Press-Nine-for-English

For English Press Nine | Sibel İnce (Kısa Öykü)

Hulusi Beyamca, disk şeklindeki uzay aracı kendisini almaya geldiğinde verandasında oturmuş dizlerine örttüğü şalını çekiştirmekteydi. Bodrum’da yaz cazipti ama sonbaharın rutubeti romatizma coşturan türdendi. İhtiyar gözleri ziyaretçisini fark ettiğinde cisim neredeyse eve girmek üzereydi. Kafasını Bodrum’un Sesi gazetesinden kaldırıp görüşünü netleştirmek için burnunun ucundaki gözlüğü çıkardı. Boynundaki ipe bağlı yakın gözlüğü kelebek gibi kondu kucağına.

Tanımlanamayan diskin koni şeklindeki ışık huzmesi başta Hulusi Beyamca’yı nişan almıştı, ama sonra bahçedeki sıfır numara Chihuahua’ya döndü. Bir süre tereddüt eder gibi havada salındıktan sonra tekrar verandaya yöneldi; etrafı taradı ama başka kimseyi bulamadı. Sonunda hayal kırıklığını ifade edercesine ön yüzünü hafifçe yere eğdi, ardından ışık huzmesini tekrar Hulusi Beyamca’ya doğrulttu.

Hulusi Beyamca, vaktiyle Köy Enstitüsü’nden diplomasını aldıktan sonra büyük oynayıp eğitimine devam etmişti. Ankara Siyasal’da yüksek lisans eğitiminin ardından kendini edebiyata verdi. O dönem, bir gün birileri kıymetini bilir umuduyla kimsenin okumadığı birkaç kitaba imza atarken, bir yandan da gazetelere günün trendlerine göre köşe yazıları yazarak geçimini sağladı. Süreli yayınlarda tribünlere oynamanın muazzam bir gelir kapısı olduğunu keşfetmesi, henüz 43 yaşındayken Bodrum’da ev sahibi olup emekliliğini garantilemesiyle sonuçlandı. 63 yaşına kadar da kazancını çeşitli hayır işlerine harcadı. Son 14 yıldır piyasadan elini tamamen çekmişti. Bodrum’un küçük bir kasabasında sıfır numara Chihuahua cinsi köpeğiyle yaşamaktaydı.

Koni şeklindeki ışık huzmesiyle uzay aracına çekilirken yüzünde güller açıyordu. Gömlek cebindeki kalp ilaçlarını yokladı, derin bir oh çekip debelenmeden araca ulaşmayı bekledi. Havalanırken şalını düşürmüştü ama olsun, zaten içeride ihtiyacı olmayabilirdi.

***

Bembeyaz boş bir odanın tam ortasında yere bırakıverilmişti Hulusi Beyamca, yalnızdı. Görünürde ışık kaynağı yoktu ama içerisi cennet gibi aydınlıktı. Yaşlı gözleri ışığa alışana kadar nereye taşındığını görememişti. Çok geçmeden aydınlığın içinden çıplak bir iki bacaklı çıkageldi. Koca kafalı ama narin vücutlu, kocaman gözlü ama minik burunlu, tüysüz bir kısa oğlan gibiydi gelen. “Merhaba,” dedi kollarını iki yana açarak, “Barış içinde geldik!

Hulusi Beyamca bu selamlamaya aynı nezaketle karşılık vermek istediyse de içindeki tonton dedeyi zapt edemedi: “Hoş geldin evladım, nerede kaldın yahu!” Anlatacakları içinde birikmişti sanki. Herkes gibi o da mevcut düzenden iyice sıkılmıştı. Ömrü boyunca şahit olduğu pek çok adaletsizliği hafızasına kaydetmişti; uygun muhatap buldukça şikâyetlerini bir bir sıralıyordu.

Kısa oğlan, Beyamca’nın küstahlığına aldırmadan mekanik bir ses tonuyla lafa girdi, “Öncelikle söyleyeceklerimi dikkatlice dinlemelisiniz.” Misafir, salona çekilirken yanında Dünya atmosferinden bir miktar su buharı, polen vs. de taşımış olmalı ki kısa oğlan gözlerini kırpıştırıp duruyordu. Zaten bu küçük refleks de olmasa teninin altında dünya yapımı bir robot olduğu sanılabilirdi.

