yetenekliler dunyasi

Philip K. Dick Toplu Öyküleri Cilt 3: Yetenekliler Dünyası

‘’Neden? Neden en çok onun kitabına sahibim? Tamam, şöyle diyelim. Dick, tek bir roman boyunca bile olsa para biriminin portakal marmelatı olabileceği bir topluma inanmamı sağlayan adamdır’’ -John Brunner

Zihinlerimizde paranoyası ile yer edinen Philip K. Dick, hiç şüphe yok ki bilimkurgu edebiyatının en üretken yazarlarından biriydi. Otuzdan fazla romanı ve yüzü aşkın kısa öyküsüyle dokundu hayatlarımıza. 1971 senesinde Okat Yayınevi’nin bastığı Uzayda Suikast ile başlayan Türkçe PKD macerası, günümüzde Alfa Yayınları sayesinde dur durak bilmeden devam ediyor. Alfa Yayınları, 5 ciltlik serinin ilk iki cildinden sonra vakit kaybetmeden 3. cildini de geçtiğimiz aylarda okurların beğenisine sundu. Yetenekliler Dünyası ismiyle çıkan eserin çevirisi, diğer ciltlerde olduğu gibi yine Berna Kılınçer’e ait. Kitabın önsözündeyse uzay operasının usta ismi John Brunner yer alıyor.

Robotlar, kıyamet sonrası dünya, zamanda yolculuk, uzaylılar, gerçekliğin sorgulanması, mutantlar gibi bilimkurgunun kapsayabileceği birçok temayı içinde barındıran kitap, Dick’in 1952-1955 yılları arasında kaleme aldığı 23 öyküden oluşuyor. Toplu Öyküler‘in 3. cildinde en çok dikkat çeken detaylardan birisi de, her öykünün keskin mesajlara sahip oluşu. PKD, evrende yalnız olmadığımızı, yaşadığımız hayatın dışında başka bir gerçeklik bulunduğunu, robotların geleceğimizdeki önemini ve dezavantajlarını sade ve bilindik paranoyasıyla zenginleştirerek aktarıyor. Özellikle ‘Altın Adam’ adlı öykü birçok bilimkurgusevere tanıdık gelecektir. Zira öyküsünde PKD, mutantların devlet tarafından yakalanarak ötenazi edildiği bir geleceği tasvir ediyor. Konusuyla mutantlara dair yazılıp çizilen birçok modern esere ilham verdiğini söyleyebiliriz.

Av Mevsimi

Nükleer fizikçi Anthony Douglas, yorucu iş bitiminde koltuğunda dinlenirken evinin çatısında kocaman bir göz görüp dehşete kapılır. Karşılaştığı bu ürkünç durumu kendisine yapılan bir şaka olarak değerlendiren Douglas, çok geçmeden hedef olduğunu anlayacaktır. Kitabın açılış öyküsünde Dick, okuru şu soruyu sormaya zorluyor: Acaba bizde birer balık mıyız?

İpteki Yabancı

Ed Loyce, bahçesindeki işi bitirdikten sonra şehre gider. Hikâye, Ed Loyce’ın direkte asılı duran ölü bir adamı görmesiyle daha da ilginç bir hâl alır. Çünkü Ed haricinde kimse asılı adamı umursamamaktadır.

Gözlerinde

Dick’in en kısa öykülerinden biri olan Gözlerinde, günlük tarzı bir anlatımla karşımıza çıkıyor. Dünyanın uzaylılar tarafından istila edildiğini düşünen kahramanımız, bir gün otobüste sahipsiz bir kitap buluyor. Kitapta okuduklarıyla uzaylı istilası arasında bağ kuran adam, tasvir edilen uzaylıların insanlara benzediğini öğrenince kitabı okumaktan vazgeçiyor ve istila konusunda bundan sonra hiçbir şey yapmamaya karar veriyor.

Altın Adam

X-Men ve Code 8 filmlerini anımsatan Altın Adam, devletin mutantları yakalayarak ötenazi ile etkisiz hâle getirdiği bir geleceği anlatıyor.

