IsaacAsimov

Isaac Asimov: 2014 Dünya Fuarı’na Ziyaret

1964’te New York Times için bir makale kaleme alan Isaac Asimov, 50 yıl sonrasının dünyasını hayal etmeye çalışmıştı. O yılki Dünya Fuarı’na katılan ünlü yazar, termonükleer savaşın kıyısında dolaşan bir dünyada yaşamasına rağmen optimist görüşlere sahipti. Asimov, teknolojinin ilerleyeceğini, insan nüfusunun artacağını ve hem denizlerin hem de uzayın sınırlarını keşfedeceğimizi ve kendi yararımıza kullanacağımızı tahmin etmişti. İşte Asimov’un dünyaca ünlü o makalesi…

2014 Dünya Fuarı’na Ziyaret

1964 Dünya Fuarı ‘’Uzlaşma Yoluyla Barış’’ konusu üzerine gerçekleştirildi. Fuarda, termonükleer savaşın olmadığı bir gelecek hayali kuruluyor. Neden olmasın? Eğer bir termonükleer savaş olursa zaten üzerinde tartışabileceğimiz bir gelecek de olmayacak. Madem öyle, biz de füzeleri sonsuza dek uykuya yatıralım ve atomize edilmemiş bir gelecek dünyasında neler olabileceğine bakalım.

En azından Fuarda benimsenen bakış açısına göre gelecekte bizi güzel şeyler bekliyor. İnsanlığın izlediği yol neşe dolu bir umutla ele alınıyor, en çok da General Electric Fuar standında. Bu standda, hareket ve konuşma becerileri ile sanki canlı gibi davranan eğlenceli mankenler izleyicileri dört sahne boyunca yolculuğa çıkarıyor ve onları, bir buçuk dakika içinde kendilerinin de birer canlı olduğuna ikna ediyorlar.

1900,1920, 1940 ve 1960 yıllarında gerçekleştirilen bu sahneler, elektrikli aletlerde ne derece ilerlendiğini ve yaşayanların hayatlarına ne gibi değişiklikler getirdiklerini gösteriyor. Çok ama çok beğendim, sadece sahnelerde geleceğin işlenmemesi biraz üzdü beni. Mesela, bundan 50 yıl sonra, 2014 yılında hayat nasıl olurdu? 2014 yılında düzenlenen Dünya Fuarı nasıl bir şeye benzerdi?

Bunun cevabını bilmiyorum, ama en azından tahminde bulunabilirim.

timessquare

Aklıma gelen düşüncelerden biri, örneğin, insanlığın kendi ihtiyaçları için daha uygun bir çevre yaratana kadar doğayı sömürmeye devam edecek olmasıdır. 2014 yılına gelindiğinde, elektrotromine panolar kullanılmaya başlanacak. Tavanlar ve duvarlar hafif ışıklarla aydınlanacak, sadece tek bir tuş ile farklı farklı renkler kullanılabilecek.

Pencerelerin modası geçecek, eğer kullanılmaya devam edilirlerse bile yakıcı gün ışığını engellemek için polarize edilmiş olacaklar. Belki de camların opaklık derecesi ışığın yoğunluğuna göre otomatik olarak değişecek şekilde ayarlanabilecek.

Fuarda geleceğin simgesi olarak adlandırılan bir yeraltı evi bulunuyor. Bu evin pencereleri polarize edilmemiş olsa da, ışıklandırmalardaki değişikliklere göre manzaraları da değiştirebiliyor. Sıcaklığın kolayca kontrol edilebildiği, hava değişikliklerinden etkilenmeyen, temiz havanın bulunduğu ve ışıkların ayarlanabildiği yeraltı banliyö evleri de oldukça yaygınlaşacaktır muhtemelen.

Alet edevatlar, insanları yorucu işlerden kurtarmaya devam edecek. Mutfak aletleri ‘’otomatik yemek’’ yapabilecek şekilde tasarlanacak. Bu mutfak aletleri suyu ısıtıp kahveye dönüştürecek, ekmek kızartacak, soyulmuş, doğranmış, haşlanmış yumurtalar hazırlayacak ve hatta önümüze ızgara et bile koyacaklar.

Kahvaltılar bir gece önceden, ertesi sabaha hazır olmak üzere ‘’sipariş verilecek’’. Öğle ve akşam yemekleri, ısıtılmaya hazır şekilde dondurucuda saklanacak. Fakat 2014 yılında bile mutfakta bir buzdolabı bulunması akla yatkın gibi, çünkü özellikle misafirler geldiğinde yemekleri elde yapmak gerekebilir.

ces5

Robotlar 2014’te ne çok yaygın olarak kullanılacak ne de çok kullanışlı olacaklar. Fakat var olacaklarından kuşkum yok. IBM’nin fuar standında hiç robot bulunmuyor. Onların yerine büyüleyici karmaşıklığa sahip bilgisayarlar yer alıyor, özellikle de Rusçadan İngilizceye çeviri yapabilenler. Makineler günümüzde bu denli akıllıyken, 50 yıl sonra yapamayacakları şey kalır mı ki? Çok küçük boyutlarda öyle bilgisayarlar tasarlanacak ki, robotların ‘’beyni’’ olacaklar. Aslında, 2014 Dünya Fuarı’ndaki IBM binasında anlattığımız robotların ilk örneği bulunuyor olabilir. Hizmetçi boyutunda, sakar, yavaş hareket eden ama ortalığı toplayabilen, düzenleyebilen, temizleyebilen ve çeşitli aletleri kullanabilen bir robot bu. Hiç kuşkusuz fuara gidenler eğlenmek için etrafa çöp atacak ve hantal robotun çöpleri temizlemesini izleyecekler. Böylece robotun da bir çöp mü yoksa kullanışlı bir alet mi olduğunu test etmiş olacaklar. Ayrıca bahçe işleri için tasarlanmış robotlar da fuarda yerlerini alacak.

2014 Dünya Fuarı’nda General Electric, kendi tasarladıkları robot hakkında 3 boyutlu bir film gösterime sunacak: Tertipli düzenli ve tüm temizlik işlerini istenilen zamanda yapan ‘’geleceğin robotu’’. Tabii filmi izlemek için 3 saat sıra beklemek gerekecektir, çünkü bazı şeyler hiç değişmez.

2014 yılında, radyoizotoplar ile çalışan uzun ömürlü bataryalar kullanılacağı için aletlerde elektrik kabloları olmayacak. İzotoplar, füzyon santrallerinin yan ürünleri olacağından fazla pahalı olmayacak. 2014 yılına gelindiğinde bu santraller, insanlık için gerekli olan enerjinin yarısından fazlasını sağlıyor olacak. İzotop bataryalarının ömrü dolduğunda ise sadece üretici firmaların yetkili kişilerince imha edilebilecek.

2014 yılında bir ya da iki deneysel füzyon enerjisi santrali olacak. Bugün bile, küçük çapta ama gerçek füzyon patlamaları General Electrics’in 1964 yılı fuar standında sık sık gerçekleştiriliyor. Kocaman güneş enerjisi istasyonları birçok çöl veya yarı çölde kullanılıyor olacak. Örneğin; Arizona, Negev, Kazakistan gibi… Daha kalabalık, bulutlu ve dumanlı bölgelerde güneş enerjisi daha az kullanılacak. 2014 yılında bir sergide uzayda kullanılan güç istasyonlarının gösterimi olacak, bu istasyonlar güneş ışınlarını parabolik odaklanmayı sağlayan büyük aygıtlarla toplayacak ve Dünya’ya yansıtacak.

super-maglev-train

50 yıl sonra dünya daha da küçülmüş olacak. 1964 Fuar’ında, General Motors’un sergilerinde kullandığı tasvirler arasında; uzun otobüslerin kendilerine özel yollarda gittiği kalabalık otobanlar ve tropikal bölgelerde ‘’yol yapım fabrikaları’’ da bulunuyor. Çok büyük olasılıkla otobanlar, en azından dünyanın en gelişmiş bölgelerinde, 2014 yılına gelindiğinde artık vadelerini doldurmuş olacak, ulaşımın yüzeyle bağlantısı kesilecek. Tabii ki uçaklar olacak, fakat yeryüzü seyahatleri bile en azından 30-60 santim havada gerçekleşecek. 1964 Fuarına gidenler bir su taşıtına binip etrafı gezebilirler. Bu araç, dört ayağı ile kendini kaldırıp minimum sürtünme ile su üzerinde kayarak ilerliyor. 2014 yılında ise bu dört ayağın yerini, dört tane basınçlı hava ile çalışan jetler alacak. Böylece araç, sıvı ya da katı ortamlara hiç yaklaşmayacak bile.

Basınçlı hava ile çalışan jetler otobanlardaki araçları da uçuracak, böylece kaldırım sorunları da minimuma inecek. Yumuşak topraklar veya düz çimenlik alanlar kaldırım görevini görebilecek. Köprülerin önemi kalmayacak, çünkü araçlar jetler ile birlikte suyun üzerinden geçebilecek. Fakat yerel yasalar bunlara biraz engel olabilir.

Araçları ‘’robot beyinli’’ olarak tasarlamak için çok çalışılacak. Bu araçlar, insan sürücülerinin o yavaş refleksleri olmadan belirlenen duraklara kendileri gidecekler. Bence 2014 Fuarının gözdelerinden biri de, bir metre yukarıda kalabalıklar halinde fakat birbirlerine çarpmadan düzenli ve otomatik şekilde hareket eden küçük robot arabalarla yapılan sürüşler olacak.

Kısa mesafeli seyahatler için, hareket eden kaldırımlar (her iki tarafında banklar ve ortasında da ayakta durulan bir alan olacak) şehir merkezlerinde kullanılmaya başlanacak. Trafik halen daha devam edecek; tüm park alanları yol güzergâhı dışında olacak ve kamyon teslimatlarının %80’i şehir sınırlarının belli noktalarına yapılacak. Şehrin çeşitli bölgelerine basınçlı hava tüpleri ile eşya ve malzeme taşınacak. Sevkiyatların ulaştırılacakları yerlere göre yönlendirilmesini sağlayan yönlendirme araçları şehrin harikalarından biri olacak.

Skype-Android-tablet1

İletişim görüntülü olarak sağlanacak ve telefonda konuştuğunuz kişiyi aynı zamanda görebileceksiniz. Ekran sadece insanları görmek için değil, ayrıca dosya ve fotoğraf incelemek, kitaplardan parçalar okumak gibi şeyler için de kullanılabilecek. Eş zamanlı uydular sayesinde dünya üzerindeki herhangi bir yeri direkt arayabileceksiniz, Antarktika’daki hava istasyonlarını bile.

Bunlar sayesinde, Ay’daki kolonilerde yaşayan insanlara ulaşabileceksiniz. General Motors bununla ilgili, daha model aşamasında olan büyük yumuşak lastikli etkileyici araçlar sergilemişti. Bu araçların tasarım amacı uydumuzda olabilecek engebeli arazilerde rahatça gezinebilmek.

Dünya ve Ay arasında kurulan sayısız eş zamanlı iletişim, uzayda rahatça kullanılabilen modüle edilmiş lazer ışınları sayesinde kusursuzca gerçekleştirilebilecek. Fakat dünyada, lazer ışınlarının çevreden etkilenmemesi için plastik borular içerisinden geçirilmek zorunda kalacak. Mühendisler 2014 yılında hala bu sorunu çözmekle uğraşıyor olacaklar.

Ay ile kurulan iletişim çok az da olsa kusursuz olmayacak; mesaj ile cevap arasında 2,5 saniye geçmesi gerekiyor. (Işığın ulaşım süresi) Benzer konuşmalar Mars ile de yapılacak, Mars’a en yakın olduğumuz konumda bile 3,5 dakika gecikme ile iletişim kurabileceğiz. Fakat 2014 yılında, sadece insansız uzay araçları Mars’a ayak basabilmiş olacak. Yine de içinde insan bulunan bir yolculuk çalışmaları da yapılmaya devam edecek.

kid-active-3d-glasses-750x465

Televizyona gelince, duvar ekranları şu anda kullandığımız televizyon setlerinin yerini alacak. 3 boyutlu görüntüleri mümkün kılan saydam kutular da sahneye çıkacak. Açıkçası, 2014 Dünya Fuarı’nda sergilenecek olan popüler sergilerden biri de sanki canlı sergileniyormuş gibi bale gösterilerinin izleneceği 3 boyutlu televizyonlar olacak. Kutular, sahneleri her açıdan görebilmemiz için dönüp duracak.

Heyecan verici bu gelecek tahminlerini gittikçe çoğaltabiliriz, ama her şey tozpembe değildir.

1964 Fuarında General Electric sergisine girmek için sırada beklerken, Equitable Life’ın iç karartıcı tabelasına bakıyor buldum kendimi. 191 milyonun üzerindeki Amerika nüfusunun her 11 saniyede 1 arttığını gösteriyordu. General Electric standında geçirdiğim vakit süresince, Amerika nüfusu yaklaşık 300, dünya nüfusu ise yaklaşık 6000 artmıştı.

Demedi demeyin, 2014 yılında muhtemelen dünya nüfusu 6,5 milyar, Amerika nüfusu da 350 milyon olacak. Yüzölçümleri ele alınınca dünyanın en kalabalık bölgeleri olan Boston-Washington arası tek bir kent olacak.

Nüfustaki artış, çöl ve kutup bölgelerinde yerleşimlerin artmasına neden olacak. Bazı sonuçları da düşünülürse belki de en cesaret verici olanı ise, 2014 yılında kıta sahanlıklarının yerleşime açık olması olacak. Su altı evleri su sporları sevenlerin ilgisini çekecek ve hiç şüphesiz okyanuslardaki yiyecek ve mineral kaynaklarından daha etkili biçimde yararlanılacak. General Motors, 1964 Fuarındaki sergisinde deyim yerindeyse ‘’ağız sulandıran konfor’’ olarak adlandırabileceğimiz bir su altı oteli maketi sergiliyor.

Tarım gitgide zorlaşacak ve daha verimli mikro organizmalara yönelen çiftlikler kurulacak. Çeşitli lezzetleri olan işlenmiş maya ve yosun ürünleri tüketilebilecek. 2014 Fuarı’nda bir Yosun Bar bulunacak. Bu barda yalancı hindi ve yalancı etler servis edilecek. Pazarlık yeteneğiniz varsa çok da kötü bir durum değil bu. Fakat böyle bir yenilik için dikkate değer bir psikolojik direnç gerekecek.

metrobüs

2014 yılına gelindiğinde, teknoloji nüfus artışına çok yoğun çalışmalar sonucunda kısmen ayak uydurabilecek. Dünya nüfusunun hepsi bu hilekâr geleceği dört gözle bekliyor dersek yanılmış oluruz. Bugünkünden daha büyük bir kesim pek çok şeyin yokluğunu çekecek. Belki bugünkünden daha zengin olacaklar, ama dünyanın ileri seviyedeki kesimlerinin arkasında kalacaklar. Nispeten geri gitmiş olacaklar diyebiliriz.

Bu durum denetim altına alınmazsa, teknoloji de artık nüfus artışına ayak uyduramayacak. 1964 Manhattan’ını düşünün; geceleri bir mil kare başına düşen insan sayısı 80,000, gündüzleri ise 100,000’in üzerinde. Sahra çölü, Himalaya dağları, Grönland, Antarktika ve okyanus tabanın en dip çukurları dahil tüm dünyayı Manhattan’ın gündüz hali olarak düşünün; şüphesiz siz de böyle bir nüfusu ayakta tutabilmenin bir yolu olmadığını anlardınız.

Dünya nüfusu şu anda 3 milyara yakın, her 40 yılda bir iki katına çıkıyor. Eğer bu nüfus artışındaki katlanma denetim altına alınmazsa, Manhattan Dünyası 500 yıl içinde gerçekleşecek demektir. Tüm dünya 2450 yılına gelindiğinde tek bir bölgeye sıkışmış bir Manhattan olacak. Gerçi toplum, bunlar olmadan çok önce zaten yıkılmış olacaktır.

Bunu önlemenin sadece iki yolu var: 1- ölüm oranını arttırmak; 2- doğum oranını düşürmek. Hiç şüphesiz, 2014 Dünyası ikinci yöntemde karar kılacaktır. Gerçekten de, zayıf kalp ve böbreklerin, bozulmuş sinirlerin yerini alan ve sertleşen damarların onarımında kullanılan mekanik cihazlardaki artış, ölüm oranını daha da düşürecek ve dünyanın bazı bölgelerinde ortalama yaşam süresini 85’e çıkaracaktır.

Bunun sonucunda, doğum kontrolünün makul ve insani yöntemlerle yapılması konusunda dünya çapında bir propaganda yayılacak ve bu propagandanın 2014 yılına gelindiğinde ciddi etkileri olacak. Nüfus artış hızı yavaşlatılmış olacak, fakat bunun yeterli ölçüde olacağını pek sanmıyorum.

Bunlardan yola çıkarsak, 2014 Dünya Fuarındaki en önemli sergilerden biri; Dünya Nüfus Kontrol Merkezi’ndeki ders, film ve belgesel gösterimleri olacak. (Sadece yetişkinler için, gençler içinse özel gösterimler yapılacak.)

Depression-1

Bu durum, otomasyondaki ilerlemeler neticesi ile çok daha ciddiye binecek. 2014 Dünyası’nda, robotların insanlardan daha işlevsel olarak yapamadığı çok az iş olacak. Bunun sonucunda, insan ırkı makinelere daha da bağımlı hale gelecek. Okulların, bu durumları göz önünde bulundurarak eğitim vermesi gerekecek. Şu anki General Electric sergisinde geleceğin okulu da bulunuyor. Bu okulda kapalı devre televizyonlar ve programlı kasetler, öğrenme sürecinde öğrencilere yardım edecek. Sadece öğretim tekniklerinde ilerleme sağlanmayacak, ayrıca öğretilen şeyler de değişecek. Tüm lise öğrencileri bilgisayar teknolojisinin temellerini öğrenecek, ikili aritmetiklerde yeterli bilgiye sahip olacaklar ve Fortran gibi bilgisayar dillerinde ustalaşacaklar.

Bunlar gerçekleşse bile insan ırkı ‘’sıkılma hastalığından’’ dert yanacak. Bu hastalık her yıl yayılıyor ve şiddetle artıyor. Ruhsal, duygusal ve sosyolojik sorunlar baş gösterecek. Benden söylemesi, psikiyatri 2014 yılında en önemli tıbbi alan olacak. Bu alanda yaratıcı çalışmalar yapabilen birkaç şanslı kişi, insan ırkının seçkinlerinden sayılacak, çünkü tek başlarına bir makineden daha fazlasını yapıyor olacaklar.

Bakın size söylüyorum, 2014 yılına dair yapabileceğim en iç karartıcı gözlem şudur: Boş vaktin zorunluluk olduğu bir toplumda, insanların kullandığı en şerefli kelime ‘’çalışmak’’ olacaktır.

Çeviren: Burak Avcı | Yazan: Isaac Asimov, 1964

Yazar: Konuk Yazar

Bu içerik bir konuk yazar tarafından üretilmiştir. Siz de sitemizin konuk yazarlarından biri olabilirsiniz. Yapmanız gereken tek şey, kaleme aldığınız bilimkurgu temalı makale ve öykülerinizi bilimkurgukulubu@gmail.com adresine göndermek. Editör onayından geçen yazılarınız burada yayımlanıp binlerce okurun beğenisine sunulacaktır. Gelin bu arşivi birlikte büyütelim...

İlginizi Çekebilir

battlestar galactica

Battlestar Galactica’nın Bilimkurguda Bıraktığı Derin İzler

Battlestar Galactica, kendi yarattığı robotlar tarafından soykırıma uğrayıp kaçak durumuna düşen bir grup insanın hikâyesi …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et