lazarus

Lazarus ve Image Comics

Geçen günlerde sitede “Game of Thrones nasıl bilimkurgu olur?” isimli bir yazı yayımlandı. Bilimkurgu temalı bir taht oyunları hikayesi ilginizi çektiyse Image Comics‘in harikalarından Lazarus‘a göz atabilirsiniz. Çizgi romana geçmeden önce bağımsız çizgi romancılığın kalesi Image Comics’e bakalım. Daha önce yayınevinin Saga ve Kara Bilim gibi klasik olmaya aday çizgi romanlarını incelemiştik. Son yılların en çok satan çizgi romanı Saga, bu unvanı yine Image Comics’ten çıkan ve popüler bir televizyon dizisine ilham kaynağın olan Walking Dead‘ten aldı. Saga ve Wlking Dead gibi çizgi romanların başarısı Image’ı Marvel ve DC kadar büyük bir yayınevi haline getirdi ve bu üçlü çizgi romancılığın üç büyükleri olarak anılmaya başlandı.

Arada oldukça başarılı hikayeler çıkarsalar da genelde kendilerini tekrar eden süper kahraman çizgi romanlarına karşılık bağımsız çizgi romanlar size daha önce okumadığınız orijinal hikayeler sunar. Image bu güne kadar müthiş yenilikçi bilimkurgu hikayeleri yayımlamıştır. Dark Horse ve DC’ye ait bir yayıncı olan Vertigo gibi başka bağımsız çizgi roman şirketleri olsa da Image, türün kalesidir diyebiliriz. Image’ın başarısının sırrı üreticiyi destekleyen yayın politikasıdır. Valiant Comics ile ilgili yazıda o şirketin Marvel’dan ayrılan bir grup yazar ve çizer tarafından kurulduğu söylenmişti. Image da Valiant’dan üç yıl sonra, 1992 yılında, aynı şekilde kurulmuştur. O dönemde başarılı üreticilerin Marvel’ı terk etmesinin sebebi şirketin bastığı her çizgi romanın telifini elinde bulundurmasıdır. Bu durum DC de dahil olmak üzere pek çok çizgi roman yayınevinde aynıdır.

lazarus

Aralarında Spawn‘ın yaratıcısı Todd McFarlane‘in de bulunduğu yazar ve çizerler önce kendi küçük şirketlerini kurmuş, bu şirketler birleşerek Image’ı oluşturmuştur. Şirketin bastığı çizgi romanların teliflerini elinde tutmak yerine yalnızca kârdan payını alması ilerleyen zamanlarda başarılı üreticileri kendine çekmiştir. Bu üreticilerden en meşhuru Robert Kirkman olabilir. Sahibi olduğu Skybound ile Image’ın ortaklığında çıkardığı Walking Dead ve Invincible serileri kült seviyesine erişmiş, Outcast gibi yeni projelerin önünü açmıştır. Kirkman’ın bakış açısı Image’ı güzel özetler. Kirkman’ın çizgi romanları klişelerden faydalanıp onları çok farklı yerlere taşır, türlere kimsenin bakmadığı yerlerden bakar. Örneğin Invincible, süper kahramanların olduğu bir dünyada, en büyük kahramanın oğlunun babasının gölgesinden çıkma çabasını anlatır. Walking Dead ise zombi kıyametinin gerçekleştiği post-apokaliptik bir dünyada insanların zombilerden daha vahşi ve tehlikeli olabilmesi hakkındadır.

Çizgi roman dünyası için bir süre önce Kirkman’ın durduğu yerde bugün çarpık uzay destanı Saga’nın yazarı Brian K. Vaughan duruyor. Vaughan’ın ilk bağımsız serilerinden Y: Son Erkek, Sandman gibi başarılı seriler yayımlayan Vertigo tarafından basıldı. Post-apokaliptik bir bilimkurgu olan Y ile ünlenen Vaughan aynı yıllarda Runaways çizgi romanını yazdı. Marvel evrenine yeni bir bakış getiren çizgi roman Y kadar başarılı oldu. Marvel için (dilimize de kazandırılan) Doctor Strange: Yemin gibi hikayeler yazdıktan sonra Image’a geçip Saga’yı yazdı. Saga, son yılların en çok satan çizgi romanı oldu. Vaughan’ın son projesi 80’ler esintili bir çizgi roman olan Paper Girls. Okurların Stranger Things’e benzettiği çizgi roman yurt dışında oldukça beğeniliyor. Okuyucu, çokça bahsedilen Image Comics hakkında aydınlandıysa Lazarus ile devam edebiliriz. Ama önce dilimize kazandırılan Image serilerinden bazı önerilerimiz olacak:

