asimov gezegenler

Isaac Asimov’un Gezegenleri #2

Unutulmaz birçok eser, aynı zamanda yarattıkları dünyalarla da öne çıkar. Dünya tasarlamak ise geniş bir hayal gücü, iyi bir araştırma ve dengeli bir ekosistem yaratabilmekten geçer. Yarattığınız dünya ne kadar ayrıntılıysa, okuru ya da seyirciyi içine çekmesi de o kadar kolay olur. Bilimkurgunun efsanevi ismi Isaac Asimov, geleceğin dünyalarını ve toplumlarını tasvir ederken bilindik kolaycılıklara kaçmak yerine, mümkün olduğunca kompleks ve girift yapılar ortaya koymayı yeğlemiştir.

Yazarın ayrıntılara önem veren bu tarzı, karmaşıklığın içinde kendi doğallığını var etmiştir. Biz okuyucular, o gezegen ve üstündeki halk gerçekten de varmış gibi hissederiz. Dolayısıyla kendisinden aldığımız bu hisle kitaba çok daha bağlanır ve onun bizi çepeçevre sarmalamasına boyun eğeriz.

“Isaac Asimov’un Gezegenleri” adlı yazı dizimizin ikinci bölümünde, Asimov dehasının bir ürünü olan bu gezegenleri mercek altına almaya devam ediyoruz.

Uyarı: Bu yazıda Asimov kitaplarına dair çeşitli süprizbozanlar vardır.

Arz

Asimov evreninde Arz, insanlığın doğduğu ve zaman içinde gelişip galaksiye dağıldığı başlangıç gezegeni olarak karşımıza çıkar. Robot serisinin ilk kitabı olan Çelik Mağaralar döneminde hemen hemen tüm insanlığın agorafobiden mustarip olduğu görülür. Bu sebeple yüzeyinde yerleşim birimine rastlamak zordur. Kentler yer altına taşınmış, bütün uygarlık bu yeni yaşam biçimine adapte olmuştur. Ancak geçmişte kimi topluluklar, Arz’dan ayrılarak başka gezegenlere göç etmiş ve zaman içinde daha gelişmiş bir teknolojiye ulaşmıştır. Asimov evreninde bu kolonistlere “Uzaycılar” denmektedir ve Arz’daki türdeşlerinden farklı olarak çok daha uzun bir ömre sahiplerdir. Öte yandan Arz, insanlar ile Uzaycılar arasında yaşanan bir dizi mücadelenin ardından radyoaktif hâle gelmiş ve insanların başka gezegenlere göçünü tetiklemiştir.

Bu dönemin çok sonrasını anlatan Vakıf serisi kitaplarında ise Arz, efsanevi bir gezegen olarak anılır. Hemen her kültürde birtakım söylencelere konu olsa da, yerini bilen kimse kalmamıştır. Özellikle Vakıf ve Dünya kitabı, insanlığın beşiği olduğuna inanılan bu efsanevi gezegeni bulma çabaları etrafında gelişen olayları konu alır.

Aurora

Asimov evreninde Aurora, insanlığın ilk koloni kurduğu gezegendir. İlk kez 2065 yılında insanların koloni kurmaya başladığı gezegene başta “Yeni Dünya” denilse de, daha sonra Şafak anlamına gelen Aurora adı verilmiştir. 200 milyon insana ve 10 milyar robota ev sahipliği yapan gezegenin en büyük şehri Eos’tur.

Adı ilk kez Çelik Mağaralar‘da geçen gezegen, Vakıf ve Dünya kitabında da bir efsane olarak resmedilir. Golan Trevize ve yol arkadaşları Janov ile Bliss, Dünya’yı arayışları sırasında uğradıkları bu gezegende araştırmalarda bulunmuş ve gezegende 20 bin yıldır insan yaşamının olmadığını tespit etmiştir. Diğer yandan Aurora, Dünya arayışındaki dostlarımızın robotlarla ilk karşılaştığı gezegendir.

Solaria

Uzaycıların soyundan gelenlerin yaşadığı bir gezegen olan Solaria, yıldızlararası yerleşimin ilk dalgasında kolonileştirilmiş ellinci ve son Uzaycı dünyasıdır. Solarialıların en büyük özelliği robot yapımında uzmanlaşmış olmalarıdır. Solaria robotları, çeşitlilikleri ve mükemmellikleri ile oldukça dikkat çekicidir.

Hiç şüphesiz Solarialıları ilginç kılan en önemli özellikleri ise fiziksel temastan kaçınmalarıdır. Bu nedenle gezegen sakinleri, yaşamsal bir durum olmadığı sürece hologramlar aracılığıyla iletişim kurmayı yeğler. Elijah Baley’nin ziyaretinden birkaç yüzyıl sonra Solarialılar yer altına çekilmiş ve bu süreç zarfında telekinezi alanında önemli yol kat etmişlerdir. Gezegenin yüzeyi, yabancıları öldürmek üzere programlanmış koruyucu robotlarla doludur.