Tüm görüşmemiz gizlilik şartları gereği kayıt altına alınmaktadır. For ingliş pres nayn.” Bu kısım tanıdıktı. Beyamca bekledi. Uzaylı devam etti:

ROS79 şirketi tarafından gezegeninize atanmış olan iletişim danışmanıyım; ismim X16HSMURF. ROS79, önde gelen galaksilerarası enformasyon şirketlerine 23 solar asırdır danışmanlık hizmeti vermekte olan bir yüklenici kuruluştur. Hizmet vermiş olduğumuz enformasyon şirketleri, farklı galaksilerde medeniyet potansiyeli gördükleri gezegenleri teknolojiyle donatarak onları birer müttefik haline getirirler. Bu teknolojilere kayıpsız enerji dönüşümü, ölümsüzlük, warp sürüşü gibi imkânlar dâhildir.

Çoğunu anlamasa da duydukları muhakkak güzel şeylerdi; ama Hulusi Beyamca’nın soracakları vardı:

Küresel ısınma var bizde, sizde buna çare var mı?

Öncelikle söyleyeceklerimi dikkatlice dinlemelisiniz,” diye tekrarladı kısa oğlan. “Aksi hâlde gezegeninize hizmet vermem mümkün değil.” Peşinden gelecek itirazı beklemeden devam etti, mesai bitimine kadar ulaşacağı daha pek çok gezegen vardı çünkü.

İletişim danışmanınız olarak, gezegeniniz Dünya’nın sahip olmuş olduğu tüm iletişim yöntemleri, tüm dilleri, tüm aksanları ve tüm sokak dilleriyle donatılmış karbon temelli bir organizmayım. Tüm bu iletişim dilleriniz, on Güneş yılından uzun bir süre boyunca ajanlarımız tarafından gözlenip veritabanımıza farklı modlar halinde işlendi. Gezegen temsilciniz olarak sizinle en doğru iletişimi kurabilmemiz için kullandığınız lisan modunu doğru seçmek, görevimin başarısı açısından elzemdir. İlk temasımızdan bu yana kullanmış olduğum Plaza Dili, ülkenizde en sık kullanıldığı tespit edilmiş olan dil olduğu için varsayılan olarak seçildi. Bu seçeneği size en uygun modla değiştirmek için işbirliğinize ihtiyaç duymaktayız. Bilginize…

Hulusi Beyamca, oğlanın dediklerini başta anlayacak gibi olduysa da devamını kaçırdı. “16Smörf evladım, ne iyi ettin de geldin. Bu çürümüş düzen belimizi bükmek üzereyd…

X16HSMURF efendim!” Uzaylı da olsa mahlukat egosu evrenseldi. “Görüşmemiz boyunca sizinle kısa bir sohbet gerçekleştireceğiz ve bu sırada kullanmış olduğunuz kelime öbeklerini veritabanımdan tarayarak size uygun iletişim modunu buluyor olacağım. Dilerseniz başlayalım.

Evlat, ben sana Roswell desem olmaz mı? Aynısının çakmasısın zaten, otopsisini yaptılar hani…

Kısa oğlan tekrar etti, “Aynısının çakması…” Üç saniyeliğine bakışları donuklaştı. Uygun iletişim modunu bulabilmek için veri tabanında bu öbeği arıyordu aslında. Bulamadı. Rastgele bir mod seçti:

Pizüm ilen göruşmeyi kabul ettiynüz içun sağolasinuz. Cördük ki uygarliğunuz adam akillu gelişum gösteriyi. Bundan dolayi pizim muşteri sizün ilen tanişmayu bahusus istediydü, ha pugüne kismetimiş.

Ayyynen John Waynen,” diye lafa girdi Hulusi Beyamca. “Bakma aslında çok temiz medeniyetiz ama şu başımızdakiler yok mu… Gencecik fidanlarımızı daha iyi yetiştirmek varken kaynaklarımızı çarçur ediyorlar. İçim yanıyor be Roswell! Bu savurgan sistemi şikâyet etmeye nereden başlasam? Çok zor dayanıyoruz, çok…

X16HSMURF gene donuk bakışlarla tekrarladı, “Ayyynen John Waynen…” Veri tabanında bu da yoktu. İnceden kafa salladı, hayrete düşmüş gibiydi. Başka moda geçti.

