nathan never kapak

Spagetti Bilimkurgu: Nathan Never

İtalyan çizgi roman endüstrisi, ABD ve Japonya ile başı çekenler arasında yer alıyor. Tıpkı spagetti western filmlerinde olduğu gibi Teksas, Tommiks tarzı çoğu vahşi batı çizgi romanları da İtalyan kökenli. Hatta öyküsü Amerika’da geçen çok sayıda çizgi romanın menşei aslında İtalya. Benzeri şekilde western dışındaki türlerde de İtalyan çizgi romanlarını görmek mümkün. Bunlardan biri de bilimkurgu türündeki Nathan Never.

Nathan Never, 1991 yılında yazarlar Michele Medda, Antonio Serra ve Bepi Vigna ile çizer Claudio Castellini’nin ortak çalışması sonucu hayata geçti. Bu başarılı ekip, ilerleyen yıllarda Marvel Comics için de çalışmaya başladı. Sergio Bonelli Editore’de başlayan basımı, İtalya’da hâlâ devam ediyor. Eser, İtalya dışında birçok ülkede de yayımlanıyor. Özellikle Avrupa’da geniş bir okuyucu kitlesine sahip. Türkiye’de de belirli bir hayran kitlesi oluşturmayı başardığı görülüyor.

Bir özel dedektif olan Nathan Never, suçla mücadelede istihbarat ve yetkinin polis ve özel dedektiflik büroları arasında paylaşıldığı yarı distopik bir yakın gelecek kahramanı. Hikâyelerdeki ana unsur ise klasik suç öyküleri, asayiş sorunları ve karakterlerin dramları üzerinden yürüyor. Ara sıra politik gerilim, toplumsal mesajlar veren öyküler ve uzay operası türünde olaylar da yaşanıyor. Çizgi roman pek çok sayısında bilimkurgu klasiği olan film ve kitaplara da saygı duruşunda bulunuyor. Örneğin, kişi ve yer adları klasik bilimkurgu filmlerinden ve edebi eserlerinden alıntılanıyor. Çizgi romanın yazarları, başlıca esin kaynaklarının Blade Runner filmi ve Isaac Asimov’un Vakıf serisi olduğunu belirtiyor.

Çoğu olay bir veya iki sayıda sonuçlansa da, Alfa’nın baş düşmanı Aristoteles Skotos’u yakalama arayışı, Mutantların eşit haklar elde etme mücadelesi ve Dünya Savaşı gibi bazı hikâyeler beş, on ve hatta yirmi sayıya yayılabiliyor. Örneğin, bir macerasında uzay istasyonlarının yiyecek tedariki bitiyor, istasyonda isyan çıkıyor ve sonunda istasyon dünyaya savaş ilan ediyor. Üstelik bu macera tam on iki sayı sürüyor. Devamlılık serinin temel taşı. Önceki olay örgülerinin etkileri, sonraki olayların örgüsünde de karşımıza çıkabiliyor. Yeni bir maceraya geçilse bile eski maceranın izleri devam ediyor. Örneğin, bir önceki macerada Nathan yaralanmışsa, bir sonraki macerasına yarasının tedavisi devam ederken başlıyor.

Nathan Never, belki yeni bir tarz ortaya koymuyor ancak bilimkurgu türüne yaklaşım noktasında önemli katkılarda bulunuyor. Teknolojinin hayatın her alanına hakim olduğu, büyük şehirlerde yaşayan insanların doğadan uzaklaştığı bir dünyada geçiyor. Bu distopik gelecek tasviri, bilimkurgu türünün klasik temalarından biri ve okuyuculara teknolojinin olası olumsuz etkilerini düşündürüyor. Seri, teknolojinin insan hayatına etkilerini ve toplumsal yapıyı eleştiriyor. Özellikle zengin ve fakir arasındaki uçurumun derinleştiği, teknolojinin insan ilişkilerini nasıl değiştirdiği gibi konulara odaklanıyor.

