Bilimkurgu Kulübü Bu Sitede Gelecek Var!
Hanedanlar serisi, Dune: Çöl Gezegeni romanında bahsedilen unutulmaz başlangıca adım adım yaklaşmaktadır. Atreideslerin kendi yurtları olan Caladan‘ı terk etmesine ise daha 15 yıl var…
Dük Leto, Atreides tahtına oturmuş ve yaptığı hamleler ile konseyin büyük saygısını kazanmıştır. Atreidesler diplomatik başarıları sayesinde, Ix gezegeni yönetimini çok uzun yıllardır yürüten Vernius Hanedanı ile sağlam dostluklar geliştirmişlerdir. Dune evrenini bilenler hemen anlayacaktır ki Ix demek, en iyi kalite makine ve teknoloji demektir. Atreidesler bu sayede küçük ama çevik bir orduya ve hem karada hem de havada üstünlüğe sahip olmuşlardır. Hatta kullandıkları bazı savaş cihazları benzersizdir ve sadece Atreidesler için üretilmiştir. Tleilaxu‘nun Ix’i fethi ile sürgüne gönderilen Rhombur Vernius, soluğu Caladan’da alır. Bu sırada Dük Leto, büyük müttefiki Ix’i özgürlüe kavuşturmak için tehlikeli planlar yapmaktadır.
Dük Leto, bir Bene Gesserit olan soylu Jessica ile evlenerek büyük hanedanlar içindeki stratejik gücünü arttırmıştır. Dükü kendisine rakip gören İmparatora göre rekabet büyümeden engellenmelidir. Hepsinden önemlisi İmparator, evrende sadece Arrakis gezegeninde bulunan baharı yapay yollardan ürettiğini düşünmektedir. Böylelikle imparator, Arrakis’in bahar tekelini kırarak kendi tekelini oluşturacaktır. Bu da CHAOM, Bene Gesserit ve Uzay Loncası gibi büyük güçleri kontrol altına almak anlamına gelmektedir. Baharı kontrol altına alabilen, evreni de tek başına yönetebilecektir. Geriye sadece Arrakis’i ve bahar üretimini yok etmek kalacaktır.
İmparatorluk ve çevresindeki siyasetin evreni yönettiği düşünülürken, imparatorun yardımcı organizasyonlarından biri olan Bene Gesseritler’in binlerce yıllık Kwisatz Haderah‘ı yaratma planları da istedikleri şekilde ilerlemektedir. Ancak büyük güçlerin küçümseyip hesaba katmadığı çöl gezginlerinin yerlileri Fremenler, inançlarıyla tüm planı değiştirecek güce sahiptir. O amansız gezegende, Harkonnen yumruğunun altında çoktandır kendi geleceklerini planlamaktadırlar. Tarih göstermiştir ki, Harkonnenlerle mücadele etmek onlardan çok daha acımasız olmayı gerektirir.
Bu hikaye, bilinen tüm evrenin imparatoru olmanın nasıl bir şey olduğu hayal edemeyenler için İmparator Shaddam IV‘ün hayatına derinlemesine bir bakış atmaktadır. Evrenin İmparatoru olmaya dair konular, daha sonradan Dune Mesihi ve Dune’un Tanrı İmparatoru hikayelerinde de işlenmek üzere açıklığa kavuşturulur. İmparatorluk ve Harkonnenler tarafından zavallı bir gezegenin yobaz halkı olarak küçümsenen Fremenler ise, bir kez daha büyük hanedanların ve imparatorun planlarını bozma cüretini göstererek kendi bölgelerinde başkasının hüküm sürmesine izin vermezler.
Kendini yapay bahar geliştirmenin garantisinde hisseden Shaddam IV, o sırada bilinen tüm evrenin hükümdarı olmanın sarhoşluğundadır. Bu sarhoşluk onu öyle etkilemiştir ki, galaksinin diğer ucundaki Arrakis gezegeninden gelen Liet Kynes‘in bahar trafiğinin karşı karşıya olduğu risklerle ilgili uyarılarını bile dikkate almaz. Bunun gibi pek çok stratejik hata yüzünden Shaddam, sarsılmaz sandığı gücünü yavaş yavaş tehlikeye atmaktadır.
Bu hikaye ile Dune tarihinin en önemli parçalarından biri olan Bene Gesseritler’in iç ilişkilerini ve imparatorluğa karşı duruşlarını yakından gözleme şansı yakalıyoruz. Wallach IX‘un Rahibe Okulu’nun ve o dönemde yaşanan olayların Rahibe Anaların gözünden incelenmiş olması ise hikayeye renk katan unsurlardan.
Hikayenin devamı olan Dune: Çöl Gezegeni romanında üstat Frank Herbert tüm büyük evler ve diğer organizasyonların planlarıyla ilgili bilgiler vermiş olsa da, detaylar ve temel fikirler asıl Hanedanlar serisinde açıklığa kavuşturuluyor.