Geleceği adım adım görebilen Chris, Baines adlı devlet memurları tarafından yakalanır. Altın Adam’ın yeteneğini anlamaya çalışan yetkililer, çok geçmeden gerçeği öğrenip onu yok etme kararı alırlar. Ama hesaba katmadıkları bir şey vardır. O da bir kadının Altın Adam’a karşı olan zaafı.

Çarkıfelek

Alt ve üst sınıf anlayışının doruk noktasına ulaştığı bir gelecekte Sun-Wu, tarikat adlı örgüt hakkında bir araştırma yapmak ister. Bunu da alt sınıflardaki ölüm ve doğum oranı hakkında inceleme yapıyormuş gibi davranarak kamufle etmeye çalışır. Eğitim seviyesi en düşük olan sınıfta araştırmasına odaklanan Sun-wu, hiç beklemediği bir sonla karşı karşıya kalacaktır.

Son Efendi

Dünyadaki ulusal devletler sona ermiştir ve küresel anarşist devrimden iki yüzyıl sonra, bir hükümetin var olduğu söylentileri dolaşmaya başlamıştır. Anarşist birliğin üyeleri bu söylentiler sonucu 3 kişilik bir ekip kurar. Bu ekibin görevi var olan hükümeti bulup yok etmektir. Öykü, ayakta kalmayı başaran son hükümetin başındaki Bors adlı robotu ve etrafındaki olayları soluksuz bir şekilde anlatıyor.

Yaratık Baba

Yaratık Baba, Dick’in Bradbury tarzı öykülerinden biri. Gerilimi ve meraklandırıcı yapısıyla ilerleyen hikâye, babasına benzeyen adamın aslında gerçek babası olmadığını öğrenen Charles ve arkadaşlarının uzaylıları keşfetmelerini ve gerçekleşmesi olası bir istilayı konu alıyor.

Tuhaf Cennet

Gezegen araştırma ekibinde yer alan Brett ve Kaptan Johnson, yeni keşfettikleri gezegene iniş yapar. Yeşil bitki örtüsü ve barındırdığı canlılarla bir hayli şaşırtıcı olan gezegeni incelemek isteyen Brett, Kaptan Johnson’u gemide bırakarak Tuhaf Cennet adını verdikleri gezegenin derinliklerine doğru bir keşif gezisine çıkar.

Tony ve Böcekler

İnsan-uzaylı çatışmasının iyi örneklerinden olan Tony ve Böcekler, Orion’da bulunan böcekler ve insanlar arasındaki savaşı anlatıyor. İnsanların başka gezegenlerde kolonileştiği ve istilacı bir tür olduğu gelecekte, yüzyıllar süren savaşlar sonucu ilk kez böcek filosu savaşı kazanacak güçtedir. Böcek filosunun elde ettiği bu güç, Tony ve böcek arkadaşlarının ilişkilerine de etki edecektir.

Sıfır-0

Ralph ve Jean çifti, şiddetli eylemlere karşı eğilimi olan oğulları Lemuel hakkında endişelenmektedir. Dr. North’un yaptığı bazı testler sonucunda Lemuel’in paranoyak olduğu sonucuna ulaşırlar. Dr. North’a göre paranoya bir akıl hastalığı değildir. Paranoya dünyaya farklı açıdan bakmanın rasyonel bir yoludur. Hikâye, Dr. North, Lemuel ve ekibe yeni katılan diğer paranoyak üyelerin evreni tamamen bir yığın hâline getirme planlarını anlatıyor.

Efendi ve Kulları

1956 yılının Şubat ayında yayımlanan Efendi ve Kulları, insanlar ve robotlar arasındaki savaştan sonra gerçekleşen distopik bir olayı ele alıyor. Savaşı kazanan insanlar, zamanla şirketler tarafından yönetilmeye başlar. Robotlar tamamen ortadan kaldırılmıştır. Tüm bu düzen, çalıştığı bir şirkette postacı olan Applequist’in çukurda fark ettiği bir robotun hâlâ aktif olduğunu öğrenmesiyle tehlike altına girer. Robotla iletişime geçen Applequist, ona tamir edilmesinde yardımcı olurken geçmişteki insanlar ve robotlar arasındaki savaşın da gerçeklerini öğrenme arzusuyla yanıp tutuşmaktadır.

