Ursula K. Le Guin ve Philip K. Dick Aynı Okulda Okumuşlar

İnsan fazla meraklı olunca en beklenmedik şeyleri bile öğrenebiliyor. Öğrenilenler kimi zaman insanın zihnini ödüllendirecek kadar zengin, kimi zamansa acayip saçma olabiliyor. Fakat şüphesiz birçoğu ilgi çekici. Mesela bir filozof olan Ludwig Wittgenstein ve Adolf Hitler Avusturya’da bir okulda aynı sıraları paylaşmışlar. İlginç değil mi? Fakat konumuz bu değil. Konumuz yine beklenmedik bir ikili üzerine. Ursula K. Le Guin ve Philip K. Dick.

Bu iki yazar bilimkurgu okuyucularının gönlünde taht kurdu. Örneğin PKD’nin o dengesiz hallerini, ipe sapa gelmez tavırlarını, yaşadığı acayiplikleri ve hayat öyküsünü bilen bir okuyucu, üstüne bir de yazdığı bazı “yarı-otobiyografik” eserleri okuyunca sahiden yoğun duygular yaşayabilir.

ursula k le guin

PKD’yle aynı jenerasyonda yetişmiş bir diğer usta yazar Ursula Le Guin, PDK’yle alakalı şunları söylüyor:

“Benden bir yaş büyük olan Philip K. Dick, gençliğini yetiştiğim şehir Berkeley’de geçirdi. İkimiz de 1947’de Berkeley Lisesi’nden mezun olduk. Okulda üç binden fazla öğrenci olması onun ismini hiç duymamış olmamın açıklaması olabilir ama yine de garip. Üstelik lise yıllarından tanıdıklarım da onu hatırlamadığını söylüyor. Tam bir tek tabanca mıydı, yoksa hep mi hastaydı? Belki de akademik öğrenimi yerine başka bir mevzuda geliştirmek istiyordu kendini. Hatta okul yıllığında ismi var, fakat resmi yok.

Görünen o ki Dick’in gerçek hayatında da yazdığı şeylerde olduğu gibi gerçeklik kavrayıştan uzaklaşıyordu ve bulunması mümkün hakikatler birdenbire ya tartışılabilecek bir iddiaya ya da sade etiketlere dönüşüyordu. Çok sonraları mektuplaştığımız da oldu. Konu hep yazmaktı. Onun yazdıklarını ne kadar beğendiğimi bilirdi. Birkaç kez telefonda da konuştuk fakat gerçek hayatta hiç karşılaşmadık.”

philip-k-dick

Belki bizim üstad PKD tuvaletlerde sigara içiyordu, derslerden kaçıp kupon yatırıyordu ya da belki tahmin edemeyeceğimiz türden bir hayat yaşıyordu. Fakat Ursula Le Guin’in PKD ile ilgili düşünceleri bununla sınırlı değil. Örneğin Le Guin, dilimize Metis Yayınları tarafından Rüyanın Öte Yakası olarak çevrilen The Lathe of Heaven kitabını PKD’ye bir saygı duruşu olarak niteler.

Tabii bu hadisenin gerçekleştiği dönemlerde PKD “kültürel bir kahraman” değildi. Blade Runner ve öbür PKD uyarlamaları ortada yoktu; yani Hollywood PKD’nin zihin deryasına henüz adım atmamıştı ve Amerikan edebi çevresi tarafından pek de sıcak karşılanmıyordu. Gerçi bilimkurgu camiasında ve az da olsa Fransa’da PKD’nin belli bir etkisi vardı. PKD’yi destekleyenlerden biri de Ursula Le Guin’di… Sebebini açıklarken oldukça samimi Ursula Le Guin. PKD, doğu ezoterizmini batılı üslubuna sahip bir romanda işlerken oldukça doğal ve de kaliteli bir metin ortaya çıkarıyor. Özenti bir guru gibi görünmüyor yani. Nitekim Ursula Le Guin de PKD’nin bu özelliğinden etkilenerek Rüyanın Öte Yakası’nı yazıyor.

Kısacası PKD ve Ursula Le Guin sadece lisede değil, aynı edebi hayat okulunda da birlikte okumuş oluyor.

Kaynak

Yazar: Tuğrul Sultanzade

2000 yılında Bakü'de doğdu. Uzun bir süredir Kuzey Kıbrıs'ta yaşıyor.

İlginizi Çekebilir

simdi-ve-daima-kapak

Bir Başlangıç Kitabı: Şimdi ve Daima

Türü ne olursa olsun, yeni bir yazarı okumaya karar verdiğinizde ilk işiniz bir kitap seçmek. …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et