Harbinger

Valiant Comics Evreni #2: Harbinger

Valiant Comics evrenindeki heyecanlı yolculuğumuza devam ediyoruz. Bu yazımızda, daha önce incelediğimiz Bloodshot‘la birlikte Valliant’ın iki amiral gemisinden biri olan Harbinger’dan bahsedeceğiz. Valliant evreninin temelinde duran seri Herbinger da tıpkı Bloodshot gibi Büyülü Dükkan tarafından dilimize kazandırıldı. Daha önce karşılaştığımız Rising Spirit projesini, hatta Bloodshot’ın tam olarak kim olduğunu ve amaçlarını bu seride görüyoruz. Geriye kalan Valliant hikayelerinin neredeyse tamamı bu seride gördüğümüz Harbingerlar’ın etrafında gelişiyor.

Kimdir bu Harbingerlar derseniz; bilimsel isimleri ile Psiotlar, özel güçleri olan insanlardır. Marvel’daki mutantlara biraz benzemekle birlikte, Harbingerlar’ın güçlerinin açığa çıkabilmesi için fiziksel veya psikolojik olarak yoğun bir acıya katlanmaları gerekir. Dünyada güçlerini doğuştan kazanmış yalnızca üç kişi olduğu bilinmektedir. Dilimize çevrilen dört ciltte bu üç kişiden ikisini sık sık görüyoruz. Konusu itibariyle X-Men kopyası izlenimi uyandırsa da, Bloodshot’ta olduğu gibi bu seride de izlenimleriniz boşa çıkacak.

Harbinger

Sıkça gördüğümüz iki kişiden biri sürprizbozan (spoiler) içerdiği için bu yazıda anılmayacak, ancak diğeri ana karakterimiz Peter. Peter, çocukluğundan beri Rising Spirit projesinden kaçan bir gençtir. Telepatik güçleri sayesinde insanların düşüncelerini duyabilmektedir. Ancak bu yetenek çocukluğunda deli sanılıp akıl hastanesine yatırılmasına sebep olmuştur. Hastanede tanıştığı Joe kısa zamanda en yakın (ve tek) arkadaşı, hatta ailesi haline gelir. Birlikte akıl hastanesinden ve Rising Spirit’ten kaçarlar. Böylece maceramız başlar.

Dünyanın en güçlü Harbingerlar’ından biri olduğunu öğrenen Peter önce iş adamı Toyo Harada‘nın himayesine girer. Harada, dünyadaki Harbingerlar’ı bulmayı, korumayı ve eğitmeyi amaç edinmiş olan Harbinger Vakfı’nın kurucusudur. Dünyayı daha iyi bir yer haline getirmeyi amaç edinmiş bir idealist ve Peter’dan bile güçlü bir Harbinger’dır. Ancak amacı uğruna yapacaklarının sınırı da yoktur. Psiotlar’ı Rising Spirit’ten ve asıl görevinin Harbinger avlamak olduğunu öğrendiğimiz Bloodshot’tan korusa bile Peter böyle bir adamın yanında kalmak istemez ve yeniden kaçmaya başlar.

Harbinger

Serinin kalanında Peter’ın bir diğer gücünün de uykudaki psiotları aktive ederek onlara güçler kazandırmak olduğunu görüyoruz. Bu gücüyle Harada’nın misyonunu üstleniyor ve Amerika’yı gezip kendisi gibi ezilmiş, dışlanmış psiotları uyandırarak kendi ekibini kuruyor. Bu ekip, Harbingerlar’a Harada kadar vahşi olmadan yardım etmeye, onları kurtarmaya ve Rising Spirit ile savaşmaya başlıyor.

Okuma zevkinizi düşürmemek için ekibin diğer üyeleri hakkında detay vermemek doğru olacaktır. Pek orijinal tiplemeler olmasalar da hepsi çok boyutlu ve tanıması oldukça eğlenceli karakterler. Ayrıca çizgi romanlarda sık sık gördüğümüz için sıkıldığımız kusursuz kahraman tipinin dışına çıkıyorlar. Bunlar “süper adamlar” veya “harika kadınlar” değiller, yalnızca bir şeylerle uğraşan gençler.

Harbinger

Kusursuz kahraman tipinin dışına çıkmak denince aklınıza son yıllarda DC ve Marvel’ın yaptığı, karakterlerin ten rengiyle veya cinsel yönelimiyle oynama modası gelmesin. Karakterleri kusursuz, güzel, yakışıklı, becerikli siyahilere veya eşcinsellere çevirmek gibi kazanç kaygısı güden hamleler yerine, Harbinger’da gerçekten bizim gibi hatalar yapabilen tipler görüyoruz; bu da bizi hikayeye çekiyor.

Harbinger felsefi soruların peşinden koşup farklı görüşleri sorgulayan duygusal bir çizgi roman olmakla birlikte, Bloodshot’taki ciddiyetten biraz uzak, eğlencelik bir seri. Okurken çeşitli tutarsızlıklar görüp, “neden şimdi böyle yaptılar, bu nasıl oldu, onu nereden öğrendiler?” tarzı sorular sorabilirsiniz. Örneğin Peter dışındakilerin takıma katılma konusundaki motivasyonları anlaşılmayabilir. Ancak detaylara takılmadan okursanız çok zevk alacağınız kesin. Eğer “ben detaylara çok takılırım, her şeyin tam olarak açıklanmasını isterim,” diyorsanız Harbinger size göre bir seri değil. Çizimler ise güzel, ancak Bloodshot’ın o muhteşem çizimlerinin yanına bile yaklaşamaz. Yine de Harbinger’ın eğlenceli hikayesine ve ciddiyetsiz kahramanlarına uymuşlar.

Harbinger

Çeviri, düzenleme ve baskı da Bloodshot’tın gerisinde kalıyor. Yine de böyle az bilinen çizgi romanları risk alarak dilimize kazandıran Büyülü Dükkan’ın hakkını teslim etmek gerekiyor. Serinin gelecek ciltlerinin çok daha kaliteli olacağına dair şüphe yok.

Ayrıca üçüncü ciltte, artık favori çizgi roman karakterlerinizden biri haline gelecek olan Bloodshot’ı görüyoruz. Valiant evreninin yeni serilerindeki ilk çapraz hikaye Harbinger Savaşları, üçüncü ciltte Peter ve ekibinin gözünden anlatıyor. Harbinger Savaşları’nın asıl cildini okumasanız bile büyük bir olay olarak planlandığı biliniyor, ancak bu konu Harbinger serisinde oldukça zayıf bırakılmış. Bu cildin incelenmesi bir başka yazımızın konusu olacaktır.

Önceki Sonraki

Yazar: Sadık Efe Sarıtunalı

Bilgisayarla fazla ilgilenir. Boş zamanlarında ise çizgi roman okur. Bir gram çizim yeteneği olmadığı için çuvalladığı çizgi romanlarından sonra en büyük hayali kendine bir çizer bulup çizgi roman yazarı olmak. En büyük tutkusu ise bilimkurgu.

İlginizi Çekebilir

devrim-kunter

Devrim Kunter ile Röportaj

Öncelikle bizi kırmayıp röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz. İlk olarak sizi okur yönünüzle …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et