu yapılmasını sağlar. Kısacası baharı, yani gezegeni elinde tutan gücü elinde tutmuş olur.

Dune’un bir bilimkurgu eseri olmasının yanında, dini, felsefi, psikolojik yanı da yadsınamaz. Frank Herbert bu ilk kitabın ardından 5 devam kitabı yazmıştır. Yazarın ölümünden sonra oğlu Brian Herbert ile onun yazar arkadaşı Kevin J. Anderson seriyi devam ettirmiştir.

Yazar: Münevver Uzun

Onu siz delirttiniz!

İlginizi Çekebilir

halka dunya cocuklari

Halka Dünya Çocukları’nın Sınır Savaşı

Halka Dünya’nın dördüncü kitabı olan Halka Dünya Çocukları seriyi bütüncül biçimde görebileceğimiz, üçüncü kitabın aksine …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin