Dune: Atreides Hanedanı adlı ilk “genişleyen Dune evreni” kitabında, Atreides’lerin Arrakis gezegenini yönetmesinden 35 yıl önceki olaylar işlenmişti. Vladimir Harkonnen Arrakis’i devralmış ve giderek artan miktarda bahar hasadı gerçekleştirmektedir. İmparator da baharın sırrını çözmek için planlar yapmaktadır. Serinin ilk kitabı olan “Dune: Atreides Hanedanı‘nın tam da bittiği noktadan “Dune: Harkonnen Hanedanı” başlıyor.
Üstad Frank Herbert hikayeyi anlatırken Harkonnen ana gezegeni Giedi Prime ve gezegende yaşanan olaylar hakkında çok fazla bilgi vermemişti. Brian Herbert ve Kevin J. Anderson‘un bu eksiği çok güzel şekilde tamamladığını görüyoruz. Harkonnen ailesi her zaman İmparatorluk tahtını isteyen hanedanlardan biri olmuştur ve bu amaç için hiçbir sınır tanımamaktadır. Böyle bir hırs, sonunda mahvolacak bir endüstri gezegeninin kurulmasına neden olur. Gezegendeki minerallerin çıkarılması işlemi tam bir yağma ve milyonlarca kölenin kullanımı ile devam etmektedir. O dönemin en büyük endüstri gezegeni IX, teknolojisi ve Harkonnen gücü ile kurulur. Bu hırsın kaynağı ise demir yumruklu Baron lakaplı Vladimir Harkonnen‘in güce olan hayranlığıdır.
Efsanevi gezegen bilimci Pardot Kaynes de Fremenler ile yakın ilişkiler içinde bulunarak hem İmparatorun isteklerini yerine getirmiş, hem de Fremenlerin hayallerini gerçekleştirmeleri konusunda onlara yardımcı olmuştur. Fremenlerin efsanelerinde yer alan “Dış Dünyadan Gelen Peygamber” (Ümmi peygamber) olarak Pardot Kynes’e büyük saygı gösterilmektedir. Pardot, onlara büyük bir hayal sunmuş ve yaşlandığında gezegenin güney kutbunda yer alan bölgede geniş çayırların ve ağaçların yeşermesini sağlamıştır. Kendisi öldüğünde de aynı misyonu devam ettirecek şekilde oğlu Liet’i yetiştirmiştir.
Harkonnenler gezegenin içini dışına çıkaran maden operasyonlarına acımasızca devam ederken, bir yandan da kendilerine gelecekte çok büyük düşman olacak insan köleleri yetiştirmektedirler. Bu kölelerden biri öyle yeteneklerle kendini geliştirmiştir ki dikkatleri üzerine çekmekle kalmaz, kız kardeşi Harkonnen askerleri tarafından da teslim alınır. Gurney Halleck adlı bu köle, ilk başta mutlu bir şekilde hayatına devam etmek istediği Giedi Prime’dan ayrılmaya karar verir ve kaçış ve intikam almak için planlar yapmaya başlar. Bu arada Atreidesler de İmparatorluk ailesi ile her zaman olduğu gibi ilişkilerini yakın tutarak kendilerine karşı kurulması muhtemel tuzaklara biraz olsun engel olmaya veya tuzakların kokusunu almaya çalışırlar. Daha sonra Dük Leto Atreides’in de diyeceği gibi “Tuzaklardan sakınmanın en iyi yöntemi, tuzağın var olduğunu bilmekten geçer.”
Kısacası Dune evreninin derinlerine inmek isteyenler için bu kitap yüzlerce hikaye ve olay örgüsü barındırıyor. Dune hep karmaşık kalsın, hep akılları kurcalasın ama karakter ve olay örgülerindeki mantığı da bir kenara bırakmasın diyenler için birebirdir. Hatırlatmak gerekirse, sakın ola serinin bir önceki kitabı olan “Dune: Atreides Hanedanı“nı okumadan bu kitabı okumaya başlamayın. Eğer bu hatayı yaparsanız üstad Frank Herbert’ın şaheseri “Dune: Çöl Gezegeni“nin kumlarında kendinizi kaybedersiniz.
Bu kitabı okuduktan sonra geriye kalanlar arasında göze çarpan en etkileyici kelime belki de “Bedel“dir. Her şeyin bir bedeli vardır. Geleceğimizi yaratmak için bedel öderiz, geçmişteki hatalarımız için bedel öderiz. Meydana getirdiğimiz her değişim için bedel öderiz, hatta değişime direndiğimiz de bile bedel öderiz…