  • Yürüyen Ölüler
  • Şeytani ve İlahi
  • Yeniden Doğuş
  • Periler Ülkesinden Nefret Ediyorum
  • Starlight
  • Chew
  • Saga
  • Kara Bilim
  • Spawn
  • Deadly Class

lazarus

Lazarus, Greg Rucka tarafından yazılan ve Michael Lark tarafından çizilen distopik bir bilimkurgu serisidir. 2013’ten beri yayımlanmakta olan seri 26. sayısı ile ara verdi. X+66 isimli 6 sayılık spin-off serisi tamamlandıktan sonra devam edecek. X+66’nın henüz 3 sayısı çıktı. Bu spin-off serisi Lazarus’un dünyasını derinleştirmek için her sayıda farklı bir hikaye sunuyor. Asıl seri kadar başarılı olmasa da yeterli seviyede olan serinin bitip, Lazarus’un devam etmesi okurlar tarafından bekleniyor. Yaratıcıları başlangıçta serinin 150 sayı sürmesini istediklerini ancak bu sayıyı yarıya düşürmeye karar verdiklerini açıkladı. Rucka ve Lark oldukça detaylı bir şekilde kurguladıkları dünyalarını okuyucuya anlatabilmek için Lazarus: Source Book adında iki kalın sayı yayımladılar. Çizgi romandan çok bir internet sitesi veya ansiklopedi gibi dizayn edilen sayılarda dünyamızın gelecekteki hali detaylıca anlatılıyor. Serinin her sayısının başında bulunan şu yazı çizgi roman hakkında bir fikir edinmenize yardımcı olabilir:

“Dünya artık siyasi veya coğrafi sınırlar yerine ekonomik sınırlarla bölünmüştür. Zenginlik güçtür ve bu güç yalnızca bazı ailelerin elindedir. İnsanlığın küçük bir bölümü, ailelere hizmet ettiği için onların umurundadır, kalanlar ise fazlalıktır. Her aileden bir kişi çocukluğundan itibaren eğitilir, her türlü teknoloji ile güçlendirilir ve hazırlanır. Bu kişi ailesinin kılıcı ve kalkanıdır, onların koruyucusu, onların Lazarus’udur. Carlyle ailesinin Lazarus’u Forever… Bu onun hikayesi.”

lazarus

Her şeyden önce Forever Carlyle‘den söz etmek istiyorum. Forever çizgi romanlarda görebileceğiniz en güçlü kadın karakter olabilir. Hayatı boyunca yüzleştiği fiziksel tehditlerin yanında psikolojik olarak çok yara almış, buna rağmen dik durmasını bilen biri. Onun hikayesini okuduğunuzda, “Wonder Woman da kimmiş!”, diyebilirsiniz. Zaten Greg Rucka güncel Wonder Woman dergisinin de yazarı. Çocukluğundan itibaren babası tarafından ailesinden koparılan, bir katil, casus, asker ve kumandan olarak yetiştirilen Forever, çizgi romandaki geleceğin sadece fazlalıklar veya hizmetkarlar için değil, aile üyeleri için de bir distopya olduğunu gösteriyor. Tamamı gri karakterlerden oluşan çizgi romanda sistemin başındakilerden birinin başına gelenler için üzülebilir, hayatı boyunca ezilen bir fazlalığa sinirlenebilirsiniz. Lazarus bu yönüyle insanlığın başına gelenlerin tek sorumlusunun kendisi olduğunu gösteriyor.

Çizgi romanı okurken bir an Godfather, bir an Game of Thrones başka bir an ise James Bond izlediğinizi düşünebilirsiniz. Lazarus aile entrikaları, iktidar mücadelesi, aksiyonun bir an bile düşmediği casusluk ve savaş sahneleri ile tüm bilimkurgu severlerin zevkine hitap ediyor. Buna rağmen bilim ve bilimkurgu her zaman hikayenin merkezinde. GOT’un fantazya için yaptığının aksine bilimkurguyu yalnızca bir arka plan olarak kullanmıyor. Carlyle ailesinin zenginliğinin sebebinin biyo-teknoloji olması ve Forever’ın başarısının biraz da bundan kaynaklanması bilimkurguyu hikayenin merkezine koyuyor. Bunun yanında karakterler müthiş bir şekilde işleniyor. Okurken iyi ve kötü tüm karakterlerle bir bağ kurabiliyorsunuz. Bu da size oldukça eğlenceli bir okuma deneyimi sunuyor. Carlyle ailesi diğer tüm aileler gibi sert ve vahşi bir yönetim olsa da aslında bu dünyada ayakta kalmaya çalışan bir aile olduklarını görüyorsunuz.

lazarus

Bu noktada Forever’ın babası ve ailenin reisi Malcolm‘dan söz etmek istiyorum. Kendisini başlarda diktatörvari bir lider, kızına soğuk davranan, onu kendinden ve ailesinden uzaklaştıran kötü bir baba olarak görüyoruz. Hikaye ilerledikçe tek amacının ailesini korumak olduğunu anlıyoruz. Ancak yazar klişelerden kaçıyor ve Malcolm’u iyi bir karakter yapmıyor. O hâlâ kötü bir adam, ortada bir distopya var ve o bu sistemin yaşamasını sağlıyor, fazlalıkları eziyor. Ama Malcolm’un iyi bir adam olmaması onunla bir bağ kurmamızı, başına bir şey gelmesinden korkmamızı ve ona üzülmemizi engellemiyor.

Lazarus’un dünyası siberpunk sevenlerin de ilgisini çekecektir. Michael Lark’ın müthiş çizimleri de bunu destekliyor. Çizimler bunun yanında duyguları yansıtmada oldukça başarılı. Ama çizim tekniğinin en çok işe yaradığı yer dövüş sahneleri. Dövüş sahnelerinin bu kadar başarılı olduğu çizgi roman sayısı iki elin parmaklarını geçmez. Lazarus her şeyin yanında bir büyüme hikayesi. Forever’ın çocukluğunu sıkça görmemiz onu daha iyi anlamamızı sağlıyor. Bir süper asker ve stratejist olsa da yaşının çok büyük olmaması ve dünyayı bizimle beraber tanıması Forever’ı kendimize yakın hissetmemizi sağlıyor. Karakterin babasıyla ilgili bazı şeyleri ilk kez öğrenmesini, ailesinden ilk kez kuşku duymasını ve ilk kez aşık olmasını görüyoruz. Bunlar oldukça sert bir hikaye olan Lazarus’u cıvıtmadan anlatıyor.

lazarus

Son bir detay olarak X yılından bahsetmek istiyorum. X, dünyanın bu hale gelmeye başladığı milat olarak kullanılıyor. Örneğin X+66 mini serisi X’ten 66 yıl sonrasında geçen hikayeler anlatıyor. X’in öncesinden bahsedilen sahneler X yılından çok uzakta olmayabileceğimiz hissiyatını uyandırıyor. Yazar, çizgi romanı yaratırken bizim dünyamızı güzel analiz etmiş. Yazıyı bitirirken ülkemizdeki yayınevlerine sesleniyorum. Yurt dışında kayda değer bir hayran kitlesi olan Lazarus kesinlikle dilimize kazandırılmayı hak eden bir eser. Amazon tarafından çekilecek dizi uyarlamasının yayınlanmasıyla ülkemizde de daha çok tanınacaktır. Lazarus’un yeni sayısının çıkmasını heyecanla bekliyoruz. Başka yazılarda görüşene kadar, mutlu kalın.

Yazar: Sadık Efe Sarıtunalı

Bilgisayarla fazla ilgilenir. Boş zamanlarında ise çizgi roman okur. Bir gram çizim yeteneği olmadığı için çuvalladığı çizgi romanlarından sonra en büyük hayali kendine bir çizer bulup çizgi roman yazarı olmak. En büyük tutkusu ise bilimkurgu.

İlginizi Çekebilir

elsewhere

Elsewhere: Bu Sırada Başka Bir Yerde

Hayatınızın bazı anlarında durup, acaba şu an başka bir yerde neler oluyor, diye düşünür müsünüz? …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin