Dünyanın Meşhur Robotları: Robo Sapiens’e Doğru

Çok iyi bilindiği üzere, bir terim olarak “robot” kelimesi ilk kez 1920 yılında Çek yazar Karel Čapek’in “R.U.R.(Rossumovi Univerzální Roboti – Rossum’un Evrensel Robotları) adlı tiyatro oyununda kullanılıyor. Büyük ilgi gören ve kısa süre içinde 30 dile çevrilen oyundaki robotlar, fabrikada çalıştırılan yapay insanlara karşılık geliyordu. Günümüzdeki modern anlamıyla robotlara en çok Čapek’in oyununda olduğu gibi fabrikalardaki üretim bantlarında rastlasak da, robotların kullanım alanları artık epey geniş bir yelpazeyi kaplamakta. Endüstriyel işlevlerine ek olarak, madencilikte, patlayıcı algılama ve radyoaktif atıklarla baş etme vb. tehlikeli işlerde, eğitimde, sağlıkta, askeriyede ve okyanus diplerini, uzaydaki gök cisimlerini araştırmada ve keşif seferlerinde bilimsel amaçları gerçekleştirmek üzere –şimdilik- insanlığa hizmet etmeye devam ediyorlar. Hatta son yıllarda yatak odalarımızda birer hayat arkadaşı olarak bile onlardan faydalanmaya başladık. (Bu son konuda daha önce kaleme almış olduğum “Seks Robotları Geliyor!” başlıklı yazımı okumak isteyebilirsiniz)

Dan Brown’un “Başlangıç” adlı son romanında bahsettiği “Tekniyum” âleminin akıllı üyeleri diyebileceğimiz, belki de gelecekte Robo Sapiens olarak adlandırılacak olan bu yeni türün evrimi devam ediyor. Robo Sapiens’in gerçek hayattaki evrimleşmesinde, robotların bilimkurgudaki temsilleri de hiç şüphesiz fikirsel boyutta yardımcı oluyor. (Bu konudaki eski bir yazım: Bilimkurgunun Unutulmaz Robotları)

Hadi birlikte hem tarihte bilinen, hem de son yıllarda dünya çapında şöhret sahibi olan gerçek robotlara şöyle bir göz atalım.

Robo Sapiens’in Ataları

Da Vinci’nin insansı robotuna dair çizimi

Tarihte bir gezintiye çıkarsak, elbette bugünkü gibi elektronik donanıma sahip olmasalar da mekanik aksamlarıyla belirli işleri yapmaktan ziyade eğlence amaçlı tasarlanmış robotlara rastlıyoruz. Bunlardan ilki, M.Ö. 400 yıllarında Eski Yunanlı filozof, astronom, matematikçi ve devlet adamı Archytas tarafından yapılan “Güvercin” adlı mekanik, ahşaptan bir yapay kuş. (1) Aynı zamanda havada uçabilen ilk insan yapımı nesne olarak da kabul edilen ve buhar gücünü kullanan Güvercin’in 200 metreye kadar yükselebildiği tarihsel kayıtlarda aktarılıyor. İnsansı görünüme sahip ilk robot ise dâhi mucit Leonardo Da Vinci tarafından 1495’te tasarlanıyor: Oturabilen, ayağa kalkabilen, kollarını hareket ettirebilen mekanik bir şövalye. (2) İslam medeniyetinin aydınlık dönemlerinde El Cezire başta olmak üzere kimi bilginlerin 12. yüzyıldan itibaren saatler, astronomik ölçüm cihazları, su çarkları gibi robotik biliminin gelişmesine katkı sağlayan mekanik icatlarının olduğunu biliyoruz. (3)

Robotların tarihsel geçidinde pek çok otonom cihaz tasarlamış olan Fransız mucit Jacques de Vaucanson’ın 1738’de ürettiği  “Ördek” önemli bir yere sahip. (4) 400’den fazla iç parçaya sahip Ördek, kanatlarını çırpabiliyor, yemek yiyebiliyor ve hatta yediklerini kimyasal yollarla sindirip dışkılayabiliyordu. Maalesef bugün elimizde Ördek’in orijinali mevcut değil ama Grenoble’deki bir müzede bir saat ustası tarafından yapılan bir replikası sergileniyor. Mekanik örneklerin dışında, elektronikten yararlanılarak üretilen ilk robotlardan biri de başka bir dâhi mucit Tesla’ya ait. 1898’de elektromanyetik dalgalar yoluyla uzaktan kontrol ettiği demir bir botu suda yüzdürmeyi başarıyor. (5)

Shakey

1960’lara geldiğimizde bilhassa fabrikalarda kullanmak üzere robotik kolların yapımına büyük önem verilmeye başlanıyor ve bu alandaki araştırmalar hız kazanıyor. İlk endüstriyel amaçlı robot, General Motors şirketi tarafından 1961’de “The Unimate” adıyla arabaların üretim bantlarında sıcak metalleri kesmek amacıyla hayata geçiriliyor. (6) Unimate, manyetik dev bir diskte kaydedilen ve adım adım ne yapacağının bilgisini taşıyan komutları yerine getiriyordu. Yapay zekâ destekli ilk robot olarak ise 1966’da Shakey karşımıza çıkıyor. (7) Shakey, etrafını algılayabilen ve buna göre kararlar alabilen ilk mobil robot kabul ediliyor. Yetenekleri arasında odalarda ve koridorlarda hareket etmek, ışıkları ve kapıları açıp kapamak, yakınındaki belli nesneleri itmek gibi özellikleri sayabiliriz.

1970 yılında Life dergisi tarafından tarihteki ilk “Elektronik İnsan” olarak duyurulan Shakey için, Robo Sapiens’in modern atası demek yanlış olmayacaktır. Shakey şu an Mountain View Bilgisayar Tarihi Müzesi’nde emeklilik günlerinin tadını çıkarıyor. Peki, ilk “Robo Erectus”, yani ayağa kalkıp yürüyebilen robot hangisiydi diye soracak olursanız, işte cevabı: “Cengiz” adlı robot. (8) MIT laboratuvarlarında üretilen bu altı bacaklı robotun ilk adımlarını aşağıdaki videodan izleyebilirsiniz.

Ve son olarak Pathfinder’ı nasıl unutabiliriz? Tarihteki ilk robot olarak kabul edilen Güvercin, sadece 200 metre yüksekliğe kadar havalanabilmişti. Tesla ise demir botunu birkaç metre uzaklıktan kontrol edilebiliyordu. O zamandan bu zamana teknolojinin ulaştığı noktayı kavrayabilmek adına, NASA tarafından Mars gezegenini keşfetmek için milyonlarca kilometre öteye yollanan Pathfinder harika bir örnek. (9) 1996’da gönderilen ve aynı yılın 4 Temmuz gününde (zamanlama manidar!) Mars yüzeyine iniş yapan Pathfinder’dan evvel de uzay araştırmaları için dünya dışı gezegenlerdeki keşif seferlerinde robotlar kullanılmıştı ama hiçbiri Pathfinder kadar meşhur olamadı. Elbette bunda Pathfinder’ın internetin yeni yeni yaygınlaşmaya başladığı bir dönemde hayatımıza girmesinin payı büyük.

(Not: Robotların tarihi hakkında daha ayrıntılı bilgiye İsmail Yamanol’un kaleme aldığı “Robotların Kısa Tarihi” adlı makalede erişebilirsiniz)

Şimdi de günümüzde halen varlığını sürdüren robotlar arasında en meşhur olanlarını hatırlayalım.

Sophia

Sophia, son birkaç ay içinde insansı (humanoid) robotlar âleminin adeta pop starı oldu. (10) 19 Nisan 2015’te Hanson Robotics firması tarafından aktive edilen Sophia, açılıştan açılışa koşuyor, dünyanın en zengin iş insanlarına konferanslar veriyor, televizyon programlarına katılıyor ve kendisiyle yapılan röportajlar internette paylaşım rekorları kırıyor. Üstelik o, tarihte bir ülkenin vatandaşlık verdiği ilk robot. İnsan olmadığı için başını örtmek zorunda olmadığı ve bir erkek tarafından refakat edilmeden sokakta dolaşabileceği Suudi din adamlarınca onaylanan Sophia, artık Suudi Arabistan vatandaşı. Ülkenin Sophia’ya vatandaşlık vermesi sosyal medyada, Sophia’nın Suudi kadınlardan daha çok hakka sahip olması bakımından gündem konusu hâline gelmişti. (11) Gelişmiş yapay zekâ ve derin öğrenme teknolojileriyle desteklenen ve oldukça insansı mimikler ve yüz ifadeleri sunabilen Sophia medyada “İnsanlığı yok edeceğim” beyanatıyla gündeme oturmuştu:

Sophia’yı üreten Hanson Robotics firmasına ait olan, görünüşleri ünlü figürlere benzetilmeye çalışılan başka robotlar da mevcut. Bunların arasında Einstein ve Philip K. Dick de bulunuyor.

Atlas

Boston Dynamics firması son yıllarda icat ettiği oldukça başarılı robot örnekleriyle dikkati çekiyor. Atlas da bunlardan biri. (12) Bilhassa şimdiye dek bir robot için yapamaz denilen sayısız hareketi dinamik şekilde gerçekleştirebilmesi büyük hayranlıkla –ve itiraf edelim ki biraz ürpertiyle- karşılanıyor. İnanılmaz bir denge algısına sahip olan Atlas, sadece laboratuarda değil, gerçek dış ortamlarda da yürüyebiliyor, düştüğünde kalkıp hareketine kaldığı yerden devam edebiliyor, nesneleri kaldırıp istenen yerlere koyabiliyor ve kendi ekseni etrafında hiç düşmeden dönerek zıplayabiliyor.

Asimo

Şimdilerde pabucu Sophia tarafından dama atılmış olsa da, 2000’li yıllar başka bir humanoid robot olan Asimo’nun ekranlarda boy gösterdiği, dünyanın değişik ülkelerinde etkinliklere katıldığı zamanlardı. (13) Honda firması tarafından ilk kez 2000’de kamuoyu önüne çıkarılan Asimo’nun isminin, “Advanced Step in Innovative Mobility” kelimelerinin baş harflerinden geldiği bilinse de, bilimkurgu edebiyatının efsane yazarlarından ve üç robot yasası ile bilinen Isaac Asimov’un soyadını çağrıştırması anlamlıdır.

Asimo, tüm dünyada yıllar boyunca katıldığı sayısız organizasyonda çocuklara bilim ve teknoloji ilgisi aşılamakta aracı oldu. Asimo’ya ait en unutulmaz anlardan biri ise, merdivenleri çıkarken düşmesi olarak hafızalara kazınmıştı.

Curiosity

Curiosity’nin Mars yüzeyine iniş anını ve etrafına ilk bakışlarını yukarıdaki videodan izleyebilirsiniz.

İnsanlığın dünya dışındaki yıldız sistemlerindeki ilk elçileri belki de robotlar olacak. Diğer uzaylı medeniyetlerin ilk teması organik bir insanla değil, bir Robo Sapiens ile yapması daha olası görünüyor. Türkçe “Merak” anlamına gelen Curiosity de şu an Mars’taki görevine devam ediyor, kendine ait sosyal medya hesapları üzerinden fotoğraflar paylaşıyor. (14) 2012’den beri kızıl gezegenden haberler geçen ve Mars hakkında bilgiler paylaşan Curiosity için dünya dışındaki ilk tele-muhabir robot da diyebiliriz sanıyorum.

Ve Son Olarak: Bakandan Özür Dileyen Robot!

Türkiye’de geçtiğimiz günlerde başka bir robot, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan ile girdiği polemik yüzünden gündeme geldi. Güvenli İnternet Günü dolayısıyla konuşan bakanın sözünü araya girerek kesmesi üzerine Sanbot isimli robot sahneden uzaklaştırılmak zorunda kalınmıştı. Çıkan haberlerde, robota format atılacağı söylentisi yayılınca sosyal medyada konuyla ilgili sayısız espri yapıldı. Fakat sonunda iş tatlıya bağlandı ve robot, bakandan özür diledi.

 Sonuç: Robo Sapiens’ler Her Yerde

Öyle görünüyor ki, 21. yy. robotların daha da akıllanıp hareketleneceği, otomasyon yeteneklerini artıracağı, insanların onlarla daha yakın ilişkiler kuracağı ve zamanla onlara daha da bağımlı olacağı bir yüzyıl olacak. Bu beraberliğin sonucunda insan türünün tarih sahnesinden silinip yerini robo sapienslere bırakıp bırakmayacağını henüz bilmiyoruz. Belki de sonumuz, homo sapienslerle karşılaşan Neanderthaller gibi olacak. Hep birlikte yaşayıp, göreceğiz. –Ya da göremeyeceğiz!-

Siz de bilinmesini istediğiniz başka meşhur robotları yazının yorum kısmında paylaşabilirsiniz.

Yazar: İsmail Yiğit

1982 Ankara doğumlu. Türkiye Bilişim Derneği’nin 2016 yılında düzenlediği bilimkurgu öykü yarışmasında “İhlal” adlı öyküsü üçüncülüğe seçildi. Fabisad'ın düzenlediği 2017 GİO yarışmasında “Satır Arasındaki Hayalet” adlı öyküsüyle öykü dalında başarı ödülü kazandı. İlgilendiği ana konular: Teknolojinin toplumsal inşası, sosyoteknik tasavvurlar, siber savaşlar, otonom silahlar, transhümanizm, post-hümanizm, asteroid madenciliği, dünyalaştırma... Ursula K. Le Guin, Philip K. Dick, Michael Crichton ve Kim Stanley Robinson, kalemlerini örnek aldığı yazarlar arasında. Parolası: “Daha iyi bir dünya pekâlâ mümkün!”

İlginizi Çekebilir

İmalattan Toptan İnanç: Tanrı Fabrikası

“Aşağıda, mahzende esrarengiz bir şey var, bütün dünyayı tersine çevirecek bir şey.” Semenderlerle Savaş‘ı incelerken …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et