İktisatta temel bir kural vardır: Arzlar talebe göredir. Yani, toplum neyi isterse üreticiler de onu üretir. İş olarak görülen her alanda bu böyledir. Elbette televizyonculukta ve sinemada da. Bu bağlamda düşünülecek olursa, Türk televizyonlarında neden şöyle doya doya izlenebilecek bilimkurgu, korku, fantastik veya aksiyon tarzında dizi olmadığının yanıtı da bu kanunda saklıdır. Çünkü talep yok. Evet, sosyal medya başta olmak …
Devamını gör »Karanlık Bir Yolculuk: Donnie Darko
John Hughes… 80’li ve 90’lı yıllarda aile ve gençlik filmleri denince akla onun adı gelirdi. 2009 yılında kaybettiğimiz bu değerli senarist ve yönetmen, Uncle Buck, The Breakfast Club ve Home Alone gibi filmlerle gençlerin ve çocukların dünyasını yetişkinlere taşıdı. Ancak onun filmleri, gençleri anlayan bir yetişkinin gözündendi. Gençlere ve çocuklara sevimli bir sinematik dille öğütler veriyordu. 1999 yılında ise American …
Devamını gör »Tom Cruise’tan Marvel ve DC’ye: Ben Tek, Siz Hepiniz!
2000’li yılların başında, Japonya başta olmak üzere Uzak Doğu sinemasının Amerikan uyarlamaları (The Ring, The Departed) veya eskiden yayımlanmış filmlerin orijin öyküleri (Casino Royale, İkinci Star Wars Üçlemesi) ya da gerçek olaylardan uyarlama öykülerin anlatıldığı filmler dışında Hollywood adeta tıkanmıştı. O dönemde herkes Hollywood’un konuları tükettiğini ve özgün senaryo bulamadığını söylüyordu. 2005 yılında Christopher Nolan, Batman Begins filmini çekti ve …
Devamını gör »Brit Marling: Özgün Bir Bilimkurgu Dili
Sinemada en zor iş bir dil oluşturmaktır. Neredeyse 150 yıllık sinema tarihinde çok azı kendi dilini oluşturmayı başarabilmiştir. Yönetmen, senarist, görüntü yönetmeni veya kurgucu; sinemanın hangi öğesiyle uğraşıyor olursa olsun, yaptıkları işi izlemeye başladığınız daha ilk andan itibaren anlarsınız. Dil oluşturmak bir yetenektir ve yetenekten de öte, tamamen kendinize ait ‘anlatacaklarınız’ olmasını gerektirir. İşte, bu kendi dilini oluşturmayı başarmış olanlardan …
Devamını gör »Matrix ve Terminator: Doğru Formülü Bulmak
Yeniden çevrim filmlere imza atmak ya da uzun zaman önce bitirilmiş bir seriye devam etmek her zaman yapım şirketlerinin para hırsı dolayısıyla olmayabiliyor. Örneğin 2008 yılında Steven Spielberg, Indiana Jones filmlerinin dördüncüsünü hayranlarından gelen yoğun istekler sonucunda çektiğini beyan etmişti. Giderek ilerleyen görsel efekt teknolojisi ile yeni nesil bir Indiana Jones filminin muhteşem olacağını düşünen serinin hayranları, Spielberg’e her fırsatta dördüncü bir …
Devamını gör »The Postman ve Waterworld: Haksızlık mı Edildi, Az Bile mi Yapıldı?
Kevin Costner… 18 Ocak 1955 Kaliforniya doğumlu oyuncu, yapımcı ve yönetmendir. Sıkı bir western hayranıdır. Kariyerindeki filmlerin ve dizilerin önemli bir bölümü western türündedir. Amerikan kültürünün her şeyine aşık bir adamdır. Hatta şu anda sinema uğraşısı dışında ‘Modern West‘ adlı bir country grubunun da gitar ve vokalidir. Kimi yönetmenler vardır, Oscar aldıktan sonra tabiri caizse rahatlar ve artık ödüle değil …
Devamını gör »Bize Çocukluğumuzu Armağan Eden Adam: Joe Dante
80’ler ve 90’lar kuşağı, TV ve video kuşağıdır. Aksiyon, komedi ve elbette bilimkurguyu videolardan izlediği filmlerle öğrendi bu kuşak. Dolph Lundgren, Sylvester Stallone, Arnold Schwarzenegger ve Bruce Lee gibi yıldızlara kasetlerden, tüplü televizyonlardan izlediği filmlerle hayran oldu. Steven Spielberg, George Lucas gibi yönetmenlerin sanatlarını kasetlerden izledi. TV’de dönüp dönüp yayımlanan filmleriyle yerli yıldızlardan Cüneyt Arkın’ı, Kemal Sunal’ı, Kartal Tibet’i tanıdı. …
Devamını gör »Event Horizon Filmine Dair İlginç Bilgiler
Kariyerine Shopping adlı düşük bütçeli bir macera filmi ile başlayan yönetmen Paul W. S. Anderson, Mortal Kombat adlı video oyununun sinema uyarlaması ile gişede patlama yapar. Kariyerinde bir de korku filmi istiyordur. 1996 yılında, perili ev konusuna farklı bakış açısı getiren bir senaryo üzerinde çalışmaya başlar. Malikanede yaşayan zengin ama mutsuz bir adam, geçirdiği bir kalp krizi sonucu kısa süreliğine …
Devamını gör »James Bond ve Bilimkurgu
“Bond… James Bond!” 1952 yılında Ian Fleming tarafından yaratılan hayali roman karakteri, MI6 ajanı James Bond kendini daima böyle tanıtır: “Bond, James Bond.” Peşinde olduğu insanlara bile kendini gerçek adıyla tanıtacak kadar cüretkâr ve hatta biraz da pervasızdır. Yakışıklı, kibar ve karizmatiktir. Kadınlara ve içkiye düşkünlüğü vardır. Ancak, asla zaaflı değildir. Uzun boylu, atletik ve çok zekidir. Dönemin ‘İngiliz Beyefendisi’ …
Devamını gör »