Bilimkurgu Kulübü Bu Sitede Gelecek Var!
Frank Herbert‘in dünyaca ünlü orijinal Dune Serisi, uzak gelecekte geçen ve derin içeriği olan karmaşık bir bilimkurgu macerası. Serinin ilk kitabı, Dük Leto Atreides’in varisi olan genç Paul Atreides ve ailesinin çöl gezegeni Arrakis’e taşınışını ve insanlığın kaderini değiştirecek bir çatışmaya doğru sürüklenişini anlatıyordu. Herbert’in 1986’daki ölümü ile 5000 yıllık Dune tarihini anlatan altı ciltlik klasik seri de son bulmuş oldu.
Brian Herbert ve Kevin J. Anderson, 1999’dan bu yana çok sayıda roman üzerinde çalıştı ve çoğunlukla geçmişin önemli karakterlerini, olaylarını ve organizasyonlarını anlatarak Dune evrenini derinleştirdi. Herbert ve Anderson’ın yeni romanı Dune: The Lady of Caladan ise, orijinal Dune serisine bir ön anlatı (prequel) dizisi olan Caladan Üçlemesi’nin ikinci kitabı. Geçen yıl Brian Herbert ve Kevin J. Anderson, bu üçlemenin ilk kitabı olan The Duke of Caladan (Ekim 2020) ile Dune serisine geri döndü. Caladan Dükü, yeni Dune filminin habercisi mahiyetinde olacaktı. Ancak salgın nedeniyle filmin gösterimi ertelenince planlar tutmadı. Bunun üzerine üçlemenin ikinci romanı The Lady of Caladan, filmin yeni çıkış tarihine göre piyasaya sürüldü. The Lady of Caladan, bir önceki kitabın kaldığı yerden devam ederek ilgi çekici hikayesini sürdürüyor. Üçlemenin son kitabı The Heir of Caladan ise 2022’de raflarla buluşacak. (Dune kronolojisini anlamak için sitemizde yer alan bu ve bu yazılara göz atabilirsiniz)
“Dune: Caladan Hanımı”, yalnızca Atreides Hanedanı’nın ana gezegeni Caladan’ı değil, aynı zamanda Galaktik İmparatorluğu da etkileyen siyasi entrika ağlarına ve bu ağlarla mücadele eden Leydi Jessica‘ya odaklanıyor. Gaius Helen Mohiam’in Paul’ün geleceğiyle ilgili korkunç uyarısını takiben Leydi Jessica, Bene Gesserit’in ana gezegeni Wallach IX’a geri çağrılır. Daha derin bir komplo sezen ve oğlunun hayatından endişe duyan Jessica, esaretinden kurtulmanın bir yolunu bulmalı ve ailesini tehlikeye atmadan uyarmalıdır. Ancak Dük ile olan ilişkisi bir kırılma noktasına kadar zorlanacaktır. Leto, ilk romandaki terörist saldırıların ardından Atreides Hanedanı’nın imparatorluktaki değerini genişletmek için imparatorluk başkenti Kaitain’e gider. Dük, Atreides onurunu önceki değerine kavuşturmak ve oğlu uğruna hanedanlığın geleceğini güvence altına almak için mücadele edecektir.
Böyle bir durumda Paul, Duke vekili olarak Caladan’da tek başına kalır. Bu yalnızlık kendisi ile öğretmenleri, özellikle de Gurney ve Duncan arasında birçok etkileşim fırsatını sağlar. Paul normal bir çocuk değildir; Atreides Hanedanı’nın varisidir, bu yüzden de hayatı imparatorluk entrikalarıyla geçecektir. Giedi Prime’da, Baron Harkonnen kendi varisini seçmeli ve yeğenleri Feyd ile Rabban’ı, onu etkilemenin yollarını bulmaları için görevlendirmelidir. Bunun için de en iyi deneme mekânı, bahar dışında kimsenin umurunda olmadığı Arrakis gezegenidir.
Tüm bunların yanında isyancı örgüt “Noble Commonwealth“, hâlâ imparatorluk merkezine saldırmakta ve daha da büyük bir tehdit hâline gelmektedir. İsyancı örgüt, soylu Atreides Hanedanı’nı kendi tarafında çekerse diğerlerini de davasına katılmaya ikna edeceğini düşünmektedir. Ancak Dük’ün de kendi planları vardır.
Başlık Lady Jessica’nın öne çıkan karakter olduğunu düşündürse de, ikinci kitaptaki temasların çoğu öncelikle Wallach IX’daki Bene Gesseritler ile ilgili. Jessica anavatanına döndüğünde geçmişi, Rahibeler Birliği’nde yetiştirilmesi, asi çizgisinin ilk belirtileri ve kendine ait bir aile özlemi hakkında çok şey öğreniyoruz. Gaius Helen Mohiam, genişletilmiş Dune ilmine aşina iseniz ekstra bir boyut kazanan Jessica’yla yüzleşmeye başladığında her şey daha da karmaşıklaşıyor.
Bu konuların çoğu kitabın ilk yarısında olmasına rağmen, hikaye ilerledikçe karakterlerin nasıl etkileşime girdiğini ve orijinal romandan (Dune: Çöl Gezegeni) bildiğimiz kişiliklere bürünmeye başladıklarını görüyoruz. Leto, Jessica ve Paul’ü bekleyen kader her Dune okuru tarafından bilinmesine karşın, orijinal Dune’un başlangıcına giden bu yolculuk, kuşkusuz Dune’un büyük anlatısına değerli katkılarda bulunuyor.
