Takipçi - Ruhşen Doğan Nar

Takipçi | Ruhşen Doğan Nar (Kısa Öykü)

Zzzzzzzzz… Zzzzzzzzz…Zzzzzzzzz…Zzzzzzzzz…

Bitmek bilmeyen vızıldama sesinden gına gelmişti. Sanki başının üstünde her an saldırıya hazır bir arı kolonisi vardı. Başını kaldırdı, sesin kaynağıyla göz göze geldi: “Yeter, peşimi bırak artık. Yeter, valla delireceğim. Kafayı sıyırmama az kaldı,” diye bağırdı. Yerden ceviz büyüklüğünde bir taş alıp fırlattı. Dron birkaç santim sağa çekilerek taştan kurtuldu.

Eve vardığında Hasan’dan  o taşın hesabı mutlaka sorulacaktı. Eşi onu akşam bir güzel paylayacak; attığı o küçücük taşın acısını burnundan fitil fitil getirecekti. Tıpkı geçen hafta liseli kızlara baktığı için saatlerce azar işittiği gibi. Hasan’a kalırsa, liseli kızlara sadece boş boş bakmıştı. İçinde herhangi bir kötü niyet yoktu. “Liselilere ineğin trene baktığı gibi baktım karıcım. Farkında olmadan, onların bulunduğu yöne doğru dalıp gitmişim,” diyerek suçsuzluğunu kanıtlamak istemişti. Ama eşi, dronun çektiği görüntüleri salondaki dev ekran televizyona yansıttığında söylenecek fazla söz kalmamıştı. Hasan’ın bakışları, yüz ifadesi ve dudaklarını yalayan dili içinden geçenleri açık seçik anlatıyordu.

Koşmaya başladı. İnsan kalabalıklarının arasında koşarken ister istemez dikkat çekiyordu. Başının iki-üç metre üstünde sürekli onu takip eden bir dron vardı. Binlerce insanın doldurduğu sokaklarda ancak üç -dört kişiyi onun gibi dronlar takip ediyordu. Yanından geçtiği insanlar korkuyla kafasının üzerindeki takipçiye bakarak ondan uzaklaşıyordu. Çünkü çoğunlukla denetimli serbestlikten yararlanan suçluların üzerinde takipçiler olurdu.

Ancak Hasan’ın durumu özeldi. Onun da peşine mahkeme kararıyla takipçi takılmıştı; ama cinayet veya hırsızlık gibi suçlardan ötürü değil. Aile mahkemesinin verdiği kararla olmuştu bu. Eşini evliliklerinin ilk gününden beri yüzlerce kez aldatmış; ancak son aldatma girişiminde eşi tarafından iş üstünde yakalanmıştı. Eşi vakit kaybetmeden boşanma davası açmış; ancak Hasan boşanmak istememişti. Mahkemede eşini bir daha aldatmayacağına dair bütün kutsal kitaplar üstüne yemin etmiş, köpekler gibi pişman olduğunu anlatmıştı. Onu ne kadar çok sevdiğini, süslü laflar eşliğinde mahkeme huzurunda dile getirmiş ve eşinin kalbini kazanmıştı. Fakat eşinin öncelikle bir isteği vardı: Tekrar onu aldatmaması için yirmi dört saat peşinde bir takipçi olacaktı. Hasan seve seve, mutluluk göz yaşları içerisinde teklifi kabul etmişti. Bir takipçinin ne kadar sinir bozucu olabileceğini o an tahmin edememişti.

Sokağın ortasında durdu, yine takipçiye baktı. Dört pervanesiyle vızıldayarak havada sabit duruyordu. Üstündeki kamera ona dönüktü. Eşi o an evde bir yandan internette dolaşırken, diğer yandan kocasının neler yaptığını izliyor olmalıydı. “Yanarım yanarım, şu çirkin ve gıcık alete ayda 500 dolar verdiğime yanarım,” diye iç geçirdi. Aylık masrafı daha az olanlarından istemişti; fakat eşi, kocasının alavere dalaverelerinden korkarak özellikle piyasadaki takipçilerin en son modelini seçmişti. Bu takipçinin önceki modelleri kişiyi iç mekanlarda takip edemezken, bu model iç mekanlarda da dışarıda olduğu kadar rahat takip yapabiliyordu.