Sergideki Parça

Yirmi birinci yüzyılın tarihini ve kültürünü inceleyen Geroge Miller, işini son derece iyi yapan bir tarihçidir. İncelediği döneme ait eserlerin bile bir kopyasını oluşturmuş ve o dönemin insanları gibi giyinmeye başlamıştır. Öykü, Miller’ın oluşturduğu yirmi birinci yüzyıla ait sergiden gelen tuhaf sesleri duyması ve sergiye adım atmasıyla daha da ilginç bir hâle gelir.

Sürünenler

Nükleer radyasyon sonucu mutasyona uğrayarak ortaya çıkan sürüngen çocukların olduğu bir Amerika’da geçen öykü, bu durum sonrası halkın sağlığını, moral ve ahlakını korumak için sürüngenleri toplayarak kimsenin rahatsız olmayacağı bir adaya transfer etmek isteyen yönetimin çalışmalarını anlatıyor.

Satış Konuşması

Reklamların robotlar aracılığıyla her yerde olduğu bir gelecekte yaşayan ve bu karmaşadan oldukça rahatsız olan Ed Morris, ofisteki işinden sonra dinlenmek içine evine geçer. Eşi Sally ile içinde bulunduğu durumu konuşan Ed, başka bir gezegene, reklam satıcılarının olmadığı bir yere gitmek istediğini belirtir. Bu sırada kapının çalmasıyla yeni bir satıcı robotu karşısında gören çift, robotun ikna edici sözleriyle onu evlerine alırlar. Herhangi bir şey almamakta kararlı olan Ed, kendini pazarlamaya programlanan bir robotu ağırladığını daha sonra öğrenecektir.

Alicengiz Oyunu

Metis Yayınları tarafından basılan Asker Kaçağı adlı derlemede de bulunan Alicengiz Oyunu, militarist düşüncenin ağır bastığı bir öyküdür. Gizemli bir gezegendeki bir grup insan hiç görmedikleri bir düşmanla sürekli savaş hâlindedir. Sonunda bazı askerler aslında karşıda bir düşman bulunmadığından ve paranoyak olduklarından şüphelenmeye başlar. Bu şüphe sonucu herkesin aynı deliliğe maruz kalıp kalmadığını öğrenmek isteyen yetkililer, aralarında bir test uygulamaya karar verir. Uyguladıkları test sonucunda ise savaş kaçınılmazdır.

Şu Sıkıcı Dünya

Hikâye, melek ya da peri gibi dünya dışı canlıları görebilen ve onlarla iletişim kurabilen Sylvia adında genç bir kızın etrafında geçiyor. Korkutucu ve dini sembollerin bolca kullanıldığı öykü, Dick’in bilindik finaliyle son buluyor. Dünya dışı canlılarla çok fazla vakit geçiren Sylvia, kendisinin onlar tarafından başka bir dünyaya çağrıldığı kanısına varır. Sylvia’nın bu durumundan rahatsız olan nişanlısı Rick ise tüm bunlara karşı çıkmaktadır. Bir kaza sonrası ölerek çağrıldığı boyuta giden Sylvia, her şeyin hayal ettiği gibi olmadığını anladığında tekrar dünyaya dönmek ister. Geri dönüş sırasında ise bir şeylerin ters gitmesi sonucu Rick’i kâbus gibi bir dünya beklemektedir.

Foster, Öldün Sen

Dick’in reklam ve satın alma çılgınlığına karşı vermek istediği mesajları barındıran bu öyküde, Amerika ve Sovyet Rusya savaşla karşı karşıyadır. Savunma ve saldırı teknolojilerinin sürekli olarak geliştiği dönemde, Amerikan halkı hayatta kalabilmek için sığınak almaktadır. Sığınakların toplum tarafından popüler bir gereksinim olarak görülmesi Foster ve ailesini zor durumda bırakır. Çünkü ülkede tek sığınağı olmayan aile Foster’dır. Dick, Babası H-karşıtı bir çocuk olan Foster üzerinden tüketici hastalığının çocuklar üzerindeki etkisini acımasız bir şekilde kaleme alıyor.

