Partilerde Kızlarla Nasıl Konuşulur

Partilerde Kızlarla Nasıl Konuşulur?

Hiç Lovecraft okudunuz mu? Okumadıysanız mutlaka okuyun derim. Lovecraft eserlerinde tam olarak algılayamadığımız varlıkların yanı sıra, bilinmeyene duyulan güçlü bir korku vardır. Neil Gaiman, bu hikayesiyle büyük hayranı olduğu H. P. Lovecraft’a selam çakmış. “Partilerde Kızlarla Nasıl Konuşulur”, ilk kez Gaiman’ın A. C. Doyle, Ray Bradbury, C. S. Lewis gibi başka pek çok meşhur yazara daha selam çaktığı hikayeleri de bulunan “Kırılgan Şeyler” kitabında yayınlanmış. Daha sonra bilimkurgu unsurları da içeren “Güngezgini” çizgi romanıyla tanıdığımız Fábio Moon ve Gabriel Bá tarafından çizgi romana uyarlanmış.

Şunu söyleyebilirim ki bu hikaye Moon ve Bá ikilisinin çizimlerinden farklı çizimlerle hiç uyuşmazmış. Çizimler hikayenin masalsı-gizemli havasını en iyi şekilde yansıtmış. Hikayemiz yetmişlerin İngiltere’sinde iki ergen erkeği anlatıyor. Kahramanlarımızdan ilkinin adı Vic. Yakışıklı, havalı ve kızlarla konuşmayı çok iyi biliyor. Diğeri, yani anlatıcımız Enn ise kızlardan zerre anlamayan, ezik bir tip. Bu iki yakın arkadaş bir partiye gidiyorlar ve olaylar gelişiyor. Hikayenin en etkileyici noktası ise kahramanlarımızın düştükleri durumun farkına varmadan yalnızca kızlarla konuşmaya çalışmaları. Yani ana karakterimiz durumu kızları anlayamadığı için anlayamadığını düşünüyor ve bir şeyler öğrenmeye çalışmıyor, böylece biz de pek çok şeyi öğrenemiyoruz ve hikaye gizemini koruyor.

how-to-talk-to-girls-banner

Hikayede aydınlatılmayan noktalar kesinlikle çizgi romanın olumsuz bir yanı değil. Çünkü konu bunlardan ziyade gençlerin duyguları. Bunu biraz daha açmak istiyorum, o yüzden yazının kalanı bolca spoiler içerecek, uyarmadı demeyin. Kitabın başında ikiliyi yürürken görüyoruz. Vic, anlatacımız Enn’i partiye gelmeye ikna etmek için uğraşıyor. Ama Enn her zamanki gibi olacağını düşünüyor. Vic bir saat geçmeden partideki en güzel kıza yumulmak için kaybolacak, kendisi ise mutfakta birilerinin annesinin şiir, siyaset veya o tarz şeyler hakkında vıdı vıdılarını dinliyor olacak.

Vic, partinin adresinin yazdığı kağıdı kaybettiği için partinin olduğu evi aramaya başlarlar. Yanlış partiyi bulan kahramanlarımız bunu fark etmez ve içeri girerler. İçeride Vic her zamanki gibi en güzel kızla ortadan kaybolur ama Enn bu defa farklı olmasını istediği için gördüğü ilk kızın yanına gider ve konuşmaya çalışır. Kitabın burasına geldiğimde çizgi roman çizimlerinin gücünü bir kez daha anladım. Çizimler Enn’in duygularını en iyi şekilde yansıtıyordu ve hikayenin vermek istediği de tam olarak buydu. O andan sonra hikayenin en güzel noktası başlıyordu. Şöyle düşünün, partide bir kızla konuşuyorsunuz ve kız size anlamadığınız şeyler söylüyor. Hangisini düşünürsünüz? Kızın bir uzaylı olduğunu mu, yoksa karşı cinsi anlayamadığınızı mı? Siz okurken ilk şıkkı yani kızın uzaylı olduğunu anlasanız da kahramanımız gerçekçi bir şekilde kızları anlayamadığını düşünüyor. Bunun abartı olduğunu düşünebilirsiniz, ama Enn’in tamamen erkeklerden oluşan bir okulda okuduğu için kızlarla neredeyse hiç iletişiminin olmadığını da unutmamalısınız.

Partilerde Kızlarla Nasıl Konuşulur

Enn içecek almaya gittiğinde konuştuğu ilk kız ortadan kaybolduğu için şansını yeniden deniyor ve başka bir kızla konuşmaya başlıyor. Bu sefer de bir şey anlamayan saf kahramanımızın ikinci denemesi Vic’in kendisine seslenmesiyle sonlanıyor. Vic konuştuğu kızdan bu partinin “turistler” için olduğunu öğrenmiştir. Bunun “uzay turistleri” anlamına geldiğini anlamasa da Enn’e haber vermek istemiştir. Enn kızın yanına döndüğünde bu kızı da bulamaz ve şansını son kez dener. Bu defa şansı yaver gidiyor gibidir, çünkü konuştuğu kız hem çok güzel hem de konuşkandır. Adının Triolet olduğunu söyleyen kız bir şiir olduğunu iddia eder ve şöyle açıklar:

“Yakında sona ereceğini biliyorduk, farkındaydık… O yüzden her şeyi bir şiire koyduk. Kainata kim olduğumuzu anlatmak için… Ve neden burada olduğumuzu… Söylediklerimizi ve yaptıklarımızı, düşündüklerimizi ve düşlediklerimizi, hasretini çektiklerimizi. Sözcüklere sardık düşlerimizi ve sözcükleri öyle ördük ki yaşasınlar sonsuza kadar… Unutulmadan… Sonra bir enerji örtüsü olarak yolladık şiiri. Bir yıldızın kalbinde beklesin ve mesajını elektronik tayfın bir ucundan diğerine titreşimler, parlamalar ve cızırtılarla yaysın diye… Ta ki bin güneş sistemi uzaktaki dünyalarda şifresi çözülüp okununcaya ve bir kez daha şiir halini alıncaya dek. Sonra onu duydular ve şiir onları fethetti. Onları ele geçirdi, içlerine yerleşti… Ritmi düşünüş biçimlerinin bir parçası oldu, imgeleri, mecazlarını sonsuza dek dönüştürdü. Mısraları, anlayışı, itkileri, onların yaşam biçimi haline geldi. Bir nesil sonra çocuklar şiiri doğuştan biliyordu ve çok geçmeden böyle şeylerin tabiatı gereği artık hiç çocuk doğmayacaktı. Onlara gerek yoktu artık. Geriye sadece şiir kaldı. Ete kemiğe bürünüp yürüyen ve kendisini bilincinin enginlerine yayan bir şiir…”

Partilerde Kızlarla Nasıl Konuşulur

Triolet şiiri Enn’e de okumayı teklif eder ve okumaya başlar. Enn duyduklarını anlamasa da bir şiir olduğunun bilincindedir ve şiir tarafından değiştirilmektedir. Tam kendisini şiire bıraktığı sırada Vic’in bir kızdan kaçtığını görür. Çizgi romanda kız ateşler saçıyor ama orjinal hikayede böyle bir şey yok. Anlatıcımız kızın “kızmış bir kainat” gibi baktığını söylüyor ve hızla kaçıyorlar. Vic’in kızla ne yaptığını ise asla öğrenemiyoruz. Enn’in kendini asla öğrenemeyeceği bir şiirin ritmine bırakmasıyla kitap duygulu bir şekilde sonlanıyor.

Sonuç olarak yaratıcı konusu, etkileyici anlatımı, eğlenceli diyalogları ve muhteşem çizimleriyle “Partilerde Kızlarla Nasıl Konuşulur” kesinlikle okumanız gereken bir çizgi roman. Kitabın dilimize Çizgi Düşler‘in kaliteli çeviri ve editörlüğüyle en iyi şekilde çevrildiğini de eklemeliyim.

Yazar: Sadık Efe Sarıtunalı

Bilgisayarla fazla ilgilenir. Boş zamanlarında ise çizgi roman okur. Bir gram çizim yeteneği olmadığı için çuvalladığı çizgi romanlarından sonra en büyük hayali kendine bir çizer bulup çizgi roman yazarı olmak. En büyük tutkusu ise bilimkurgu.

İlginizi Çekebilir

J. Michael Straczynski

J. Michael Straczynski’den 5 Bilimkurgu Çizgi Romanı

J. Michael Straczynski, bilimkurgu camiasında Babylon 5 dizisinin yaratıcısı olarak bilinse de aynı zamanda Amerikan …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin