Blake Crouch’un altıncı romanı Karanlık Madde, bilimkurgunun en eğlenceli konularından biri olan paralel evrenler etrafında birtakım sorulara odaklanan akıcı bir öykü vadediyor. Karanlık madde, bilimkurgu okurlarının veya evrenin işleyişine meraklı insanların sıkça duydukları bir kavramdır. Bu kavram bize evrenin çoğunu oluşturan ancak ne olduğu hâlâ gizemini koruyan bir maddenin varlığına işaret eder. Buna rağmen Blake Crouh’un karanlık maddeyi kuantum mekaniği ile desteklediğini, böylece paralel evrenler yaratmak için farklı bir bakış açısı ortaya koyduğunu görüyoruz. Karanlık Madde, ismiyle karşılaşıldığında bir roman olarak daha çok sert bilimkurgu izlenimi yaratsa da, üstünkörü geçiştirilmiş bilimsel altyapısıyla bu tarz eserleri okumayı sevenleri tatmin etmeyebilir.
Bilimkurgu yaşadığımız veya geride bıraktığımız dünyanın bilimsel gelişmelerinden ilham alarak okura farklı yaşantılar, gerçeklikler sunar. Bazen sadece temel bir bakış açısıyla gelecekte olabilecek birtakım ilerlemeleri öngörür. Kuramları bir kurgu-durum dahilinde aktarmak etkili bir yöntemdir, tıpkı meşhur Schrödinger’in Kedisi teorisinde olduğu gibi. Kuramın anlaşılması ne kadar karmaşık olursa onun etrafındaki kurgusal dünyayı genişletmek, cesur adımlar atmak o oranda kolaylaşır. Elimizde henüz netlik kazanmamış bir gerçeklik vardır ve onunla ilgili temel bir ifade oluşturarak eserimizin dünyasını sınırsız bir biçimde, paralel evrenlere yol alarak genişletebiliriz. Blake Crouch, Karanlık Madde’de benzer bir yaklaşım ortaya koyuyor, romanı için bilimsel bir altyapı oluştururken kurgusunun sınırları için tek bir evrenle yetinmiyor. Kuantum mekaniği, karanlık madde, çoklu evrenler kuramını birlikte değerlendirdiğimizde ortaya eğlenceli bir roman çıkacağını tahmin edebiliriz.
Bilimkurgu bilimi anlamak için bir araçtır, en çok da kuantum mekaniğini anlamak için. Kuantum Mekaniğini Bilimkurgu İle Anlamak isimli yazımda bu konuya uzun uzun değinmiştim. Son yüzyılın üzerinde en çok tartışma konusu yapılan bu teoriyi ele alan romanların neleri başardıklarını kısaca anlatmaya çalışmıştım. O vakitler Karanlık Madde’yi henüz okumamıştım, eğer okusaydım listeye onu da eklerdim. Kuantum mekaniği dünyanın gördüğümüz nesnelerin hareketiyle sınırlı olmadığını söyler. Atomik seviyede, elektron düzeyinde işlerin klasik fizik gibi kesinlik göstermediğini açıklar. Bu durum kafa karıştırıcıdır. Kendinden başka hiçbir maddeye bölünemeyen bu atom altı parçacıklar, örneğin elektronlar, aynı anda hem parçacık hem de dalga formunda hareket edebilmektedir. Elektronu gözlemlemediğimiz zaman bu atom altı parçacık sonsuz yerde bulunabilir, ancak işin içine gözlem girdiğinde ise daima aynı tepkiyi verir.
Bir atom altı parçacığın aynı anda farklı yerlerde bulunabilme teorisi Blake Crouch’un eserinin kilit noktası. Yalnız yazar eserinde kuantum dünyasına ait bu özelliği makro dünyaya uyarlamaktan geri durmuyor. Bu şekilde ortaya çoklu evrenler teorisini destekleyen bir kurgu çıkmış oluyor. Böyle bir eserde başkarakterimizin bir fizikçi olması tesadüf değildir, benzer bir kurguyu ele alan diğer romanlarda olduğu gibi. Jason Dessen zeki, zamanında önemli işlere imza atmış bir fizikçidir. Ancak bilimsel çalışmalarına devam etmek yerine aile kurmayı tercih ettiği için parlak geleceğini, alacağı muhtemel prestijli ödülleri bir kenara itmiş olur. Ailesine tapsa da yaptığı bu tercih üzerine ara ara düşünür. Eğer evlenmesiydim şu an neredeydim, sorusu kafasını kurcalar. Karısı Daniela da benzer bir durumdadır, o da resim kariyerini bir kenara itip evlenmiş, çocuk doğurmuştur. Tıpkı kocası gibi aklında ister istemez acabalar oluşur. Acaba sanat kariyerime devam etseydim şimdi neredeydim?
