Tarihte elini attığı her işten müthiş bir başarıyla çıkan bazı insanlar vardır. Edebiyat, sanat, tıp, bilim, siyaset; ne olduğu hiç önemli değildir onlar için. Bu çok yönlü kişilikler düşünmenin ve yaratmanın ustalarıdır. İşte Edward Everett Hale de bu isimlerden birisidir; bir yazar, bir tarihçi, bir devlet adamı ve bir papazdır kendileri. Ancak yazar kimliğinin altından çok farklı bir kimlik daha çıkarır. Doğru yazardır ama bilimkurgu da yazar Hale, hem de kurguyu bilime öyle bir boca eder ki okuyucu olarak işlek bir zihnin kıvrak düşüncelerini takip etmekte zorlanırsınız yer yer. Mart ayında Fihrist Kitap’tan çıkan Tuğla Ay da işte Edward Everett Hale’in yazdığı bu bilimkurgu öykülerinden birisi.
Hale’in bu öyküsü temelini gerçek, hem de çok gerçek bir sorundan alır. Yazarın yaşadığı dönemde denizde boylam hesaplaması yapılamamaktadır ve İngiliz devleti bu sorunun çözülmesi için ödüllü bir yarışma düzenler. Küçük bir arkadaş grubunun etrafında dönen hikayemizin başlangıcı ise bu grubun üniversite çağına rastlar. İngiltere’nin köklü üniversitelerinden birisinin kütüphanesinin kasvetli havası içinde gevezelik eden bu grup, gazetede yarışmanın haberini görür ve başlar tartışmaya. Her kafadan ayrı bir ses çıkar, herkesin farklı bir fikri vardır. Ama kiminki doğrudur? Kim haklı çıkacaktır?
Yarışma da ödül de olduğu gibi kalır bir süre. Grup dağılmış, sonra farklı kişiler olarak tekrar bir araya gelmiştir. Örneğin, artık içlerinden birisi para kazanıyordur. Olacak iş midir bu? Ama olmuştur ve bu birisinin, ileride yapacakları işe çok yararı dokunacaktır. Geçmişe, üniversite günlerine dönmek de işte bu işi akıllarına getirir. Yahu o sorun nasıl çözülecektir? Herhalde bir uydu, yapay bir uydu yerleştirilecektir Dünya’nın yörüngesine. Peki ham maddesi ne olacaktır bu uydunun; büyüklüğü, şekli? Bu işin maliyeti nedir, yapımında kim çalışacaktır?
Bu sorunların hepsi bir bir çözülecektir. Ama insanlığın ürettiği ilk uydu tuğladan olacaktır. Çünkü çelik yoktur daha zaten, demirse çok pahalıdır; e tahtadan da uydu yapılamayacağına göre tuğla kadar ucuz ve dayanıklı başka bir materyal mi vardır? Sermaye toplama, uydunun yapımı ve yörüngeye fırlatılma işleri epey zaman alır. Nihayetinde ise her gün milyonlarca insanın arşınladığı dünyamız ile üstteki yapay uydusu arasında hiç beklenmedik bir etkileşim yaşanır. Tuğla Ay işte oradadır, hem de bu Ay’da neler oluyordur neler…
Bu noktada, Hale’in Tuğla Ay’ının Fihrist Kitap’ın çıkardığı bilimkurgu serisinde özel bir yeri olduğunu söylemekte de fayda var. Fihrist Kitap, tarihin ilk bilimkurgu metni olan Francis Godwin’in Ay’daki Adam’ını yayımlamasının hemen ardından Hale’in Tuğla Ay’ını ve sonrasında da George Tucker’ın Ay’a Yolculuk’unu çıkararak günden güne büyüyen bilimkurgu serisinin içinde özel bir “Ay serisi” de oluşturmuş durumda. Elbette en eski çağlardan beri geceleri insanların en büyük yoldaşı ve merak kaynağı olan Ay’ın bilimkurgunun ilklerinde işlenmemesi imkânsız olurdu. Biz okurlara da bu ilkleri okumak ve bu serinin devamını gözlemek düşüyor.
Hazırlayan: Berceste