Gelecekten Anılar, orijinal ismiyle “News From Nowhere” 1890 yılında William Morris tarafından kaleme alınmış ve 2002’de Ayrıntı Yayınları eseri dilimize kazandırmış. Bu baskısını bulmak zor ancak Say ve Kaos Yayınları tarafından orijinaline daha uygun (Hiçbir Yerden Haberler) isimlerle yayımlanan baskılarını kolaylıkla bulabilirsiniz. Benim fikrim bu ismin kitaba daha uygun olduğu yönünde.
William Morris, bilindiği üzere şair, desinatör, ressam, mimar, el sanatları ustası ve yayınevi sahibi, hayatını sanata ve çalışmaktan zevk almaya adamış biridir. Aynı zamanda mobilya, kumaş, vitray, duvar kağıdı tasarımlarıyla Sanatlar ve Zanaatkarlar akımına öncü olmuş bir endüstri tasarımcısıdır. Yaşadığı dönemde sanayileşmenin getirdiği toplumsal sorunlar üzerinde durmuştur. İngiltere’deki ilk sosyalistlerden biridir, döneminde ve çok sonrasında birçok insanı etkilemiştir.
Gelecekten Anılar’ı birlik üyeleri için yazmış ve 1890’ın Ocak ve Ekim ayları arasında Sosyalist Birlik’in Commonweal gazetesinde yayımlamıştır. Daha sonra kitap olarak bastığında yaptığı ufak tefek değişiklikler dışında ilk halini korumuştur. Hikayeyi doğup yaşadığı coğrafyada anlatır ve çoğunda yaşadığı yerlerden bahseder. Morris’in hayatını biraz araştırırsanız, öykünün neredeyse kurgulanmış bir otobiyografi olduğunu düşünebilirsiniz.
Kitap, 19.yy’ın sonlarında, yani sanayileşmenin ivme kazandığı dönemde yazılmıştır. Morris ise tam bir Orta Çağcıdır. Eskiyi sever ve doğaya olan bakışı, düşkünlüğü hayranlık uyandırır. Sanayileşmenin insanları kapitalist düzene daha da bağlayacağından korkar ki çok da haksız sayılmaz. Makineleşmenin getirdiği ilerleme, modernleşme ve gelişmenin, insanlığı bozuk düzene bağlayacağını öngörür. Ona göre hayatın özü insanın yaptığı işten zevk almasıdır.
Hayattaki hemen her problemin mülk edinme düşkünlüğü yüzünden çıktığını düşünmüş, “Mülkiyet olmazsa paraya ihtiyaç kalmaz; para olmazsa sınıf ayrımı olmaz.” mantığıyla hareket etmiş. Şöyle demiş:
“Adaletizlik yüzünden insanları ülkeye düşman eden zengin sınıf olmayınca nasıl suçlu sınıflarımız olabilir ki?”
Aklındaki yegane düşünce, efendi-işçi ilişkisini yok edip adaletli bir toplum oluşturmak.
William Guest bir gece evine döner, uyur ve kalktığında kendisini aynı yerde farklı bir zamanda bulur. Uykunun verdiği mahmurlukla en başta bunun farkına varmaz, evden çıkar ve etrafı inceler. Sonrasında Morris, hayal ettiği sosyalist dünyayı anlatmaya başlar. Önemle belirtmek isterim ki, anlattığı dünyanın sosyalist bir dünyadan çok anarşist bir dünya olduğu görüşündeyim.
Morris’in doğaya bakışı, eğitim sistemine eleştirisi, cinsiyet ayrımcılığına karşı çıkışı, eşitlikçiliği ve kanunlara karşı anarşist tutumu hayranlık verici. İnsanların yaptıkları şeylerin ancak ve ancak içten geldiği zaman anlamı olacağını düşünüyorum; baskı ve zorunluluk dahilinde yapılanların anlamsızlaştığı görüşündeyim. Morris de bu görüşüme paralel düşünüyor. Şunu da belirtmek gerek ki boş bir fikir atmıyor ortaya; yarattığı karakter -bence kendisi- gerçek diye tabir ettiğimiz dünyadan biri ve hayal ettiği dünyada yaşayanlarla karşıt görüşte, eleştirir pozisyonda duruyor. Karşı çıktığı birçok şeyinse mantıklı bir açıklaması ve olması gerektiğini düşündüğü şekli hikayede var. “Böyle olmamalı” diyip bırakmak yerine, olmamasını istediği şeylerin, aslında nasıl olması gerektiğini de anlatmış.
Kitaba kusursuz bir dünya bekleyerek başlamak hata olur. Okuyacağınız şey, doğaya dönüşü kurtuluş olarak gören bir sanatçının hayallerinin güzellemesi. Ayrıca Morris, bir başka ütopya olan Edward Bellamy’e ait Geçmişe Bakış’ı kendi ütopyasının tam zıttı olarak gördüğünü söylemiş ve bu romanın onun için bir distopya olduğunu belirtmiştir. Kitabı özellikle çok insani düşünceler ve değerler barındırdığı için zevkle okudum.
Aynı fikirde olun ya da olmayın, bu kitap okunmaya değer.
Hazırlayan: Canberk İleri