Çizgi seri, karmaşık ve derinlemesine işlenmiş karakterlere sahip. Başkarakter Nathan’ın melankolik ve trajik geçmişi, hikâyelere duygusal bir derinlik de katıyor. Bu, okuyucuların karakterlerle daha güçlü bağ kurmasını sağlıyor. Nathan, acı dolu bir geçmişe sahip, melankolik bir kahraman. Eşi Laura Lorring, Ned Mace adında bir suçlu tarafından öldürülmüş, kızı Ann ise bu olayın şokuyla otizm hastalığına yakalanmış. Nathan, Alfa Ajansı’nda çalışarak hem suçla mücadele ediyor hem de geçmişinin yükünü taşıyor.

Seri, siberpunk, uzay operası ve distopya gibi çeşitli bilimkurgu alt türlerine göz kırpıyor. Kuşkusuz bu çeşitlilik, serinin geniş bir okuyucu kitlesine hitap etmesine de katkı sağlıyor. Çizimler, özellikle Claudio Castellini’nin çalışmaları, bilimkurgu türünde görsel yenilikler sunuyor. Ayrıntılı ve etkileyici çizimler, hikâyelerin atmosferini güçlendiriyor ve okuyucuların hayal gücünü harekete geçiriyor. Ancak Nathan Never’ın asıl katkısı çizgi roman sanatına. Nathan Never, İtalyan çizgi roman kültürüne yeni bir perspektif kazandırıyor. Bilimkurgu temalarını kullanarak western türünün hakim olduğu İtalyan çizgi roman dünyasına farklı bir soluk getiriyor. İtalya dışında da geniş bir okuyucu kitlesine ulaşmayı başarması, İtalyan çizgi romanlarının western ile sınırlı olmadığını göstermesi bakımından önemli.

Nathan Never, okurlarına yalnızca macera vadetmekle kalmıyor, aynı zamanda felsefi ve sosyolojik temaları da işleyerek derinlemesine düşünme fırsatı sunuyor. Claudio Castellini ve diğer çizerlerin ayrıntılı ve etkileyici çizimleri, çizgi roman sanatının gelişimini sağlıyor. Zira bu çizerler, sonradan başka yayınevlerinin de radarına girdi ve sonunda Marvel için de çalışmaya başladı. Kısacası Nathan Never, bilimkurgu türüne ve çizgi roman kültürüne yaptığı katkılarla hem türün hayranları hem de yeni okuyucular için ilgi çekici ve düşündürücü bir eser olmayı sürdürüyor…

Yazar: Halil Alpaslan Hamevioğlu

1980 Polatlı doğumluyum. 80'ler ve 90'lar kuşağında yetişmiş bir bireyim. O devrin her bireyi gibi ben de bilimkurguyu video kasetlerden tanıdım. Sonra özel kanallar geldi. Hayal dünyam iyice genişledi. Eh, gerçek yaşamda da dünyanın içinden geçtiği dönüşümü gördüm. Sovyetler'in bitişini, Berlin Duvarı'nın yıkılışını, popüler kültürün tüm dünyayı etkisi altına alışını... Bir gün okulum bitti ve hem gördüklerimi hem de yaşadıklarımı yeni nesillere aktarayım dedim. Öğretim görevlisi oldum. Gazi Üniversitesi’nde başlayan, Başkent Üniversitesi’nde devam eden öğreticiliğimde ülke sınırlarını aştım ve kendimi Amsterdam Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde buldum. Oldum olası yazmayı sevmişimdir. Âşık olduğum bilimkurguyu ve yazma hobimi de burada birleştireyim dedim. Şimdiden iyi okumalar.

İlginizi Çekebilir

bilimkurgu animelerinde kadin temsilleri

Bilimkurgu Animelerinde Kadın Temsilleri

Gerek bilimkurgu gerekse anime endüstrisi, erkek izleyiciye yönelik olduğuna dair talihsiz stereotiplerle boğuşuyor. Son yıllarda …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin