1986, İstanbul doğumlu Emrah Bodur, daha önce senaryo ve öykü alanında çalışmalar yaptı. Bu yılın başında Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık tarafından okurla buluşturulan Yeraltındakiler ise yazarın ilk romanı. Bodur, romanında önceki tecrübesi sayesinde Türkçe’ye hâkim bir yazar olduğunu gösteriyor. Kurguya paralel zaman geçişleriyle yapılan dil oyunları, Chuck Palahniuk’un Dövüş Kulübü’nde birinci tekil şahıs anlatımındaki ustalığını konuşturarak yaptığı oyunları hatırlatıyor. Ancak Bodur, Türkçe’ye hâkimiyetini gösterirken sadelik yerine ağdalı bir üslup tercih etmiş. Eski kelime seçimleri ve tumturaklı cümleler, bir noktadan sonra okuru boğabiliyor.
Yazar, Dostoyevski başta olmak üzere klasik eserlerin çevirilerinden esinlenmiş olabilir ama Oğuz Atay’ın yıllar önce parodi hâline getirdiği, yakın zamanda Feyyaz Yiğit’in her eserinde dalga geçtiği, Peanuts’tan Snoopy’nin kırmızı kulübesinin üstünde yazdıklarını hatırlatan “edebiyat yapıyorum” üslubu, Yeraltındakiler gibi kurgusu zaten karışık olan bir eser için pek de uygun düşmüyor. Bu, yeni yazarların sıklıkla düştüğü bir hata. Emrah Bodur da dile hâkimiyetinden dolayı sonraki kitaplarında kolayca daha sade ve anlaşılır bir üsluba dönecektir.
Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık (kısaca KDY), yasal ve etik açıdan sorun içermeyen tüm dosyaları kitaplaştıran bir servis. POD (Print on Demand) yani talebe bağlı baskı sistemiyle çalışıyor. Siteye gönderilen dosyalar yasal süreç tamamlanır tamamlanmaz 72 saat içinde Kitapyurdu’nda satışa sunuluyor ve sipariş edildikçe günlük basılarak okuyuculara gönderiliyor. Ülkemizde yayınevleri tarafından tercih edilmeyen bilimkurgu-fantezi türlerinde yazanlar ve Yeraltındakiler gibi deneysel eserler için güzel bir fırsat.
Bir zamanlar insan olan ölü varlıkların yer altında köle olarak uyanmasını ve bulundukları gerçekliği anlamlandırma çabasını okuduğumuz kitabın en güzel tarafı, yerli bilimkurguda pek görmediğimiz şekilde farklı bir hikâye anlatması. Ayrıca roman gerçekten yerli bir kurgu olmasıyla, ülkemizin temalarını kullanarak ulusaldan evrensele seslenmesiyle dikkat çekiyor. Türkiye’de üretilen spekülatif kurgu eserleri, genellikle Amerikan kitaplarının pastişi olmaktan öteye gidemiyor. Amerikalıların bile Amerikan hikâyeleri okumaktan sıkıldığı, Uzak Doğu’ya veya etnik unsurları kullanan hikâyelere yöneldiği günümüzde, bu Türk bilimkurgu edebiyatı için kaçırılmış bir fırsat. Yeraltındakiler, bu fırsatı tepmeyen nadir eserlerden.
Söylediğimiz gibi, Yeraltındakiler üslubu dışında bile karışık ve deneysel bir kitap. 375 sayfalık roman boyunca okuduğumuz dünya bize kesinlikle tanıtılmıyor. Olaylar oluyor ancak bunların sebepleri açıklanmıyor, yalnızca hissettiriliyor. Mekânlar, karakterler, hatta karakterlerin fiziksel formları bile insan algısının üstünde gibi tasvir ediliyor. Hiçbir şeyi tam olarak anlamıyor, yalnızca bazen fikir edinebiliyoruz. Yani elimizde kocaman kriptik bir metin, roman şeklinde bir bulmaca var ki, bu kötü bir şey değil. Bu tarz eserleri eğlenceli kılan, genellikle yarattığı çağrışımlar ve barındırdığı marjinal fikirlerdir. Anton LaVeyn’in Şeytan İncili’ni ya da William S. Burroughs’un post-modern yeraltı klasiği Çıplak Şölen ve bilimkurgu serisi Yumuşak Makine gibi kitaplarını hatırlayın.
Yeraltındakiler, çözümünü vermediği bulmacalarla dolu ve bu bulmacaları da okuyucuyu sayfalar boyunca kendine bağlayacak kadar eğlenceli bir şekilde işleyemiyor. Bu da okurun yer yer kitaptan kopmasına yol açıyor. Eğer bu kadar dağınık bir olay örgüsü tercih edilmese, yazar derdini okuyucuya aktarabilirdi. Örneğin araya sıkıştırılmaya çalışılan aşk hikâyesi biraz zorlama hissi uyandırıyor. Aniden başlayıp ne okurda herhangi bir duygu açığa çıkarıyor ne de sonunda bir yere bağlanıyor. Şimdiki hâliyle kitabın bir şeyler söylemek istediği anlaşılıyor, ancak bulmacayı çözüp bu şeylerin ne olduğunu anlamak bize kalıyor. Ve muhtemelen pek çok okuyucu bulmacayı çözemeyecek, kitabı yarıda bırakacak veya tatmin olmamış bir şekilde tamamlayacak.
Yine de eğer kendinize güveniyorsanız ve zorlu bulmacalara atılıp beyninizi zorlamak istiyorsanız Yeraltındakiler tam size göre.