Roman bu noktada yaptığımız seçimlerin ilerlediğimiz yolda paralel dünyalara giden bir çatal oluşturduğu fikrini ortaya koyar ve bunu da kuantum mekaniğinde büyük bir sıçrama yaratarak destekler. Kuantum mekaniğini makro dünyalara taşımak, elektronların gösterdiği dalga ve parçacık formlarını insana uyarlamak paralel evrenlere giriş kapısını açar. Bir nesne, ortam gözlemlendiğinde bizim bakmadığımız yerlerde sınırsız bir alternatif gerçeklik oluşur ve seçimlerimizin diğer sonuçları o alternatif gerçekliklerde yaşanmaya devam eder. İşin eğlenceli kısmı şudur ki, söz konusu alternatif gerçeklikte karşınıza ne çıkacağını asla bilemezsiniz. Siz de büyük bir farklılık gösterebilirsiniz yaşadığınız dünya da. Kuantum mekaniğinde gözlemleme durumunun can alıcılığı başkarakterimiz Jason’ın fizik çalışmaları için ilham vericidir.
Jason kendi dünyasında bir seçim yapıp aile kursa da, o seçimle paralel bir dünyaya çatal oluşturduğu diğer bir evrende en büyük projesinin peşinden giden tutkulu bir fizikçi olamaz mı? Jason’ın makro dünyada kuantum mekaniği etkisi yaratmak için üzerinde çalıştığı küp başkarakterin dünyasında yapılamasa da alternatif bir gerçeklikle tamamlanmıştır. Bu küp zamanda ileri-geri hareket etmeyi sağlamaz, sadece aynı zaman ve uzam noktasındaki alternatif gerçekliklere ulaşılmasını sağlar. Öyleyse romanın kırılma anı hayattaki seçimini bilimsel çalışmaları üzerine gerçekleştirmiş Jason’la diğer Jason’ın karşılaştıkları andır. Blake Crouch bu satırlarda ortaya sadece bilimsel bir yaklaşım koymuyor. İnsanın tercihlerinin onu nasıl etkilediği üzerine düşünülmeye değer bir gözlem sunuyor, bunu da karakterlerinin farklı evrenlerdeki seçimlerine ve bu seçimlerden dolayı içinde bulundukları pişmanlıklara, keşkelere odaklanarak yapıyor.
Roman gerçekten akıcı bir tempoya sahip, sanki direkt film veya dizi yapılsın diye yazılmış. Bu düşüncem yaptığım araştırmalarla ayrıca desteklendi. Yazar roman henüz yüz elli sayfalık bir taslakken film haklarını Sony’e satma başarısı gösteriyor. Bu nedenle çoğu sayfada sanki bir roman değil de köşe yazısı okuyormuş gibi hissedebilirsiniz. Yazarın duygularda vurguyu, durumlarda etkiyi sağlamak için birkaç kelimelik cümleler, hatta paragraflara başvurmasının hoşuma gittiğini söyleyemem. Eserin edebi yönü güçlü değil, bununla birlikte bilimsel altyapısı sert bilimkurgu seven okurlar için tatmin edici düzeyde de değil, birçok kavram gelişigüzel geçilmiş. Buna rağmen merak öğesinin sürekli tutulması, Jason’ın paralel gerçekliklere yaptığı yolculuklar, oradaki arayışı ve tasvir edilen dünyalar, karakterlerin her defasında farklı bir görüntü ortaya koyması eserin akıcı bir şekilde okunmasını sağlıyor.
Karanlık Madde çoklu evrenlere kuantum mekaniği odaklı bir yaklaşım getiren, kuantum mekaniğini makro dünyaya uyarlayan ve bu teoriye ilgi duyan okurların ilgisini çekebilecek bir roman. Seçimlerimizin bizi sürüklediği hayatın ötesinde “farklı bir yoldan gitseydim neler olurdu?” sorusunu sıkça düşünmemizi sağlayabilir. Doğan Kitap tarafından Türkçeye kazandırılan eserin çevirmeni Begüm Kovulmaz. Romanın dizi yapım çalışmaları bu yıl içinde Apple TV+ tarafından başlatıldı.