Yazıcının Ödülü

Nükleer bir savaşın ardından dünya harap olmuştur. Yaşanan bu faciadan sonra insanlar tamamen bir şey üretemez duruma geldiğinde, ortaya insanlara yardım etmek isteyen uzaylılar çıkar. İnsanlar tarafından yazıcı olarak nitelendirilen Biltonglular, orijinal olan her şeyi birkaç günde kopyalama yeteneğine sahiptir. Öyküde önemli bir rol oynayan ve zamanla yorularak ölmeye yüz tutan Biltonglular, insanlığı kaçınılmaz bir sona yaklaştırmaktadır: İlkellik…

Savaş Gazisi

23 öykünün içindeki en etkili öykülerden biri olan Savaş Gazisi, Venüslülerle savaşıp hayatta kalmış on gaziden birisi olan Unger’in ilginç hayatını anlatıyor ve deyim yerindeyse okuru ters köşe manyağı yapıyor. Venüslülerin galip geldiği savaş sonrası farkında olmadan yakın bir geçmişe giden Unger, hayatının son günlerini yaşamaktadır. Barışın etkin olduğu ve savaşın henüz gerçekleşmediği bu zaman diliminde askeri yetkililer tarafından fark edilen kahramanımız, savaşı kendi lehlerine çevirmek isteyen insanların koşuşturmacasından bihaberdir.

Orta Yol

Terlemenin, kötü kokmanın, ağız kokusunun ve dişlerin fırçalanıp fırçalanmamasının oluşturduğu iki ayrı sınıf; Pürist ve doğalcılar. İki sınıfın arasında geçen amansız bir seçim yapılacaktır. PKD, önemsiz gibi görünen bu öyküsünde, kazananın belli olmasından sonra dayatılacak fikirler ve oluşacak kargaşa arasında her iki tarafı da reddeden bir adamın orta yolu bulmasıyla, baskıcı ve taraflı bir topluma eleştirel bakış açısı sunuyor.

Uyumsuz

Mutant temalı bir başka öykü daha. Olaylar, kendisini görmek isteyen gizemli bir kadının devlet yetkililerinden birisi olduğunu öğrenen Eggerton’un kaçmasıyla başlar. Çünkü Eggerton, yeteneği olan bir mutanttır. Saklandığı süre boyunca bunun bir çözüm olmadığına karar veren Eggerton, çareyi kendisine ihtar çekmek için gelen Doris’in yanına gitmekte bulur. İhtarı kabullenince cezasının hafifleyeceğini düşünse de, bir kaçış yoluna gittiğinin farkında bile değildir.

Yetenekliler Dünyası

Mutantların ve insanların arasındaki gerilim gittikçe artmaktadır. Bu çatışmaya bir son vermek isteyen Curt, Prox VI gezegeninde keşfettiği Anti-Psi sınıfını oluşturmak ister. Anti-Psiler özel güçleri olan mutantların yeteneklerinden etkilenmeyen bir türdür. Curt’un mutantlar ve insanlar arasındaki birlik düşüncesine karşılık, Reynolds’ın insanlara hükmeden tarafın kendileri olduğunu savunan düşüncesi mutantları büyük bir karmaşaya sokacaktır.

Kurtar Çocuğumu Süper İnsan!

Büyük bir savaş sonrası yıkıma uğrayan dünyada bir grup mutant beraber yaşamaktadır. Küçük insan toplulukları tarafından efsane olarak bahsedilen mutant topluluğu, yerleşim alanlarından gelen insanlara yardım etmektedir. Mutant ekibin en büyük uğraşı ise zamanda geriye gitme yeteneği olan Jack sayesinde savaşı önlemektir.

Önceki Sonraki

Yazar: Ahmet Boyraz

1993'de Adana'da doğdu. Futbol ve Bilimkurgu hastası. Bilimkurgu konusunda üretmekten çok tüketme eyleminde olsa da bunu tersine çevirmek için elinden geleni yapıyor.

İlginizi Çekebilir

sorusturma

Bir Stanislaw Lem Polisiyesi: Soruşturma

“Her yanımızda kavrayışımızın tümüyle dışında yaşam parçacıkları görüyoruz – onları olağandışı diye sınıflıyoruz, fakat gerçekte …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin