Dünya Bir Nötron Yıldızı Kütlesine Sahip Olsaydı

İlk bakışta fotoğrafta neyin olup bittiğini anlamayabilirsiniz. Dikkatli bakın, göreceksiniz.

Bizler, cisimlerin görünümlerinin ve şekillerinin “içsel özellikleri” olduğunu varsayarız; çünkü yaşadığımız mezo-boyutta karşılaştığımız cisimler uzay-zamanı dikkate değer miktarda bükmezler. Dolayısıyla onlardan yansıyan ışık pratik olarak dümdüz bir rota izleyerek gözümüze ulaşır; yol boyunca eğilip bükülmez. Bu nedenle o cisimlerin üretildikleri veya sahip olduğu şekli olduğu gibi görürüz.

Ancak eğer ki uzay-zamanı normalde olandan çok daha fazla şekilde bükebilecek biçimde cisimlerin kütlelerini değiştirseydik, şekilleri birebir aynı kalsa bile bizim onları nasıl gördüğümüz değişirdi! Örneğin fotoğrafta, sol tarafta Dünya‘nın normalde neye benzediğini görüyoruz. Sağ tarafta ise, birebir aynı Dünya’nın, eğer ki nötron yıldızı kütlesine sahip olsaydı onu nasıl göreceğimizi görüyoruz. “Onu nasıl göreceğimizi” diyoruz; çünkü sağ taraftaki Dünya’nın şekil olarak soldakinden aslında hiçbir farkı yok!

Ancak kütlesi bir nötron yıldızınınki kadar (kabaca Dünya’nın 500.000 katı) olduğu için, etrafındaki uzay-zamanı normalde bizim Dünya’mızın yaptığından kat be kat fazla bükebiliyor. Bu da, Dünya’nın normalde göremeyeceğimiz taraflarından da ışığın gözlemci olarak bize ulaşmasını sağlıyor (bu fotoğrafın çekildiği noktada olduğunuzu varsayın). Böylece, normalde (sol tarafta) çok az görülen Kuzey Kutbu buzulları, sağ tarafta neredeyse bir bütün olarak görülüyor! Halbuki Kuzey Kutbu’nun yeri değişmedi; halen aynı yerde! Ancak Kuzey Kutbu’ndan çıkıp normalde bize ulaşamayacak olan ışınlar, “Nötron Yıldızı kütlesine erişmiş Dünya”nın uzay-zamanı aşırı miktarda bükebilecek olmasından ötürü, birebir aynı noktadan baksak bile görünür bir hal alıyor!

Dahası, Dünya’nın şekli aslen değişmese bile, sanki daha da basıklaşmış gibi gözüküyor!

Bu da, söz konusu alışageldiğimiz cisimler ve klasik fizik ötesine geçtiğimizde, Evren’e bakışımızı neden değiştirmemiz gerektiğine dair ilginç bir perspektif sunuyor.

Kaynak

Yazar: Çağrı Mert Bakırcı

Evrim Ağacı'nın kurucusu ve idari sorumlusu, popüler bilim yazarı ve anlatıcısıdır. ODTÜ'den mezun olduktan sonra, doktorasını Texas Tech Üniversitesi'nden almıştır. Doktora araştırma konuları evrimsel robotik, yapay zekâ ve teorik/matematiksel evrimdir. "Evrim Kuramı ve Mekanizmaları" ve "50 Soruda Evrim" kitaplarının yazarı, "Şüphecinin El Kitabı" kitabının eş yazarı, "Evrenin Karanlığında Evrimin Işığı" kitabının yazar ve editörüdür. Şu anda, ekibiyle birlikte, Evrim Ağacı, Kreosus ve birtakım diğer dijital projeleri geliştirmekte ve sürdürmektedir.

İlginizi Çekebilir

Dinozorsuz Dinozor Filmi: 65

65… Nereden başlasak? 10 Mart 2023 tarihinde beyazperdede yerini alan 65, alternatif tarih temalı bir …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et