Pasifik’i Plastikten Arındırmak

Okyanusların derinliklerinin hâlâ tamamıyla keşfedilemediğini belki duymuşsunuzdur. Peki, ama bizim ulaşamadığımız bu derinliklere ve ücra köşelere çöplerimizin, özellikle plastik atıkların ulaştığını biliyor muydunuz? Ya da Pasifik Okyanusu’nda belirli bir alanın yüksek plastik atık yoğunluğu nedeniyle Büyük Pasifik Çöp Alanı olarak adlandırıldığını….

Bu konu için araştırma yaparken içim burkularak seyrettiğim YouTube videoları arasında bir deniz canlısının midesinden çıkan plastikler, bir naylon ipin boynuna dolandığı deniz aslanı, bir pipetin neredeyse tamamıyla burnuna girdiği deniz kaplumbağası var. Ne yazık ki bu hayvanların çektiği acıda hepimizin payı söz konusu. Ama acı çekecek sadece onlar değil. Her zamanki gibi doğaya yaptığı kötülüklerin insanlığa bir bedeli oluyor. Okyanusta plastikler zamanla mikroskobik parçalara ayrışıyor ve bu mikroskobik parçalar besin zincirine dahil oluyor. Yakında aldığımız balıklardaki plastik oranını öğrenmek zorunda kalabiliriz.

Büyük Pasifik Çöp Alanı’ndaki plastik parçalar akıntılar sebebiyle dev bir girdap gibi dönerek hareket ediyor. Daha önce speküle edildiği gibi katı bir yapısı olmayan bu çöp alanları, irili ufaklı plastik parçalarından ve özellikle okyanusa bırakılmış balık ağlarından oluşuyor. Mikro-parçacıkların bu alandaki plastiklerin ağırlıkça yüzde sekizi kadar oldukları tahmin ediliyor. Hawai ve California arasındaki çöp alanında 1.8 trilyon parçadan oluşan yaklaşık 87.000 ton atık olduğu tahmin ediliyor. Tüm Pasifik’te plastik atıkların yayıldığı alanınsa yaklaşık 1,6 milyon kilometre kare olduğu düşünülüyor. Bir başka deyişle Türkiye’nin yüz ölçümünün iki katından fazla.

Neyse ki aramızdan bazıları çoğunluğun yaptığı gibi olanları seyretmekle yetinmiyor. Şu an yirmi dört yaşında olan Hollandalı genç girişimci ve mucit Boyan Slat, on yedi yaşından beri okyanusları temizlemeyi hayal ediyor. Bu gencin kurduğu Ocean Cleanup isimli kâr amacı gütmeyen şirket, Pasifik’teki Büyük Çöp Alanı’nı temizlemek için hazırladığı dev kolları geçtiğimiz Eylül ayı başında San Fransisko’dan yola çıkardı. İlk önce iki haftalık bir teste tabi tutulacak olan kollar, eğer başarılı olursa en yakın sahilden 2250 km uzağa bırakılacak.

Bu yaklaşık 600 metre uzunluğundaki insansız yapının okyanustaki ilk yılı boyunca yaklaşık 70 ton plastik atık toplaması bekleniyor. Ortalama 20 milyon dolara mal olan bu yapı eğer başarılı olursa, Ocean Cleanup önümüzdeki 5 yıl içinde bu kollardan düzinelercesini Pasifik’e indirerek Büyük Çöp Alanı’ndaki plastiklerin yarısını temizlemeyi planlıyor.

Temizleme sistemi şu şekilde çalışacak: Kollar, çekme teknesinden ayrıldıktan sonra akıntı sayesinde bir “U” şeklini alıyor. Rüzgar ve dalgalar tarafından hareket ettirilecek bu kollar, ilerledikçe plastiği “Pac-Man” gibi içine hapsedecek. Yakalanan plastik daha sonra karaya taşınacak, ayrılıp geri dönüştürülecek. Sistem, mikro plastik parçaları yakalamak için kollardan sarkan yaklaşık 3 metre uzunluğunda delinmez bir eteğe sahip. Bu eteğin okyanustaki canlı yaşamını tehdit etmeyeceği, canlıların bu eteğin altından geçebileceği Ocean Cleanup tarafından açıklandı. Ama yine de temizleme sistemi hakkındaki şüphelerden biri bu noktaya odaklanıyor: Balıkçılıktan edinilen tecrübeye göre denize yerleştirilen her yeni yapı küçük balıkları kendisine çekiyor. Küçük balıkları büyük balıklar takip ediyor ve yapı ekosistemin bir parçası haline geliyor. Bu noktada endişeler, ekosisteme zarar vermeden atık plastikleri toplamanın mümkün olup olmadığı konusunda yoğunlaşıyor.

Aslında sistem hakkındaki en büyük şüphe gerçekten atık toplayıp toplayamayacağı konusunda. Şimdiye kadar sadece simülasyonlarda test edilen sistem, okyanusta yüksek tuz yoğunluğu, güçlü rüzgar ve fırtınaların olduğu doğal şartlarda kısa vadede ve uzun vadede atık toplayabilecek mi ve topladığı atıkları içinde tutabilecek mi? Bu soruların cevabını yakında alacağız. Denizleri ve okyanusları plastikten arındırmak için daha etkili ve ucuz bir yol var mı? Şimdilik bu sorunun cevabını bilmiyoruz ama umarız bu projeyi yenileri takip eder. Çünkü ideal olan her ne kadar okyanusları kirletmemek olsa da insanlık olarak biz bu haltı yedik ve yemeye de devam ediyoruz. Pisliğimizi temizlemeye bir yerden başlamanın zamanı geldi de geçiyor bile…

Kaynaklar:

Yazar: Murat Yıldırım

Bilim veTeknik dergisinde popüler bilim yazarlığı ve editörlük yapmışlığım var. Bilimkurgu Kulübü websitesinde yazı yazmaya ve çeviri yapmaya devam ediyorum. Amatör olarak yazdığım hikayelerim yine Bilimkurgu Kulübü websitesinde, Yerli Bilim Kurgu Yükseliyor e-dergiside, Kayıp Rıhtım aylık öykü seçkisi ve Lagari Fanzin'de yayımlandı. Elime geçen, hoşuma giden herşeyi okurum ama özellikle bilimkurgu, fantazi ve korku edebiyatına bayılırım. Eğitim hayatımda yolum Istanbul Atatürk Fen Lisesi, Boğaziçi Üniversitesi, University of Iowa ve University of Ottawa'dan geçti. Şu anda hayatımı ultrahızlı lazer laboratuvarlarında THz bandında foton toplayarak kazanıyorum.

İlginizi Çekebilir

Dünden Bugüne Robotlar #4: Otomasyon

İlk Endüstri Devrimi İngiltere’de 18. yüzyılın sonlarında tekstil endüstrisinin makineleşmesi ile başlamıştı. Daha önceleri yüzlerce …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et