Lol. Şikâyetlerini müşteriye sakla bro, ben altı üstü fakin’ iletişim danışmanıyım. Uygun modu bulunca kıçımı alıp uzıycam burdan. Benden sonra enformasyon danışmanı gelecek, ona çemkirirsin.

Hulusi Beyamca, kısa oğlanın tavrına içerlemişti. Bu küçük beye haddini bildirmeliydi. “Sen zrattırdın mı ki evlat?

Wha-?” diyebildi X16HSMURF, alıcılarının ayarıyla oynamaya başladı.

Zzzzzıt Erenköyyy!“ü yapıştırdı Beyamca. Gevrek gevrek gülerken “Heyt bee, kaçın kurasıyız biz…” diye geçirdi içinden.

Dünya gezegeni, X16HSMURF’ü zorlayacak gibiydi. “Zzzzzıt Erenköyyy…” diye tekrarladı gene donuk bakışlarla. Bu da yoktu. Mod listesini taradı, rastgele bir mod daha seçti.

Emmim, hindi bu enfoomasyon danışmene geedimidi yetkili bi abi sorcek sene. Kim vaa sizin burlaada sözü geçen?

Evlat, Ankara’ya gitmen lazım ama onlar başka işlerle meşgul bu ara; türlü ihaleler, referandumlar falan… Onlara da ‘Barış içinde geldim’ dersen acımaz harcarlar seni. Siz muhtara gidin en iyisi, gerçi onu da yerinde bulmak zor. Doğrudan Özlem Tekin’in kapısını çalın, muhtar azası o. Hatta haber ver beraber gidelim.

Hulusi Beyamca’nın gözlerinde anlık bir ışıltı peydah oldu. Göz torbaları bile ansızın kaybolmuştu sanki. “Gamzelerini sevdiğim Özlem var ya hani, Volvox’un klavyecisi, file çoraplı falan…

Özlem Tekin, 90’lı yıllarda ülkeyi kasıp kavuran popüler rock müzik ikonları arasında Hulusi Beyamca’nın en sevdiğiydi. Marjinal tavrıyla yıllarca yerli sanata hizmet verdikten sonra modaya uyup Bodrum’da inzivaya çekilmişti. Hayranları yeni albümü için sakin bir ortam hazırladığını sanırken, Özlem Tekin’in Bodrum Küçükbük Mahallesi muhtar azası seçildiği haberiyle yıkılmışlardı. Hulusi Beyamca ise Özlem Tekin’in makamına konuk olmak için her gün bahane uydurmaktaydı. Bir keresinde nüfus kaydına bakarak “Yaşını hiç de göstermiyorsun Hulusiciğim, bu ne enerji?” demişti de, o gülücükleriyle karnındaki kelebekleri nasıl da uçuşturmuştu…

Mıktar azası mı?” X16HSMURF’ün kafasındaki silisyum temelli eklentiler yanmak üzereydi.

Herıld yani, beğenemedin mi?” dedi Hulusi Beyamca. Küçükbük kutsal bir mekândı onun için. Bu cennete de ancak Özlem Tekin yaraşırdı.

Herıld yani…” diye tekrar etti kısa oğlan. Gözleri dondu gene. Son kez mod seçti:

Amca neyin peşndsin? Biz de brda işmzi ypmya çlşıos yanee. Danşmnna yokuş ypnca elne ne gçeck sanki? Brak da mesaimi tmmlyım.

Gene kafadan kopardın Roswell evladım,” dedi Hulusi Beyamca. “Bu nasıl lisan allasen? Sen önce dil öğren gel, peh…” Gençlerin dil kullanımındaki umursamazlıklarına alışamamıştı, alışmaya niyeti de yoktu. 90’ların sokak dilinden sonrasını takip edememişti zaten. Hâlbuki ROS79’un ajanları veritabanı oluşturmaya 2000’lerin ortasında başlamıştı.

