İsmail Yiğit

1982 Ankara doğumlu. Türkiye Bilişim Derneği’nin 2016 yılında düzenlediği bilimkurgu öykü yarışmasında “İhlal” adlı öyküsü üçüncülüğe seçildi. Fabisad'ın düzenlediği 2017 GİO yarışmasında “Satır Arasındaki Hayalet” adlı öyküsüyle öykü dalında başarı ödülü kazandı. İlgilendiği ana konular: Teknolojinin toplumsal inşası, sosyoteknik tasavvurlar, siber savaşlar, otonom silahlar, transhümanizm, post-hümanizm, asteroid madenciliği, dünyalaştırma... Ursula K. Le Guin, Philip K. Dick, Michael Crichton ve Kim Stanley Robinson, kalemlerini örnek aldığı yazarlar arasında. Parolası: “Daha iyi bir dünya pekâlâ mümkün!”

Soyu Tükenmiş Canlıları Yeniden Üretmek Etik mi?

dinozor

Başlığı okur okumaz eminim ki aklınıza meşhur bilimkurgu filmi Jurassic Park –ve ardından Jurassic World serisi- geldi. Bu filmlerde, fosilleşmiş sivrisineklerdeki dinozor kanı DNA’sı kullanılarak, soyları 65 milyon yıl önce tükenen dinozorlar genetik mühendisliği teknikleriyle yeniden hayata getiriliyordu. DNA molekülünün yarılanma ömrü (521 yıl) nedeniyle, bir fosil örneğinden sağlam DNA bağı elde edebilmenin teorik limiti 6.8 milyon yıl olarak hesaplanıyor …

Devamını gör »

Bilimkurgu Yazarları Kurgusal Dünyalarını Nasıl İnşa Ediyor?

Alastair Reynolds, Nnedi Okorafor, Ann Leckie, Becky Chambers, Kim Stanley Robinson ve M. John Harrison kurgusal dünyalar yaratırken neyin uygun olup olmadığını kendi pencerelerinden açıklıyorlar. Alastair Reynolds Revelation Space (Vahiy Uzayı) Evreni (2000-2018); Poseidon’un Çocukları Evreni (2012-2015) Benim dünya kurmaya bakışım biraz sahnedeki duman ve ayna efektleri gibi – sadece hikayeyi taşıyacak kadarına yer veriyorum, ne eksik ne de fazlasına. …

Devamını gör »

Bilimkurguda Plüton

1930 yılında keşfedilen Plüton, Güneş Sistemi ailesinin en uzak ve en küçük gezegeni sıfatını yıllar boyunca taşımıştı. 2006 yılında gezegenlik tacı elinden alınıp cüce gezegenliğe tenzil-i rütbe yapılsa da o halen çoğu kişi için gönüllerin gezegeni. Uluslararası Astronomi Birliğinin (International Astronomical Union) kriterlerine göre yıldızının etrafında dönmesine rağmen yörüngesinin civarını temizleyecek ölçüde güçlü kütle çekimine sahip olamayan gök cisimleri “cüce …

Devamını gör »

Bilimkurguda Neptün ve Uyduları

Güneş Sistemimizin yıldızımıza en uzak gezegeni Neptün (4.45 milyar kilometreyle Dünyanınkinin yaklaşık 30 katı), modern çağda gözlemlenmeden önce varlığı matematiksel denklemler tarafından öngörülen ve o denklemlere göre hesaplanarak konumu bulunan bir gök cismi olmasıyla bilim tarihinde önemli bir keşif öyküsüne sahip. Ancak bu öyküden bahsetmeden önce, bu buz devi gezegenin bazı fiziksel özelliklerini hatırlayalım. Neptün’ün keşif öyküsüne değindikten sonra da …

Devamını gör »

Bilimkurguda Uranüs ve Uyduları

Güneş Sistemi’nin yedinci gezegeni, büyük buz devlerinden Uranüs, keşif öyküsüyle bilim tarihinde önemli bir yere sahip. 1781 yılında William Herschel tarafından gelişmiş teleskoplar kullanılarak gözlem yoluyla keşfedilen gezegen, kadim çağlardan beri inanılageldiği üzere göklerin değişmezliği yargısını hükümsüz kılmasıyla bilimsel devrimi perçinlemişti. Bu yazımızda Uranüs gezegeninin fiziksel özelliklerine, bilimkurgu edebiyatında ve sinemasında gezegenin ve belli başlı uydularının nasıl işlendiğine değineceğiz. Uranüs’ün …

Devamını gör »

Bilimkurguda Satürn ve Uyduları

Güneş Sistemi’nin –Dünya haricinde- en güzel gezegeni hangisidir diye sorulsa, hemen hemen herkes “Satürn” diyecektir. Etrafını saran halkalarıyla Güneş Sistemi’nin mücevheri diyebileceğimiz Satürn, gelecekte uzay turizmi başladığında yörüngesinde kurulacak uydu otelleriyle hiç şüphesiz en gözde balayı mekanlarından biri olacak. Kadim çağlardan beri insanlar tarafından gözlemlenen ve mitolojide önemli bir yere sahip olan Satürn gezegeni, uyduları Titan ve Enceladus’ta yaşamın olası …

Devamını gör »

Bilimkurguda Jüpiter ve Uyduları

Devasa cüssesiyle Güneş Sistemi’nin en büyük gezegeni olan Jüpiter, bilhassa uyduları üzerinden bilimkurgu edebiyatında ve sinemasında en yoğun işlenen yerlerden. Bir zamanlar eski Yunan mitolojisindeki baş tanrı Zeus’un karşılığı olarak Roma mitolojisinde Jüpiter adıyla tapılan gezegen, zaman zaman başı boş dolaşan meteorları büyük kütlesinden ötürü kendi üzerine çekerek, adeta bir “kütle çekim süpürgesi” işlevi de görüyor. Tabii tam tersini yaptığı …

Devamını gör »

Bilimkurguda Asteroit Kuşağı

Güneş Sistemimizin en ilginç bölgelerinden biri de Mars ile Jüpiter arasındaki Asteroit Kuşağı. Bu bölgede sayıları milyonlarla ifade edilen pek çok asteroit bulunmakta. Bunların arasında çapı 1 km’den fazla olanların adedinin 1-2 milyon arasında olduğu tahmin ediliyor. Fakat bu muazzam sayılarına rağmen hepsinin kütlesini topladığımızda bile gezegenimizin biricik uydusu Ay kadar etmiyorlar. Örneğin aralarında en büyük olan ve 1801’de Giuseppe …

Devamını gör »

Raised By Wolves: Yoksa Yeni Bir Lost mu?

HBO Max kanalının gelecekte androidler tarafından gizemli bir gezegende yetiştirilen insan çocukları anlattığı yeni dizisi “Raised By Wolves” (Kurtların Yetiştirdiği) geçtiğimiz günlerde yayımlanan birinci sezon finaliyle ardında pek çok soru bıraktı. RBW, uzun bir süredir ekranlarda sadece yeniden çekimler ve uyarlamalar izlemeye alışmış bilimkurgu izleyicileri için orijinal hikayesi ve vizyoner konusuyla başlangıçta oldukça taze bir deneyim sunmuştu. Üstelik dizinin yapımcıları …

Devamını gör »

Bilimkurguda Venüs

Güneş Sistemi’nde fiziksel büyüklük bakımından Dünya’nın ikizi olan Venüs, uzunca bir süredir robotik keşif seferleri Mars’a yoğunlaştığı için gündemde geride kalmıştı. Fakat geçtiğimiz günlerde atmosferinde bulunan fosfin molekülleri, gezegende yaşam olabileceğine dair önemli bir kanıta işaret edince Venüs yeniden bilim dünyasının radarına girdi. Gökyüzünün Güneş’ten ve Ay’dan sonra en parlak cisim olması nedeniyle eski çağlardaki insanlar tarafından “Aşk ve güzellik …

Devamını gör »