Teknolojinin Önlenemez Yükselişi: Almost Human

Teknolojinin görkemli yükselişini hayranlıkla izleyenler ve organik olmayan akıllı varlıkların hayaliyle kendinden geçenler için hazırlanmış ilaç niyetine izlenebilecek bir dizi: Almost Human.

Karl Urban, Michael Ealy, Mackenzie Crok, Lili Taylor, Minka Kelly gibi önemli oyuncuların rol aldığı, pek çok başarılı işe imzasını atmış J. H. Wyman’ın senaryosunu üstlendiği ve J.J. Abrams ile birlikte yaratmayı başardığı Almost Human polisiye bilimkurgu türünde bir dizi. Senaristinin düş dünyasından süzülüp gelen ilgi çekici öngörüleriyle türün sevenleri tarafından beğenilen dizinin merkezinde ise en temel anlamda robot yaratısını görüyoruz.

almost-human

Almost Human, 2048 yılında teknolojinin önlenemez yükselişiyle birlikte en başta terör olmak üzere, uyuşturucu ve silah satışlarının kontrolden çıktığı, polis güçlerinin çeşitli yapılanmalar tarafından ezildiği bir geleceği tasvir ediyor. Suç oranının %400 arttığı 2048 yılında her polis bir androidle çalışmak zorunda. Dizi, teknolojik üstünlük bakımından hiç de altta kalır yanı olmayan terör grupları karşısında iç güvenlik teşkilatının tek çaresinin yeni nesil robotik polisleri saflarına katmasını anlatıyor. Kısacası onların destekleriyle yürüttükleri operasyonlarda ölüm ve yaralanma riskini en aza indirgemek üzerine kurulmuş bir sistemden bahsediyoruz.

Dizi, polisiye olay örgüsü üzerinden yürürken, bağımsız bölümlere ayrılmış başarı odaklı senaryosu nedeniyle olumsuz eleştirilerin hedefi olmaktan kurtulamamış. İstisnasız her bölümde kötü insanların alt edilmesi, yapılan eleştirileri haklı kılar nitelikte görünüyor. Açılış sahnesi Dedektif John Kennex’in (Karl Urban) pusuya düşürülmesiyle başlıyor. Çatışma ortasında MX denilen robot polisten yardım istenmesi sonucunda, robotik polisin çeşitli ihtimalleri sıraladıktan sonra yardım isteğini geri çevirmesini izlediğiniz anda, bu dizinin önemini daha iyi anlayacaksınız.

Dedektif  Kennex’e eşlik etmek için verilen MX robotlarının tam zamanlı itaatkâr ve hatasız oluşu sizin de tahmin edeceğiniz nedenlerden ötürü Kennex’i zor durumda bırakır. Dedektifin, teşkilatın tedavülden kaldırdığı DRN modeli olarak bilinen Dorian isimli robotu kendisine arkadaş olarak kabul etmesi, akıllı robotların günlük hayatımızdaki işlevi ve varoluşsallığı üzerine düşünmemize neden oluyor. İnsanlarla duygudaş olabilen DRN serisi Dorian robotunun daha insansı olmasından dolayı hataya düşme ihtimali de bir o kadar artıyor. Dorian, tıpkı bizler gibi moral bozucu olaylar yaşadığında öfkeleniyor ya da hüzünleniyor. Mekanik özellikleri MX’lerle aynı olmasına rağmen, insan gibi düşünme yetisi kazandırılmış Dorian robot, elbette dedektifin sevgisini kazanmayı da başarmış görünüyor.

Toplamda 13 bölümle hayata tutunabilen dizinin bölümlerini ayrıntılı incelediğinizde öngörülen teknolojik araçları izlemek bilimkurgu hayranlarını mutlu edecektir.

Kötülüğün Sınırları Yeniden Çiziliyor

Tek bir cihazla tüm robotik polisleri devre dışı bırakan bir makine, polis teşkilatını korkutmaya yetiyor. Sahiplerini anlayabilen, onlara duygusal tepkiler vermekte hiçbir güçlük çekmeyen seks robotlarının yakın gelecekte belireceklerini bilmek yepyeni sosyolojik çıkarımların doğmasına sebep olacak gibi. Başka bir sahnede beliren akıllı uyuşturucuların piyasa sürüleceği ihtimali sizleri de ürkütecektir. Öyle ki yasal sınırlar içinde kullanılması öngörülen bu maddelerin bilgisayar kodlarıyla kişinin genetik yapısına uygun bir biçimde düzenlenmesi fikri çok iyi işlenmiş.

Beni en fazla etkileyen olay ise holografik otopsi sahnesiydi. Ölmüş kimselere ait her türden bilginin bir işlemciye kayıt edildiği ve dilendiği vakit otopsi koşullarının yeniden yaratıldığı bu sistemin sizleri de cezbedeceğine inanıyorum. Teknolojinin hızla gelişmesi her daim yararımıza olamaz değil mi? Günümüzde bu gelişmişliğin çok ama çok büyük bir bölümünün sömürge toplumlar yaratmak amacıyla uygulamaya konulduklarını biliyoruz. Dizideki gelecek tasvirinde de benzer gerçekliğe bağlı kalınmış. İnsan klonlama, yüz değiştirme cihazları, bedenin şeklini alabilen sentetik uzuvlar, bedensel aktivitelerin anlık görülmesini sağlayan araçlar, anı hatırlatmaya ya da sildirmeye yarayan ara yüzler ve daha fazlası Almost Human içine serpiştirilmiş fikirlerden sadece birkaçı. Ayrıca dizinin öngörüsüne göre gelecekteki insanların bir kısmı gerçek birer siborg’lara dönüşecek.

Filmin ilk sezonunda yanıt vermediği ya da yanıt vermeye fırsat bulamadığı iki konuya da değinmek istiyorum: Şehri bölen duvar ve Chrome denilen ölümsüz insanlar. Kim bilir belki 2. sezon onayı almış olsaydı Chrome’larla ilgili daha fazla bilgi sahibi olabilirdik.

Unutmadan, dizide resmedilen şehrin akşam ve gece görüntüleri Blade Runner filminden esinlenilmiş gibi görünüyor. Ayrıca robotların çalışma prensiplerini izlerken her ne kadar adı geçmemiş olsa da Asimov ve 3 robot yasasından belirgin izler bulacağınızı belirterek iyi seyirler diliyorum.

Yazar: Varlık Ergen

sabaha karşı başlamış bir doğumun eseriyim_ cennet bahçelerinden düşenlerdenim bir de- parçalanmış benliklerimin gölgesinde bir bireymiş gibi yaşıyorum_ tuzlu suyun yakınlarında olmak şanslı kılıyor beni- #ModelEvren #Sinestezi #KaraDua varlikergen.com -yazar-okur-seslendirir-

İlginizi Çekebilir

Star Wars: The Force Awakens

Star Wars: The Force Awakens

27 Mayıs 1977 tarihinde vizyona giren bir filmle birlikte sadece sinema endüstrisi değil, içinde yaşadığımız …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et