Bir çok insan hala bilimkurgunun işe yaramaz, değerlendirmeye değmez bir kaçış edebiyatı olduğunu düşünüyor. Doğru, bazı bilimkurgu eserleri sadece vakit geçirmek veya eğlendirmek için yazılmış olabilir; ama hepsi değil. Özellikle bilimkurgunun kaşıç edebiyatı olduğunu söyleyenlere J.R.R. Tolkien’in fantezi edebiyatı için kullandığı cevap verilebilir: “Kaçma ihtimali en çok gardiyanları telaşlandırır!” Bununla beraber iyi bilimkurgu eserleri okuyucusunu düşündürür, “eğer şöyle olursa, olsa veya olsaydı” sorularının cevaplarını merak ettirir ve dünyamıza yeni bir bakış açısından bakmamızı sağlar.
Bilimkurgu eserlerinden bir kısmı toplumu uyarmak için yazılmıştır. Bu eserler, yarattıkları toplumsal etkiye bağlı olarak sıklıkla normal edebiyat sınıfına sokulurlar. 1984, Fahrenheit 451, A Clockwork Orange (Otomatik Portakal) ve Brave New World (Cesur Yeni Dünya) gibi romanlar, bilimkurgu okuyan okumayan herkesten aynı saygıyı görmüştür. Bu kitaplar geleceğin distopik bir görüntüsünü ortaya koyarlar ve toplumu, anlattıkları geleceğe karşı uyarmaya çalışırlar. Böyle distopik bakış açısına sahip çok bilinmeyen başka bilimkurgu eserleri de vardır. Mesela, “Make room! Make room!” (Yer açın! Yer açın!), içinde 35 milyon aç insanın yaşadığı New York kentini anlatır. Amerikan toplumunun, nüfusun fazla artmasına karşı gelişen korkusunu yansıtır. Bir diğer distopik konu nükleeer kıyamettir. Canticle for Leibowitz’de Walter Miller, nükleeer savaş sonrası gelişen toplumu tasvir etmiştir.
Yelpazenin diğer tarafındaysa, görüşlerinin ne kadar çekici olduğunu göstermek için ütopya kavramını kullanan yazarlar vardır. Edward Bellamy, sosyalizmin ABD’de nasıl olacağını göstermek için Looking Backward’ı yazmıştır. Looking Backward’da geleceğe yolculuk eden kahramanımız, sınıf farklarının ortadan kalktığı 20. yüzyıl ABD’sinin ne kadar mutlu olduğuna tanıklık eder. Ütopyalar bilimkuguda bazı politik felsefeleri anlatmak için de kullanılmıştır. Robert Heinlein, The Moon is a Harsh Mistress’de liberal bir toplumun nasıl işleyebileceğini göstermek istemiştir. Ursula K. Le Guin de The Dispossessed‘de (Mülksüzler), Heinlein’ın kapitalist ütopyasına karşı hiç kimsenin mülkiyet sahibi olmadığı anarşist bir yaşamı tasvir etmiştir. “The Dispossessed”, aynı zamanda en önemli bilimkurgu romanlarından biri olmayı hâlâ sürdürmektedir.
Tabi toplumla veya politik konularla ilgili bilimkurgu eserlerinin hepsini ütopya ya da distopya seklinde sınıflandırmak mümkün değildir. Bazıları sadece, okuyucuyu içinde yaşadığı toplum hakkında düşünmeye ve sorgulamaya teşvik etmek için yazılmışlardır. Örneğin, Ursula K. Le Guin’in The Left Hand of Darkness‘i, toplum ve cinsiyeti konu alır. Neal Stevenson’un Zodiac, The Diamond Age ve Snow Crash romanları, bilimkurgunun bakış açısıyla günümüzün toplumsal sorunlarını irdeler.
Bazen bir fikire saldırmanın en iyi yolu onunla karşı karşıya tartışmak değil; onu insafsızca hicvetmek olmuştur. Bilimkurgu, neredeyse sınırsız olanak sağlaması sebebiyle, hiciv için mükemmel bir araçtır. Heinlein’ın Farnham Freehold’u beyazların köle olduğu ve özgürlükleri için mücadele ettikleri bir geleceği anlatır. Anthony Burgress, Clockwise Orange’da suçlulara karşı uygulanan adaleti hicvederken kişisel özgürlüğü vurgular.
Bilimkurgu, moral değerlerin sınırlarını görmek için de kullanılmıştır. Orson Scott Card’ın eserleri çoğu kez tüm toplumun menfaatleri için bir kişinin kendini feda etmesinin gerekliliği üzerinedir. Örneğin, Ender’s Game’de insanlığın geleceği 6 yaşındaki bir çocuğun ellerindedir. Pastwatch: The Redemption of Christopher Columbus’da bir uygarlık kendinden sonra geleceklerin iyiliğini garanti altına almak için kendini yok eder. Yine yazar The Worthing Chronicle’da, kendini feda etmeyi tekrar tekrar inceler ve sonunda kendini feda etmenin olmadığı bir insanlığın ilerleyemeyeceği ve durup tıkanacağı sonucuna varır.
Son tahlilde bütün bu eserler, bilimkurgunun sosyal ve politik konuları diğer edebiyat türleri için imkansız sayılabilecek bir çeşitlilikle ortaya koyabildiğini göstermektedir. Dolayısıyla bilimkurgu sadece genç erkekler için yazılmış bir kaçış edebiyatı değildir. Bilimkurgu, önemli konularla uğraşan ve toplumu etkileyebilen ciddi bir edebiyat türüdür.
Hazırlayan: Mycogen