“Senden yakın zamanda kurtulacağım. Az kaldı, merak etme takipçi,” dedi fısıldayarak yürümeye devam etti.

***

İki gün sonra, iş yerinde bilgisayar başında çalışırken Hasan’ın cep telefonuna bir mesaj geldi. Mesaj şöyleydi: “İşlem tamam. Tuvalete gelebilirsin.” Mesajı okurken telefonunu masanın altına siper ederek takipçiden sakladı. Takipçi mesajı görmek için ona yaklaşınca telefonunun ekranını kilitledi.

Takipçiden kurtulabildiği tek yer tuvalet ve banyoydu. Özel hayatın gizliliği sadece bu iki yerde geçerliydi. Hasan peşinde takipçiyle tuvalete gitti. Tuvaletin kapısından içeri girince, takipçi kapının önünde kaldı.

Beş dakika sonra tuvaletten çıkıp masasının başına geçti. Takipçi de onu izledi. Tavana sabitlenerek onu gözetlemeye başladı. O sırada biraz önce Hasan’ın çıktığı tuvalet kabininden sessizce yavaş adımlarla biri daha çıkıyordu. İş yerinden çıkıp kendini sokağa attı.

Oh be, dünya varmış,” dedi Hasan yüzünde çocuksu bir gülümsemeyle. Cep telefonunun çaldığını fark etti, arayan beş dakika önce mesaj atan arkadaşıydı. “Asayiş berkemal,” dedi Hasan. “Takipçi salağı numarayı yedi. Kurtuldum, özgürüm artık.” Arkadaşı kahkaha attı: “Unutma, dostun sayesinde kurtuldun. Hadi mekana gel de eski günleri yad edelim.”

Vızıldama olmaksızın huzurlu bir şekilde “eğlence mekanına” gitti.

Eğlenceye doyunca iş yerine geri döndü. Gizlice tuvalete girdi. Klonu da iki dakika sonra emirlere uyarak tuvalete geldi. Bu sefer tuvaletten Hasan çıkarken klon içeride kaldı. Takipçinin izlediği Hasan masasına geçince, klonu ses çıkarmadan iş yerinden çıktı. Hasan’ın dostunun depo olarak kullandığı bodrum katına gitti.

Tam yedi hafta sonra takipçi numarayı çaktı. Son yüklenen güncelleme ile takipçiler artık kişilerin sıcaklığını da denetleyebilme özelliği kazanmışlardı. Şirket son günlerde gelen şikayetleri göz önüne alarak bu güncellemeyi hazırlamıştı. Hasan yine tuvalet numarasını yapacaktı ki takipçi, tuvaletten ilk çıkanın bir klon olduğunu sıcaklık analiziyle çözdü.

Klon bilgisayar masasına oturunca, Hasan tuvaletten çıktı. Bir hırsız sessizliğiyle iş  yerini terk etti. Eğlence mekanına doğru yol aldı. Ama bilmediği bir şey vardı. Takipçi de onu uzak mesafeden sessiz modda izliyordu. Hasan dostuyla birlikte eğlence mekanının yer altındaki özel odalarından birinde benzersiz anlar yaşıyordu ki, takipçi pervanelerini vızıldatarak içeri girdi. Hasan’ı iki kadınla sarmaş dolaş ve anadan üryan bir halde yakaladı.

***

Hasan’la eşi tek celsede boşandı.

Takipçi yeni bir aldatan kocanın peşinde görevine devam ediyor.

Yazar: Konuk Yazar

Bu içerik bir konuk yazar tarafından üretilmiştir. Siz de sitemizin konuk yazarlarından biri olabilirsiniz. Yapmanız gereken tek şey, kaleme aldığınız bilimkurgu temalı makale ve öykülerinizi bilimkurgukulubu@gmail.com adresine göndermek. Editör onayından geçen yazılarınız burada yayımlanıp binlerce okurun beğenisine sunulacaktır. Gelin bu arşivi birlikte büyütelim...

İlginizi Çekebilir

intihar

İntihar | Sa Bahattin (Kısa Öykü)

Bu, yedinci intihar girişimim. Bu kez kendimi trenin önüne attım, yine de ölemedim. Aslında, ilk …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin