scientology

Bilimkurgudan Dine: Scientology

“Kelimesi bir cent’e hikaye yazmak saçmalıktır, Eğer biri gerçekten 1 milyon dolar kazanmak istiyorsa, bunun en iyi yolu kendi dinini yaratmasıdır!” – L. Ron Hubbard

Tam 173 sene önce o meşhur “Din toplumun afyonudur (Die Religion ist das Opium des Volkes)” sözünü dile getiren Karl Marx, geçmişi analiz ettiği kadar geleceği de gördü mü bilinmez. Ancak, 20. yüzyılın ikinci yarısında Raeliyan Hareketi’nden (Raelian Movement) tutun Heaven’s Gate’e kadar dünyanın çeşitli yerlerinde Ufo-uzaylı dinleri ve Dünya Düzdür Cemiyeti (The Flat Earth Society) gibi “akla zarar” ve insanların zekalarıyla alay eden oluşumlar kurulmuştu. Fakat bu dinlere bakıldığında göze çarpan şeylerden biri, hepsinin bilimkurgudan besleniyor oluşuydu. Hatta Scientology’nin kurucusu bir bilimkurgu yazarıydı!

Scientology’nin yaratıcısı L. Ron Hubbard, en başarılı olduğu tür olan pulp fantastik ve bilimkurguyla tanınmasına karşın daha öncesinde Kurt von Rachen ve René Lafayette rumuzlarıyla macera, havacılık, gezi, gizem ve hatta kovboy, aşk romanları gibi çeşitli türlerde eserler kaleme alan başarılı bir yazardı. İlk kısa hikayesi Tah, üniversite matbaasında 1932’de basılmıştı, ancak ilk gerçek anlamda okuyucuyla buluşması, pulp dergisi Thrilling Adventure’ın 1934 yılında kısa hikayelerinden birini basmasıyla gerçekleşmişti. 6 yıllık süreçte macera ve gizem türlerinde 140’tan fazla kısa hikayesi benzer dergilerde yayınlandı. Hubbard, bilimkurgu yazmaya ilk olarak 1938 yılında yine bir pulp dergi olan Astounding’de başladı. 10 yıl boyunca hem Astounding’e hem de Unknown dergisine yazılarıyla büyük katkılarda bulunmuş ve dergilerin tirajını arttırmıştır. Ancak oldukça başarılı yazım hayatına ve okuyucularının ona modern bilimkurgunun doğuşunda önemli bir rol yüklemesine rağmen, Hubbard, türün diğer öncüleri olan L. Sprague de Camp, Robert A Heinlein ve Isaac Asimov’un gittiği yoldan ayrılmış ve kendi kaderini çizmiştir.

L. Ron Hubbard
Scientology’nin kurucusu ve bilimkurgu yazarı L. Ron Hubbard

Aslında her şey, L. Ron Hubbard’ın 1950 yılında Dianetik isimli bir kitap yazmasıyla başlar. Yazdığı kitap öyle tutar ki, ülkede en çok satılan kitaplardan biri haline gelir ve günümüze kadar da 18 milyon kopyaya ulaşır. İlk başlarda kişisel gelişim akımı olan Dianetik, 1954 yılında ilk Scientology Kilisesi‘nin (The Church of Scientology) açılmasıyla bir dine dönüşür. Yaşamı boyunca 1084 eser sahibi olarak Guinness dünya rekorunu elinde bulundurmaktadır. Hubbard ölmeden önceki son 4 yılında Battlefield Earth romanı ve 10 ciltlik Mission Earth serisiyle yeniden bilimkurgu yazmaya başlar. Hatta 2000 yılında Battlefield Earth romanı sinemaya uyarlanmış ve filmde John Travolta da başrol oynamıştır.

Scientology’nin amacına baktığımızda ‘Dianetik: Ruh Sağlığının Modern Bilimi’ adlı eserde genel hatlarıyla şunları görüyoruz:

Bundan 75 milyon önce galaksi konfederasyonunun lideri Xenu, milyarlarca varlığı Dünya’ya göndererek Hawaii yakınlarındaki bir yanardağa attı. Günümüzde insanların yaşadığı acı ve sıkıntıların kaynağı halen yeryüzünde olan bu varlıkların ruhlarıydı. Her yeni doğan bebeğe giren bu ruhlara Theatan denmekteydi. Scientologistler, bedenleri bu ruhlardan kurtarmayı amaçlarlar. Yunanca kökenli “dia” ve “nous(zihin) kelimelerinin birleştirilmesiyle oluşan Dianetik (zihin yoluyla), psikoloji ve psikiyatriyi kesinlikle reddeden ve bunların yerine uygulanan bir öğreti olarak karşımıza çıkmaktadır.

scientology-3

Temel öğretiye göre, insan zihni analitik zihin ve reaktif zihin olmak üzere iki bölümden oluşur. Bilinç kapalıyken devreye giren reaktif zihin şok, travma, ızdırap gibi kötü anıları kaydeder. Reaktif zihinde kaydedilen kötü deneyimlere “engram” denir. Dianetik sayesinde kişinin belleğinin engramlardan temizlendiği ileri sürülmektedir. Hipnozdan daha farklı bir yöntem olan ve “Reverie” olarak adlandırılan bu metot sayesinde kişi yaşadığı travmaları silebilmekte, kendinden saklanan olaylara ulaşabilmektedir. Scientologistlere göre dianetik zihnin kapasitesini arttıran, insanın temel doğasını ortaya çıkarmaya çalışan bir sistemdir.

Engramları tespit etmek için E-metre (elektropsikometre) adlı cihaz kullanılıyor. Denetçi, kişiye çeşitli sorular soruyor, kişi bunları cevaplarken yalan makinesine benzeyen E-metre, vücuttaki küçük elektrik akımlarını ölçüyor. Scientolojistler, cihazın bilinçaltına ulaşarak bilinçsiz yalanların köklerini açığa çıkardığını düşünüyor.

dianetics-logo1

Oluşumda alkol ve her türlü ilaç kullanımı yasaklanmıştır. Çünkü Scientolojistler, pek çok hastalığın psikosomatik olduğunu düşünüyor ve ilaçla tedaviye karşı çıkıyor. Scientology’de vücut geçici bir araç olarak düşünülüyor. Teknoloji ya da ‘tek’, Scientolojistlerin L. Ron Hubbard’ın metot ve ilkelerine verdiği isim. Scientolojistlere göre Hubbard yarı peygamber, yarı öğretmen, yarı kurtarıcıdır. Yazdığı her kelime Tanrı kelamı gibi değer görür.

Scientology’de de mason localarında olduğu gibi derece veya mertebe sistemi vardır. 8 dereceden oluşan sistemde en yüksek derece OT VIII (Operating Thetan Level 8) ‘dir ve bu dereceye ulaşan aydınlanmaya ermiş ve tam özgürlüğüne kavuşmuş kişi oluyor. En üst seviyeye ulaşmak için yüzlerce ve hatta binlerce kez E-metre’den geçmek gerekiyor. OT’lerin cansız nesneleri zihinle hareket ettirebileceği, telepatik olarak haberleşebileceği, insan ve hayvan davranışlarını kontrol edebileceği öne sürülüyor.

Scientology’e göre:

  • Bütün insanlar aslında ölümlüdür ve Scientology sayesinde tanrısal bir varlığa ulaşmaları mümkündür.
  • ‘Sessiz doğum’ yapılmalıdır. Yani çocuğun doğum anı mümkün olduğunca sessizlik içinde meydana gelmelidir ki, çocuklar ileride de sükûnet içinde huzurlu bir yaşam sürebilsin.
  • Elektropsikometre (E-metre), acıyı ölçebilen bir makinedir. Makineye bağlı iki teneke kutuyu elinde tutan insanın, acı anıları iletilir.
  • Narconon, Scientolojistlerin uyuşturucu rehabilitasyon programıdır ve bağımlılıktan kurtulmanın tek yoludur.
  • Eşcinsellik ve mastürbasyon da dahil olmak üzere her türlü cinsel ‘sapma’ yanlıştır.
  • İnsanlar çoğu hastalığı kendileri yaratır.
  • Dinin mottosu, ‘Her şey değişebilir‘. Bu, insanların ve dünyanın problemleri çözülebilir anlamına da geliyor.
tom-cruise-ve-john-travolta
Tom Cruise ve John Travolta

Tahmin edileceği üzere bu dinde denetleme ücreti başta olmak üzere tüm hizmetlerde çok ciddi ücretler ödeniyor. Sırf arınmak ve daha yüksek derecelere ulaşabilmek için evini, arabasını ve hatta elindeki her şeyi satan yüzlerce takipçisi var. 1954’te ilk kilisesi açıldığında sıfır müritle başlayan ve 60 yıllık serüvende dünya çapında sayısız kiliseyle birlikte bugün milyonlarca müride ulaşan Scientology’nin yayılma başarısı olağanüstü düzeydedir. Peki nasıl bu kadar hızlı büyüdüler ve hep gündemde kalmaya başarabildiler? Cevabı basit: Hollywood ünlülerini kullanarak… 1955 yılında Scientology yöneticileri ‘Project Celebrity(Ünlü Projesi) adı altında bir plan yürürlüğe sokarlar. Böylece kendi müritleri oluşumun ücretsiz reklamını yapacaklardır. Kuşkusuz aralarındaki en ünlüsü Tom Cruise. Bir diğer öne çıkan isim de John Travolta. Scientology ile başlayan ünlü projesini günümüzde birçok tarikatta da görmek mümkün. Hatta kendi ülkemizdeki çok sayıda cemaat ve tarikatta bile uygulanıyor ve epeyce de etkili olduğu su götürmez bir gerçek.

Şimdiye kadar milyonlarca üyesi olan bir yapılanmadan bahsettik. Ancak madalyonun diğer tarafındaysa, özel bir ordusu, ABD başta olmak üzere bazı devletlerin önemli kademelerinde müritleri olan ve milyarlarca dolar değerinde şirketler zincirinden oluşan bir din var.

scientology

Scientology, 1967’de kurulan Seo Organization isimli paramiliter bir deniz gücüne sahiptir. Dünya çapında 3000’den fazla kilisesi ve 154 ülkede misyonerleri bulunmaktadır. Hubbard yazdığı kitap çok tutunca, bunu 1954’te dine dönüştürmek istemiş ve başarmıştır, ancak bir sorun vardır: Vergi. Eğer ABD Scientology’i din olarak tanırsa, vergiden muhaf olacaklardır. Scientology devlet içindeki kendi yapılanmaları sayesinde bunu da başarır. Gittikçe popüler hale gelen bu yapıya karşı doğal olarak protesto hareketleri ve devlet baskısı da ortaya çıkar. Hatta FBI sık sık yapıyla ilgili kurumlara baskınlar düzenler. Ancak Scientology’nin eleştirilere karşı hiç ama hiç tahammülü yoktu. Zira ABD devletinden edindikleri belgeleri kullanarak, kendilerini eleştirenlere şantaj yapmakla suçlanmışlardır. Bu olaya Operation Snow White ismi verilir. Ayrıca devlet içindeki adamları aracılığıyla kilisenin aleyhindeki FBI belgelerini çalmışlar ya da yok etmişlerdir. Günümüzde dahi en ufak bir eleştiriye tahammülü olmayan bu yapılanma, aleyhinde söylemlerde bulunan pek çok insana dava açmayı sürdürmektedir.

Bunlar haricinde Scientology yüzünden çok sayıda üyenin de ölmesi söz konusudur. Bu üyeler arasında, kilisedeki psikolojik testin ardından intihar eden Kaja Ballo, alternatif tıp uygulamaları nedeniyle hastalığı iyice kötüleşen oğlunun kurbanı olan Elli Perkins veya yapının yönetim merkezinde “tedavi” görürken akciğer embolisinden ölen Lisa McPherson (Kilise taksirle ölüme sebebiyet vermekle suçlanmıştır) gibi isimler vardır. Time dergisi 1991’de Scientology’i “Üyelerine ve eleştirmenlerine mafyavari biçimde gözdağı vererek hayatta kalan, son derece karlı bir küresel dolandırıcılık” olarak niteledi. Şimdilik Türkiye’de şube veya kilise açmadılar, ancak açmayı planladıklarına dair haberler yayınlanmıştır. Örneğin 2007 yılında yayınlanan bir habere göre, Scientology tarikatının Türkiye sorumlusu Zafer Yılmaz “ilk aşamada olduklarını ve tüm ülkeye yayılmayı hedeflediklerini” söylemiş ve eklemiştir: “İkinci aşamada milletvekillerine ulaşılacak.”

Konu hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak istiyorsanız, 2015 yapımı Going Clear: Scientology and the Prison of Belief belgeselini izleyebilirsiniz.

[imdb id=”tt4257858″]

Hazırlayan: Emre İnanır

Kaynaklar ve İleri Okuma İçin:

Yazar: Konuk Yazar

Bu içerik bir konuk yazar tarafından üretilmiştir. Siz de sitemizin konuk yazarlarından biri olabilirsiniz. Yapmanız gereken tek şey, kaleme aldığınız bilimkurgu temalı makale ve öykülerinizi bilimkurgukulubu@gmail.com adresine göndermek. Editör onayından geçen yazılarınız burada yayımlanıp binlerce okurun beğenisine sunulacaktır. Gelin bu arşivi birlikte büyütelim...

İlginizi Çekebilir

Bene Gesserit

Kadim ve Güçlü Bir Kadın Düzeni: Bene Gesserit

Dune, hacmi ile göz kamaştırıcı bir boyutta. O kadar çok farklı karakter, fraksiyon ve unsur …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et