Korell

Maddi açıdan pek zengin sayılmayan gezegen, Argo soyu tarafından yönetilmektedir. Öyle ki, sert ve katı kurallarla idare edilen gezegene Vakıf güçlerince de pek dokunulmaz. Whassalian Rift’inde bulunan Korell, Cumhuriyet’in başkentidir. Vakıf’ın nükleer sistemli silahlarla karşılaştığı ilk ulus olmalarının yanı sıra, Mallow tarafından araştırılmış ve çok sayıda nükleer patlayıcıları bulunduğu anlaşılmıştır.

Vakıf misyonerlerinin bu gezegene gelmesi yasaktır ve cezası da idamdır.

Kalgan

Adını Galaktik İmparatorluk’un eğlence ve keyif gezegeni olarak duyuran Kalgan, zaman içinde imparatorluk soylularının da uğrak yerlerinden biri hâline gelmiştir. Turizme dayalı politikaları sayesinde müreffeh bir gezegene dönüşmesi gecikmemiştir. Galaksideki politik çatışmalardan uzak durması ve turizme ağırlık vermesi nedeniyle İmparatorluk’un çöküşünden fazla etkilenmemiş olsa da, bu süreçte bir derebeyinin kontrolü altına girmiştir.

Ne var ki Katır adı verilen ve zihinleri manipüle edebilme yeteneğine sahip olan bir mutantın ortaya çıkışıyla ansızın galaksinin en çok konuşulan gezegenine dönüşmüştür. Derebeyini kölesi hâline getiren ve tüm gezegenin kontrolünü ele geçiren Katır, kısa süre içinde galaksinin üçte birinden fazlasını fethetmiş ve Kalgan da bu süreçte Katır İmparatorluğu’nun idari merkezi konumuna yükselmiştir. Katır’ın bertaraf edilmesinin ardından gezegen, tümüyle Vakıf’ın kontrolüne geçmiştir.

Santanni

Santanni, Vakıf serisinde pek görmediğimiz gezegenlerden biridir ve hakkında fazla bir bilgi yoktur. Trantor’dan 9000 parsek (29.00 ışık yılı) ve Locris’ten 800 parsek (2600 ışık yılı) uzaklıktadır. Vakıf’ın kuruluşundan sonra Anacreon ile ticarette bulunmuştur. Bu ticaret daha sonra Anacreon isyanı çıkınca sona ermiştir.

Santanni halkı Galaktik İmparatorluk’a karşı isyan çıkardığında, Hari Seldon’ın üvey oğlu Raych Seldon, Santanni Üniversite’sini savunurken ölmüştür. Serinin ilk kitabında Salvor Hardin’e gelen nadir puro kutusu da bu gezegen menşelidir.

Erythro

erythro

Megas’ın bir uydusu olan Erythro, Isaac Asimov’un tekil romanı İntikam Tanrıçası‘nda çok önemli bir yere sahiptir. Kendisinden daha büyük olan Mega ve Rotor ile birlikte, Nemesis yıldızının etrafından dönmektedir. Erythro’nun yüzeyi tıpkı Dünya gibi denizlerden ve kara kütlelerinden oluşur.

Her ne kadar yapılan araştırmalar gezegenin solunabilir bir havası olduğunu gösterse de, Eryrthro’nun yüzeyinde bakterilerden başka canlı türü tespit edilememiştir. Romanın ilerleyen bölümlerinde gezegenin, insanların akıl sağlığını tehdit eden ve iletişim kurmak isteyen bir süperorganizmaya ev sahipliği yaptığı ortaya çıkacaktır.

Siwenna

Galaktik İmparatorluk’a ait Normantic Sektörü’nün başkenti olan Siwenna, zengin gezegenlerden biridir. Yakın tarihi çoğunlukla isyanlarla geçmiştir. Gezegenin eski valisi Wiscard isyan çıkardığında, çoğunluğu İmparatorluğa sadık olan bir grup, Patrician Onum Barr liderliğinde Wiscard’ı devirmiştir. Daha sonra Siwenna’ya atanan amiral bu duruma çok kızmış ve yönetimi ele geçirmek için birçok insanın ölümüne sebep olmuştur. Wiscard’ı deviren Barr’ın kendisiyle birlikte beş kızı ve bir oğlu da bu isyan sonucunda ölmüştür.

Amiral kendini vali olarak atasa da, türlü isyanlar ve yıkımlar nedeniyle Siwenna eski şanını kaybetmiş, Normantic Sektörü’nün başkenti de Orhsa II’ye taşınmıştır.

Hazırlayan: Ahmet Boyraz

Yararlanılan Kaynaklar:

Önceki

Yazar: Ahmet Boyraz

1993'de Adana'da doğdu. Futbol ve Bilimkurgu hastası. Bilimkurgu konusunda üretmekten çok tüketme eyleminde olsa da bunu tersine çevirmek için elinden geleni yapıyor.

İlginizi Çekebilir

robot serisi - ciplak gunes

Robot Serisi #2: Çıplak Güneş

Isaac Asimov’un dört kitaptan oluşan Robot Serisi, İthaki Yayınları tarafından uzun bir süre sonra tekrar …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin