İz Odası, Galaktik Tiyatro, Astrolojinin Bilimle İmtihanı ve Tek Kişilik Firar adlı kitaplarının yanı sıra ödüllü öyküleri, çevirileri ve popüler bilim çalışmalarıyla bildiğimiz Tevfik Uyar, ülkemizin üretken ve çalışkan yazarlarından biri. Yazarın ikinci bilimkurgu öykü kitabı olan Firardan Sonra, Entropol etiketiyle bir e-kitap olarak yayımlandı. İnternet üzerinden satın alınabildiği gibi, öğrenciler için ücretsiz olarak indirme imkanı da sunulmuş.
Dilerseniz kitaptaki 13 öyküye sırasıyla bir göz atalım…
Cogito
Mahkeme salonunda başlayan öykü, kısa süre içinde hüküm giyen bir tutuklunun gözünden yaşamı sorguluyor. Descartes’in “Düşünüyorum öyleyse varım,” argümanından yola çıkarak yepyeni bir ceza sistemi kurgusuna şahit olduğumuz öykünün sonunda sırtınızı kaşıtmak isteyebilirsiniz.
Çoğulluk
Yapay zekâdan korkmalı mıyız? Üretim ve tüketim güçlerinin kontrolü taraflar arasında bölüştürülebilir mi? Hükmeden insan mı olmalı yoksa robot mu? İyisi mi öyküyü okuyun; ilgi çekici kurgusu ve tuzaklarla dolu öngörüsüyle Çoğulluk zihninizi ısıtacak.
Sum Ius
Yaşamını yitirmiş sevdiklerimizi bir bulut hesabında otuz yıl boyunca hayatta tutmaya çalışmak kulağa hoş geliyor değil mi? Peki, sunuculardaki bu canlı bilincin, bedensel ölümün öncesindeki heves ve arzuları bizimkilerle çelişirse ne olacak? Katıksız bir solipsistin beni merkeze alan ibretlik öyküsünü okurken şaşıracaksınız.
Ketoke Kunura
Göklerden gelen Ketoke Kunura, Kepler 22b halkını gözlemleme görevine devam ederken her nasılsa başı belaya girer. Araştırmacı canını zor kurtararak sığındığı laboratuvarında bu zararsız halkın kendisine neden saldırdığını anlamaya çalışır. Hayal gücü yüksek bu öyküyle Kepler 22b’lilerin en özel anlarına ve gündelik kaygılarına daha yakından bakacaksınız.
Cennet-i Sükun
2100’lü yıllarda insandan ve teknolojiden bunalmış olan Salih Amca’nın sıra dışı yolculuğuna eşlik ediyoruz. Bilimin gücü ve kararlılığı bize ani teknolojik sıçramaların nelere sebep olacağını gösterirken, Salih Amca’nın kuracağı Cennet-i Sükun’u nasıl kaybettiğine şahit olup tuhaf bir hüzün tortusu tadacaksınız. Gülmekle ağlamak arasında gidip geleceğiniz bu öyküde, huzuru bulmanın zorluğunu bir kez daha anlayacaksınız.
Gerçek Sevgi
“Gerçek bir sevgiyle sahtesini nasıl ayırt edebilirsin ki?” Sevgiye ve daha çok da sevilmeye olan ihtiyacımızın bize yaptırdıklarını düşünürsek, dizginlenemez bir aşk acısının ilacını nereden buluruz? Ulaşılması güç arzularımızı yaşamak adına sıkılmayı ve hatta bazen utanmayı göze alabilir misiz? Dikkat çekici bu kurguyu okurken adı geçen şarkılara eşlik etmeyi unutmayın.
Getir Götür Hesabı
Sigara bağımlılarını ve sigara karşıtlarını bir çırpıda karşı karşıya getirecek bir hesabın içine düşeceğiniz bu öyküde, satır aralarında geçen çıkarımlara katılmamak elde değil. Bakalım evdeki hesap çarşıya uyacak mı? Tarafınızı seçmekte zorlanabilirsiniz.
Hayırlısıyla Oldu Bitti
Düğün davetiyelerine “hayır” diyemeyenlerin ruh halini özenle anlatan bu öyküde, “alkolsüz sarhoşlukla” pistte “trans” haline geçmiş davetlilerin hengâmesine tanık olurken, iç sesinizin size en son gittiğiniz bir düğünden derlemeler sunması muhtemel görünüyor.
#Hoşgeldinbebek
Teknolojiyi ve bilhassa sosyal medyayı hayatımıza dâhil ettikçe ucu açık bir deliliğe doğru yuvarlanıyoruz. Nerede ve ne zaman durmamız gerektiğine dair başlayan sorular hakkında ince bir göndermeye sahip olan öykü, kaygısını yeni doğmuş bir bebek üzerinden dile getiriyor.
Seksen İki buçuk Metrekare
“Her gece tanrıya bir bisikletim olsun diye yalvarıyordum. Sonra tanrının işlerinin böyle yürümediğini anladım. Bir bisiklet çaldım ve tanrıya her gece beni affetmesi için yalvardım.” Kimsenin umurunda olmayan bir gezegende inzivaya çekilme hayali kuran kahramanımızın ibretlik hikâyesi var sırada. Müdür, şef, yardımcı müdür, yardımcı şef, yardımcının yardımcısı, danışman, danışman yardımcısı, ayrı ayrı özel kalemler derken bürokrasinin sıradan kimseler için ne büyük bir engel teşkil ettiğinin en güzel örneklerinden biri karşınızda. Otostopçunun Galaksi Rehberi’ndeki Vogonlar’ı anımsamanız olası.
Sosyal Hegomanya
“Ölümle tehdidin ölümle tehditle nötrleşeceği, selamiyetülkerametçiler nezdinde fizik yasası gibiydi.” Selamiyetülkerametçilerin iktidarda olduğu bir dönemde anonim bir hesapla ülkenin en popüler kimselerinden biri olan kahramanımızın tepetaklak giden hayatını izliyoruz. Yer yer sistem eleştirisine de rastladığımız öyküde, isimsiz bir ünlünün zorlu var olma mücadelesi gözler önüne seriliyor.
Sürdürülebilir Balıkçılık Talimatı
TWD dizisinde Rick’in hastaneden çıktığı günü hatırlarsınız. Rick gözlerini açıp da dışarıda dolaşmaya karar verdiğinde zombilerin pıtrak gibi çoğalıp birer avcıya dönüştüğünü görmüştü. İşte bu öyküde de benzer bir açılış sahnesi var. Ancak TWD’de olduğundan epey farklı ilerliyor konu. Sıradan bir aile babasının karşılaştığı gariplikler silsilesi trajikomik bir anlatıyla işlenmiş. Karabatakların insanlığa darbe yaptığını okurken kimi zaman eğlenecek kimi zamansa şaşıracaksınız. Yazarın bu öyküsünü kendi sesinden dinlemek için “Sesli Öyküler” dizimize göz atmanızda fayda var.
Revizyon
Kısa ve etkili öykülerden biri daha: Revizyon. Kararlı bir mücadelenin kısmen buhran dolu inatlaşma süreci işleniyor öyküde. Sistem çalışıyor; onu besleyenler ise sen, ben, biz… Her şey tıkırında ilerlerken bu çarkın dişlileri olan bizlerden birkaçı kırılırsa ne olur? Egemenlerin reva gördüğü hayatlar, kader dedikleri ve daha fazlası bu öyküde.