Carl Sagan ve Isaac Asimov 1960’larda tanıştılar. Asimov otobiyografisinde “kafamda onu, teleskop’unun başında duran herhangi bir astronom figürü gibi yaşını başını almış biri olarak canlandırmıştım; fakat karşımda gördüğüm kişi 27 yaşında, yakışıklı, inanılmaz bir zekaya sahip genç bir adamdı.” şeklinde betimler. İkili 25 yıldan uzun süre iyi birer arkadaş olarak kaldılar. Asimov’un Carl Sagan’a yönelik ilk izlenimleri doğru çıkmış ve zamanla …
Devamını gör »Yeni Amerikan Bilimkurgusunun Karakteri Üzerine
Sinema teknolojisindeki yenilikler ve farklı boyutlara ulaşıp ucuzlayan teknik imkânların büyük etkisiyle, en gösterişli ve en politik sinema türü olan bilimkurgu hızla yükselişe geçti. Bu yeni bilimkurgunun her şeyden önce daha ‘inandırıcı’ olmaya çalıştığı tespitini yapabiliriz. Örneğin geçtiğimiz dönemin en iyi film listelerinin birçoğunda başlarda yer alan Gravity’nin temel özelliği simülatif bir film olmasıydı ve film izleyicilerine uzay boşluğunda olmayı etkileyici …
Devamını gör »Bilimkurguda Işıktan Hızlı Seyahat Yöntemleri
Bilimkurgu dediğiniz şey, özünde bir teşbih sanatı. Aslında geleceğe değil, bugüne dair öyküler anlatıyor. Bunu teknolojiyle süsleyip belli yerlerde biraz da abartı ekliyor, işlem tamam. Sanki bilmiyormuşsunuz gibi yazdım ama şuraya bağlamak istiyorum: Yazdığınız bilimkurgu uzayda geçiyorsa, bazı lojistik sorunları ortaya çıkıyor. Japonları Minbariler veya Rusları Klingonlar şekline büründürdükten sonra, kahramanlarımızın etkileşime girebilmeleri için o türlerin bulundukları yerlere Amerika’dan Japonya …
Devamını gör »Bir Bilimkurgu Klasiği: Star Trek (Uzay Yolu)
Artık bir efsane haline gelen Star Trek’in (Uzay Yolu) ABD’de ilk gösterildiği yıllarda izlenme oranı açısından son derece başarısız olduğunu ve izlenme sıralamasında ilk 50 arasına bile giremediğini belirtmek gerekiyor. Sonradan anlaşılan dahiler gibi Star Trek de hak ettiği değeri yayından kaldırıldıktan sonraki tekrar gösterimleri sırasında yakalamıştır. Star Trek’in fikir babası Gene Roddenberry’dir. Yazar ve yönetmen Roddenberry, 1960’ların başında umut …
Devamını gör »Evrensel Bir Avcı: Predator!
Predator, bilimkurgu sinemasında özel bir yeri olan, alt mesajları ile göze çarpan, ne varsa eskide var dedirten bir türdür. Savaşma yeteneğinden çok, ait olmadığı bir çevreye gösterdiği mükemmel uyum ve hayatta kalabilme becerisi ile dikkat çeker. İlkel ve evrensel bir ahlak ile kainatı dolaşmakta ve kendi yaşamını ortaya koyarak diğer türlere meydan okumaktadır. Öldürme içgüdüsü konusunda kendisinden hiç de aşağı …
Devamını gör »Ay’daki Türk Adları
İngiltere’de International Lunar Society‘nin kurucusu, British Astronomical Association Lunar Section‘ın başkanı, Royal Astronomical Society‘nin öğretim üyesi Dr. Hugh Percy Wilkins, 20 yıllık çalışmaları sonucunda Ay’ın o zamana kadar olan en iyi haritasını çıkardı. Wilkins, Ay’daki bazı krater ve sıradağlara Türk adları da verdi. İşte o Türk adları… Toros Sıradağları Ay’ın kuzey yarımküresinde ve sağ tarafta, 1647 yılında Hevelius haritasında gösterilen …
Devamını gör »Distopyacı, Fütürist, Vizyoner Bir Yazar: George Orwell
“Özgürlük ancak ve ancak insanlara duymak istemedikleri bir şeyi söyleyebildiğimizde bir anlam ifade eder…” 25 Haziran 1903 günü Hindistan’ın Bengal eyaletinde bir erkek çocuğu dünyaya gelir. Zengin bir İngiliz ailenin soyundan gelen babası, İngiliz İmparatorluğu’nun bu en büyük kolonisinde görevlidir. Burma’da yetişen annesi ise Fransız kanı da taşımaktadır. Doğduğunda verilen adıyla Eric Arthur Blair, daha bir yaşındayken annesi Ida onu …
Devamını gör »Kısa Bilimkurgu Filmi: State Zero
İnsan egosu, kültürümüzün şekillenmesinde belki de en önemli etmenlerden birisi. Bilimkurgu da maalesef bundan yer yer nasibini alıyor. İnsan türü, ana akım sinemada çoğunlukla ‘iyi taraf” olarak gösterilir. “Kötü taraf” olarak gösterildiğimiz bazı istisnai yapımlarda ise, sevgi, şefkat gibi “insansı” vasıflar taşıyan başka bir türün karşısında, bu özelliklerimizi kaybetmiş ve barbarlaşıp ruhsuzlaşmış bir tür olarak betimleniriz. Robotların dünyayı ele geçirdiği bir gelecek tasavvuru sunan …
Devamını gör »Sayın Türkçe Bilen Uzaylı Arkadaşlarımız…
1977 yılında NASA tarafından uzaya gönderilen Voyager uydularının asli iki görevi vardı: İlki başarabilirlerse haklarında çok az şey bildiğimiz Güneş Sistemimizdeki uzak gezegenlerle ilgili topladıkları verileri Dünya’ya göndermek. İkinci görevleri ise: İlk görevlerini tamamladıktan sonra Güneş Sistemi‘nin ötesi hakkında da bilgi sahibi olmamızı sağlamak amacıyla yıldızlararası bir yolculuğa çıkmak. İlk görevlerini başarıyla yerine getiren uydular, şu an ikinci görevleriyle meşguller. …
Devamını gör »Dyson Küresi ve Uzayda Yaşam Arayışı
Onlarca yıldır, SETI’de bulunan araştırmacılar evrende insandan başka diğer canlıların varlığına bir kanıt bulmak için gökyüzünü inceliyorlar. Birkaç kaynağı bilinmeyen gizemli sinyal dışında (1977’de alınan WOW sinyali gibi), araştırmalar pek bir şey bulamamıştır. Eğer zeki varlıklar varsa, neredeler? Neden onların radyo sinyallerini alamıyoruz? Acaba onlar bizim radyo sinyallerimizi alıyorlar mı? Muhtamelen oradalar, fakat biz asıl bakılacak yere bakmıyoruz. Belki de …
Devamını gör »