Kutuplardaki buz yığınları atom gücüyle eritilecek… Milyonlarca dönüm verimli arazi dünyaya katılacak… İnsanlar göklere tamamen hâkim olacak… Mevsimlerin seyri değiştirilecek ve çöller birer bahçe haline getirilecek… Gezegenlere yolculuklar başlayacak… Sürekli barışı sağlamak için merkezi Amerika’da olmak üzere bir dünya devleti kurulacak...
Yukarıda saydığımız tüm bu gelecek öngörüleri, unutulmaz bilimkurgu yazarı Jules Verne‘e ait. Elbette söz konusu öngörülerin ne isabetle gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini zaman gösterecek; fakat bu tahminleri yapan kişinin Jules Verne olduğunu da akıldan çıkarmamak gerekiyor. Zira kendisi, icadından 50 yıl önce televizyondan bahsetmiş, atom bombası daha ortada yokken, konu hakkında geniş metinler kaleme almış ve Wright Kardeşler henüz dağda bayırda uçurtma uçururken müthiş hızlı uçakların hayalini kurabilmiş eşsiz bir dahidir.
Bugün birçok dilde “Jules Verne gibi her şeyi biliyor” şeklinde bir deyim bile mevcuttur. Yakın geçmişte yapılmış hemen hemen her keşif, Jules Verne tarafından yıllar önce mutlaka yazılmıştır. Onun kitaplarının sayfaları arasında saklı hakikatler, uzun zamandan beri bütün dünyayı hayretler içinde bırakmaktadır. Jules Verne’nin öngörüleri o derece isabetlidir ki onun henüz sinema, radyo, televizyon, uçak ve hatta otomobil bile icat edilmeden önce doğduğuna inanmak zordur.
Verne’nin hikâyeleri o kadar inandırıcıdır ki bilim insanları bile bunların üzerinde uzun uzun düşünmüşlerdir ve hala da düşünmektedirler. Radyonun icadına büyük katkıları olan Marconi, modern denizaltıların babası olarak bilinen Simon Lake, ABD’li kaşif William Beebe ve İsviçreli fizikçi Auguste Piccard, Jules Verne’den esinlendiğini açıklayan sadece birkaç isimdir.
Ta o dönemde, insanlar için fazlaca “uçuk” sayılabilecek televizyon, yüksek hızlı tren, sonsuz işlem yapan hesap makineleri ve küresel iletişim ağı gibi icatlardan bahsederek, aslında çağının çok ötesinde yaşadığını kanıtlamıştır. Tarihin bu noktasından bakıldığında, alay edilme pahasına da olsa hayallerine sıkı sıkı sarılarak belki de bugün yaşadığımız dünyanın temellerini atmıştır.