Kafadan koparmak…” diye tekrarladı X16HSMURF. Gözler de malum. Veri tabanında bu da yoktu, hiçbiri yoktu. ROS79 şirketinin iletişim danışmanı X16HSMURF, Dünya gezegeni temsilcisi Hulusi Beyamca karşısında çaresizdi. Oysa mesai bitmeden iletişim listesini tamamlamalıydı, daha ziyaret edilecek pek çok gezegen vardı. Aksi halde primi tehlikeye girecekti.

Son kez Hulusi Beyamca’ya dönerek, “Sayın gezegen temsilcisi; vermiş olduğunuz bilgiler ilgili birimimizce itinayla incelenecek ve gezegeninizin enformasyon paylaşımına uygun bulunması hâlinde tarafınıza dönüş yapılacaktır. ROS79’a göstermiş olduğunuz ilgiden dolayı teşekkür eder, mutlu uygarlıklar dileriz. Sektöründe öncü kuruluş ROS79, 23 solar asırlık tecrübesiyle gezegene özel çözümler sunar.” dedi ezberden. Varsayılan dile geçmişti.

Ardından sisteme kendi dilinde “Tüm iletişim yöntemleri değerlendirildi.” notunu düşerek “olumsuz” sinyali gönderdi. Bu sinyal, normal şartlarda Dünya’yı potansiyel müttefikler listesinde son sıraya düşürürdü, ancak Dünya gezegeni için şartlar biraz farklıydı.

***

Hulusi Beyamca ışık huzmesiyle bir kez daha nazikçe bahçeye bırakılırken, “Aferim salak evladım, harcadın kendini.” diye homurdandı. “Amaaan bana ne,” dedi sonra, “ben kotama bakarım.

Beyamcamız, bundan 14 sene evvelki ilk temasında da şimdikine benzer bir performans sergileyerek ROS79 şirketinin dikkatini çekmişti. Dünya medeniyeti teknoloji paylaşımına uygun değildi ama nevi şahsına münhasır Hulusi Beyamca, istihdam birimlerinin ölçme ve değerlendirme çalışmaları için eşi bulunmaz bir kaynaktı. Bitmek tükenmek bilmeyen konuşma isteği, iletişim danışmanlarının sabrını ölçmede birebirdi. Hulusi Beyamca’yla gerçekleştirdikleri birkaç mülakatın ardından, kendisine demirbaş olarak istihdam portalına erişim cihazı bırakıp ayrılmışlardı. Görevi, Dünya’ya gönderilen yeniyetme iletişim danışmanlarıyla buluşup sadece olduğu gibi davranmaktı. Yüzüncü danışmanla görüştüğünde hizmetini tamamlamış olacaktı. Karşılığında ise dilediği gezegende çift kişilik emeklilik ve uzun, sağlıklı bir ömür vaat edilmişti.

Hulusi Beyamca eve girip cihazı sakladığı yerden çıkardı ve X16HSMURF için “Tüm iletişim yöntemlerini değerlendirmeden ayrıldı.” diyerek portala “olumsuz” sinyali gönderdi. Böylece seksen dokuzuncu danışmanla görüşmesini de atlatmış oluyordu. “Kaldı on bir…” dedi içinden, “Bekle beni Aden gezegeni, şu işten emekli olunca Özlem’i de alıp geliyorum sana…

Yazar: Konuk Yazar

Bu içerik bir konuk yazar tarafından üretilmiştir. Siz de sitemizin konuk yazarlarından biri olabilirsiniz. Yapmanız gereken tek şey, kaleme aldığınız bilimkurgu temalı makale ve öykülerinizi bilimkurgukulubu@gmail.com adresine göndermek. Editör onayından geçen yazılarınız burada yayımlanıp binlerce okurun beğenisine sunulacaktır. Gelin bu arşivi birlikte büyütelim...

İlginizi Çekebilir

intihar

İntihar | Sa Bahattin (Kısa Öykü)

Bu, yedinci intihar girişimim. Bu kez kendimi trenin önüne attım, yine de ölemedim. Aslında, ilk …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin