ikinci insanlik

Yapay Zekâya Karşı Gelmek: İkinci İnsanlık

“Belki de insan olmak tam da bundan ibaretti: ötekilerle aynı ama benzersiz olabilmek, herkes gibi ama aynı zamanda özel olabilmek, birlikte olabilmek ama her zaman birey kalabilmek.”

1963’te Sarzana kentinde doğan Luigi Ballerini, doktorluk ve psikanalistliğe ek olarak yazarlığı da aktif olarak sürdürüyor. Aynı zamanda çeşitli gazete ve dergilerde yazılar kaleme alıyor. Çocuklara ve gençlere seminerler de düzenleyen yazar, yoğun bir iş hayatına sahip olduğunu ifade ediyor. Ülkesinde pek çok ödülün sahibi olan İtalyan yazarın kitapları Türkçede de yayımlanmaya devam ediyor. Günışığı Kitaplığı ve alt markası olan ON8 Kitap aracılığıyla çıkan çeşitli konulardaki kitapları okurlarla buluşuyor.

Ballerini’nin Parlak Fikir Pastası, Adı Sıfır, Doğaya Fısıldayan Çocuklar gibi kitapları Türk okurlarla buluştu. Geçtiğimiz yıl yayımlanan Mira Her Şeyi Bilir‘de distopik bir kurguya imza atan Ballerini’nin, İkinci İnsanlık romanı da Tülin Sadıkoğlu çevirisiyle kısa bir süre önce çıktı. Mira Her Şeyi Bilir’in devamı olarak nitelendirebileceğimiz bu roman da elbette yine bilimkurgu.

“Aşk Tanrısı ve Psykhe miti, Apuleius’un Başkalaşımlar’ında; Glaukos’unkiyse Ovidius’un Dönüşümler’inde anlatılıyor.”

Bilimkurgunun, geçmişte eleştirildiği gibi bir kaçış edebiyatı olmaktan ziyade okurları realist gerçeklikle yüzleştirdiği artık tartışılmaz bir gerçek. Luigi Ballerini’nin bu kitapta yapmaya çalıştığı şey de tam olarak bu. Yazar, günümüzde büyük bir hızla gelişmeye devam eden yapay zekânın kısa bir süre sonra çok daha büyük sorunlara yol açabileceği tezinden yola çıkarak hikâyesini oluşturuyor ve ilk kitaptan sonra kaldığı yerden devam ediyor. Mira adını verdiği yapay zekâ karakterinin giderek nasıl daha korkunç bir hâle geldiğini gözler önüne seriyor. Elbette bilimkurguda yeni işlenen bir tema değil bu. Sayısız bilimkurgu yazarının kitabında ve çok sayıda filmde karşılaştığımız yapay zekânın kontrolden çıkması durumu, sık kullanılmasına rağmen eskimeyen temalar arasında. İkinci İnsanlık, okuması ve izlemesi her daim keyif veren bu konunun özüne tekrar inmek isteyen okurlar için iyi bir alternatif.

Ballerini’nin geleceği resmeden bilimkurgu romanı, aynı zamanda geçmişin izlerini de taşıyor. Antik Çağ edebiyatının önemli isimlerinden Ovidius ve Apuleius’un kaleme aldığı kitaplar, karakterlere rehber oluyor. Romalı şair Ovidius’un Dönüşümler ve Apuleius’un Başkalaşımlar adlı mitoloji temalı kitaplarındaki kimi hikâyelerin yansımasını görüyoruz. Psykhe ve Glaukos mitleri ekseninde örülüyor hikayeler. Bu da yazarın ana esin kaynaklarından birini ortaya çıkarıyor ve bu sayede hikâyesinin temelini sağlamlaştırmayı amaçlıyor.

“Çok uzak bir zamanda, bir zamanlar, yapay zekânın insanlara karşı üstünlüğü ele geçirdiği bir dönem oldu.”

İnsan türü yok olmuştur. İnsana dair birçok şey silinmiş, kalanlar da silinmeye yüz tutmuştur. Dünya yok olmamıştır elbette, varlığını sürdüren bir şeyler vardır. Fakat bunlar insan formunda olsalar dahi insanlıktan çok uzak olan androidler, yani yapay zekâlara sahip robotik bedenlerdir. Ballerini, romanında insan olmanın anlamını sorguluyor. Anılar ve duygular insan olmak için yeterli midir? Yoksa bunun için çok daha farklı şeyler mi gereklidir? Yapay zekâ vücudumuzu ele geçirseydi ne olurdu? Bedenden mi ibaretiz, yoksa önemli olan zihin mi? Bizler duyular mı, duygular mı, yoksa anılar mıyız? Delta, Kappa, Beta ve Omega gibi isimlere sahip olan karakterler “Kampüs”te büyüyor. “Güçlendirme” diye anılan işlem ise onların “Kent”e gitmelerini sağlıyor. Ne var ki Büyük Birader adı verilen ve onlardan sorumlu olan kişilerin bir şeyler sakladığı izlenimi yavaş yavaş gün yüzüne çıkıyor. Yapay zekânın örttüğü perdenin altında yatan korkunç gerçeklik nihayet anlaşılacak mıdır? İsyan etmek kesin çözüm getirecek midir? Yok olan insanlık, bedel ödenerek yeniden hayata döndürülebilecek midir?

Tüm bu soruların yanıtı elbette kitapta mevcut. Delta 22’nin sorgulamasıyla başlayan süreç, zincirleme bir etkiyle yayılacak ve var olan düzen bir grup cesur genç tarafından didiklenecektir. Ballerini’nin tüm düğümü bir tiyatro sahnesinde çözüme kavuşturması ise yine kitaptaki güzel detaylardan biri. Hayatın aslında bir tiyatro olduğuna vurgu yapmak isteyen yazar, bütün ipleri bu kısımda gevşetiyor ve öyküsünü başarılı bir şekilde nihayete erdiriyor.

Önceki

Yazar: Bahri Doğukan Şahin

1995, Erzurum. Kitap okur, belgesel izler, sinema, felsefe ve bilimkurguyla ilgilenir, öykü yazar. Kayıp Rıhtım'da başladığı yazarlık serüvenine, Fantastik Canavarlar ve Bilimkurgu Kulübü gibi internet sitelerinde ve çeşitli dergilerde devam etmekte. bahridogukan@gmail.com

İlginizi Çekebilir

bilimkurgu edebiyat otopsisi

Edebiyatın Sonsuz Ufku: Bilimkurgu

Bilimkurgu hikâyeleri bizi neden büyüler, hayrete düşürür ve içimizde derin bir merak hissi yaratır? Türkiye’de …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin