Batılı ülkelerin aksine Kore’de bilimkurgu edebiyatı pek de uzun bir geçmişe sahip değildir. Fantastik dünyaların ve geleceğe dair düşlerin Kore edebiyatı sahnesine çıkışları 2000’li yıllara kadar pek mümkün olmamıştır. Fakat bu yıllardan sonra yeni nesil yazarların, edebiyatta gerçekçilik ve fantezi arasındaki sınırı hızla geçmeye başladıklarını söyleyebiliriz. Bu sınırı aşan romanlarda başlangıçta uzaylılar, zombiler ya da insan gibi görünen fakat insan olmayan varlıklar boy göstermiş, sonrasında sıra sanal gerçeklik, uzay ve kıyamet sonrası dünyalar gibi bildik bilimkurgu temalarına gelmiştir.
Zamanla bilimkurgu edebiyatına karşı ilgi artınca Kore’de bir bilimkurgu endüstrisi oluşmuş ve bu alanda yapılan edebi çalışmaları desteklemek amacıyla 2017 yılının aralık ayında Kore Cumhuriyeti Bilimkurgu Yazarları Birliği (SFWUK) kurulmuştur. Tabii yaklaşık 2000 kadar üyeye sahip olan Amerikalı Bilimkurgu Yazarları Birliğine kıyasla Kore’deki birlikte henüz yalnızca 52 bilimkurgu yazarı vardır. Fakat yine de Koreli bilimkurgu yazarları yurtdışında giderek daha fazla tanınırlık kazanmaya başlamıştır. Örneğin, 2019 yılında romancı Kim Bo-young, yazdığı üç bilimkurgu romanının yayın haklarını ABD’nin önemli yayıncılarından olan Harper Collins’e satarak bunu yapan ilk Koreli bilimkurgu yazarı olur. Benzer şekilde, Bae Myung-hoon’un “Kule” isimli romanı, İngiltere’de, İngilizce olarak yayımlanacak bir Kore bilimkurgusu örneğidir.
Kore’de – tıpkı ülkemizde olduğu gibi – yerleşik bir bilimkurgu edebiyatı geleneği olmamasına karşın bugün bu topraklarda bilimkurgu edebiyatının geniş ve sadık bir okuyucu kitlesine sahip olduğunu söyleyebiliriz. SFWUK yönetim kurulu üyelerinden Lee San-hwa, The Korea Times’a verdiği röportajda, “Koreli yazarlarca kaleme alınan bilimkurgu romanlarının sayısının son yıllarda açıkça arttığını görebiliyoruz. Hatta birkaç bilimkurgu yazarı geçen yıl Seul Uluslararası Kitap Fuarı’nda bu tür üzerine dersler verdi,” diyor. “Bence ülkemizde bu türün popülerleşmesi, bilimkurgu romanlarının çoğalmasıyla doğru orantılı. Bu artış, romanları okuyucular için kolayca erişilebilir kılıyor. Esasında bilimkurgu her zaman oradaydı; yalnızca keşfedilmeyi bekliyordu.” Birliğin başkanı olan Djuna ise (bu isim aynı zamanda kendisinin kalem ismidir) bilimkurgu türünün Kore’de hızla popülerlik kazanmasını son derece doğal bulduğunu söylüyor. Djuna’ya göre bunun nedeni, günümüz okuyucusunun bilimkurgunun ele aldığı sorunsalların son derece doğal karşılandığı bir kültürel ortamda yaşıyor olmaları.
Kore bilimkurgusuyla ilgili sevindirici olan gelişmelerden biri de kadın yazarların ve feminist bilimkurgunun kendilerine geniş ve coşkulu bir okuyucu kitlesi bulmuş olması. Hatta Kore bilimkurgu edebiyatının İngilizce konuşulan ülkelerdeki pazara girmesinin yolunu da Kim Bo-young ve Kim Cho-yeop gibi kadın yazarların açtığını söyleyebiliriz. Book Missing Inside Library isimli eseriyle, 2017 Kore Bilimkurgu Ödülleri’nin Kısa Öykü ve Novella kategorisinde büyük ödülü kazanan Kim Cho-yeop, yepyeni dünyalar inşa etme konusunda bir hayli yetenekli bir Koreli yazar. Bu kadınlar, tekinsiz distopyalar, uzay destanları ve toplumsal cinsiyet meseleleri üzerine hikayeler kurup geleceğin nasıl şekilleneceğini tahayyül etmeye çalışıyorlar. Daha da önemlisi, hikayeler aracılığıyla geleneksel insanmerkezci düşünme biçiminin temellerini sarsmaya çalıştıklarını görüyorsunuz. Kim Cho-yeop, yazmak üzere yeni sorular ararken, zihin, hafıza, duygular ve insan ilişkileri gibi yaşamın soyut bileşenleri üzerine düşünmekten ve bunları bilimsel bir dil aracılığıyla somut öğelere dönüştürmekten keyif aldığını söylüyor.
SFWUK üyelerinden Jeon, Kore’de genel olarak yetişkin kadınların – bilhassa da 20’li ve 30’lu yaşlardaki kadınların – erkeklerden daha fazla kitap okuduklarını, bu nedenle bilimkurgu romanlarını da hevesle okuyanların yine kadınlar olduğunu söylüyor. Ayrıca ekliyor: “Belki de türün, feministlerin ve azınlıkların seslerine daha çok yer vermesi de bunda bir etkendir.” Jeon’a göre Kore bilimkurgu edebiyatının kendine özgü bir niteliği de var. Kendisi, Koreli yazarların giriş sınavları, oyun geliştirme ya da otostop gibi herhangi bir konuyu kolayca bir bilimkurgu öyküsünün konusu haline getirebildiklerini söylüyor. Elbette ticari kazanç arzusu da bilimkurgu yazarlığıyla ilgilenen bu yazarlar için itici bir güç niteliği taşıyor. Yazarlar, sıra dışı bir bilimkurgu romanı yazdıklarında, öykülerinin filmler de dahil olmak üzere kazançlı yan ürünlere dönüştürülebileceğini biliyorlar. Bu ticari çıkarlar da Kore bilimkurgusunun gelişimini destekliyor. SFWUK Başkanı Djuna, “Şu anda yapım aşamasında olan epeyce uzay macerası filmi olduğunu duydum. Drama dizilerine gelince, bunların da çoğunlukla yapay zekayla ilgili olduklarını söyleyebilirim,” diyor. Djuna, sinema ve televizyon için yaratılan bilimkurgu ürünlerinde izleyicilerin geleneksel zevklerinin unutulmaması gerektiğini, konuların genişletilmesi veya çeşitlendirilmesinin işin bir sonraki adımı olduğunu söylüyor.
Kore’de bilimkurgu türü adına bunca olumlu gelişmeye karşın yine de “Kore bilimkurgusu altın çağını mı yaşıyor?” sorusuna net bir biçimde “evet” diyemiyoruz. SFWUK sendikası yönetim kurulu üyeleri, altın çağı, Kore’de bilimkurgu yazan insanların ya da eserlerin sayısının büyük bir artış göstermiş olmasının belirleyemeyeceğini söylüyorlar. Üyeler, zamana direnen, birer klasiğe dönüşme potansiyeli taşıyan, gerçekten iyi olan işler üretmenin gerekliliğini vurguluyorlar. Lee, “Günümüzde Koreli yazarlarca kaleme alınmış birçok bilimkurgu eseri, çağdaş Korelilerin ilgi ve taleplerine göre yazılıyor,” diyor. “Bence ilginç temalara sahip çok sayıda gençlik hikayesi var. Bu eserlerin gelecekte de hatırlanıyor olmalarını umuyorum.” Lee, Kore bilimkurgu edebiyatının uluslararası alanda ilgi çekmeye başladığı söylemlerineyse temkinli yaklaşıyor. “Yurtdışında tanıtılan Kore bilimkurgu eserlerinin sayısının son birkaç yılda önemli ölçüde arttığı doğru,” diyor Lee; “Ancak bu eserlerin satış oranlarını analiz edecek yeterli veri olmadığı için tanıtımların sonuçlarını tartışacak düzeyde olduğumuzu sanmıyorum. Yine de yakın bir gelecekte Kore’den çıkan bilimkurgunun ülke dışında daha çok ses getireceğini tahmin edebiliyoruz.”
Kore’de insanlar, bilimkurgunun bilim ve teknolojinin gelişimi üzerine sürdürülen tartışmalara da katkıda bulunabileceğine inanıyorlar. Ancak yazarlar, geleceği tahmin etmenin onların görevi olmadığını söylüyor. Djuna, “Hayal ettiğim dünyaların gelecekte gerçek olacağını düşünmüyorum,” diyor. “Bizim yaptığımız şey, biraz hayal gücüyle bugünkünden farklı bir dünya yaratmaya çalışmak.” Jeon ise bilimkurgu edebiyatında halihazırda gerçekleşmiş olan dijitalleşmenin, basılı kitapların yerini alan e-kitaplarla gerçek dünyada da gerçekleşmeye başladığını söylüyor. Kültür, Spor ve Turizm Bakanlığı’nın Korelilerin okuma alışkanlıklarına ilişkin olarak yaptığı son araştırmaya göre, yetişkinler 2019’da yılda ortalama 6,1 basılı kitap okumuşlar. 2017 yılında bu oran 8,3’müş. Buna karşılık, Ekim 2018’den Eylül 2019’a kadar 19 yaşın üzerindeki 6.000 yetişkin ile yapılan başka bir araştırma, yetişkinler tarafından okunan ortalama e-kitap sayısının (yılda 1,2) artmış olduğunu gösteriyor. Jeon, Kore’de dijitalleşmenin arttığını söylerken haklı görünüyor.
Kore Cumhuriyeti Bilimkurgu Yazarları Birliği üyeleri olarak Jeon, Djuna ve Lee, ülkedeki bilimkurgu kültürünü desteklemek için hevesle çalışmayı sürdürüyorlar. “Bizler bilimkurgu yazarları ve meraklıları için bir platform sağlamaya ve onların edebi faaliyetlerini desteklemeye her zaman devam edeceğiz,” diyorlar…